Çok yaklaştık ama olmadı. Nefesleri kesen ilk turdan çıkmayı başardık. Tokyo ile finalin kolay olacağını hesap ediyorduk. İyi yarıştığımız kesin. Ama netice olumsuz.'İstanbul kazanamadı' değil, İstanbul'a vermediler. Hak ettiği halde vermediler. Bırakın Türkiye'yi, bugüne kadar hiçbir İslam ülkesi olimpiyatlara ev sahipliği yapmadı. Neden? Bu sorunun makul cevabı yok. Kriter eksikliği olamaz. Gezi olaylarını bahane etmek de anlamsız. 'Olimpiyatı İstanbul'a vermeyin' diyen Geziciler çıktı ancak bunun sonuca etki ettiğini düşünmek Gezi'ye hak etmediği kıymeti vermek olur. Belki nedenlerden biri. O kadar. İstanbul neden kazanamadı? Altyapı yetersiz olduğu için mi? Tesisleşme eksikliğinden mi? Güvenlik riski mi? Hadi, Tokyo'yu pas geçelim İstanbul, 2016'yı kazanan Rio'dan daha iyi değil mi? Kıyaslanması bile abes. Olimpiyat İstanbul'a, İstanbul olimpiyata yakışacaktı. Ama olmadı. Onca çabaya rağmen. Siyasetçi, iş adamı, sporcu dört koldan mücadele etti. Üç gündür Buenos Aires'in otel lobileri İstanbul için kulis yapanlarda doluydu. Güne yağmurlu ve heyecanlı başladık. Başbakan Erdoğan Petersburg'tan 16 saatlik bir uçuşun sonunda geldi Arjantin'e. İlk sunum Türkiye yaptı. Tam not aldı. Sinyaller olumluydu. Sorular da zorlamadı. İlk kez bu kadar yaklaşmıştık. Rüya gerçekleşmedi. Önümüzdeki olimpiyatlara bakabilir miyiz bilmiyorum. 2020'yi çok istemiştik, hedefe de çok da yaklaşmıştık. Direkten döndük. Bir süre olimpiyat kelimesini bile duymak istemeyeceğiz.Biraz size Arjantin'ten söz edeyim… Buenos Aires'in kelime anlamı 'güzel havalar' demek ama iki üç gündür şehrin üzeri kara bulutlarla kaplıydı. Yağmur bize rahmet ve bereket getirmedi. Kışın son demleriymiş. Hava çok soğuk değil. Sıcağı da soğuğu da makul seviyelerde. O yüzden 'güzel havalar' deniyor. Arjantin düz bir coğrafya. Yüksek tepeleri ve dağları yok dense yeri. En geniş ve en uzun yol Buenos Aires'te. Şehrin göbeğindeki 9 Temmuz Caddesi'nin eni 160 metre. Havaalanındaki pistlerden daha geniş. Arjantin deyince biz Türkler'in aklına 'futbol' gelir. Uzun saçlarıyla Kempes çocukluğumun yıldızıydı. Sonraki yıllar Maradona yılları. Oynadığı yılların en iyi futbolcusu. Hem milli takımda hem de Avrupa liglerinde. İngiltere maçında 'elle attığı gol' kıyamete kadar hafızalardan silinmeyecek. 'Tanrı'nın eli' denmişti. Bugün ise Messi var. Maradona gibi sert değil kıvrak ve zarif.Buenos Aires'te hiç beklemediğimiz sürprizlerle karşılaşıyoruz. Mustafa Eker'in daveti üzerine Bakan Suat Kılıç'la 'Diyalog Merkezi'ne kahvaltıya gidiyoruz. Burada Türkiye'den göçmüş 4 Ermeni vatandaşımızla karşılaşıyoruz. Yaşları 80'i aşmış. Ama ihtiyarlıktan eser yok. Zihin ve bedenleri dinç. Her birinin renkli ve dokunaklı bir hikâyesi var. Agop Arzumanian İstanbul'lu, 82 yaşında. 40'lı yıllarda gelmiş. Nedenini tahmin etmek zor değil. Duygulandı ve 'Bu dünyada en zoru vatandan ayrılmak...' dedi. Futbol hakemliğinden emekli. 25 yıl Arjantin liginde yönetmediği maç yok. Maradona'nın maçları dahil. 'Sahada hırçın değildi. Onun faulleri saha dışında' diyor Maradona için. Kolundaki saati gösterdi, 'Fethullah Gülen Hocaefendi'den armağan' dedi. Yüzyıllar önce büyüklerinden kalan seccadeyi 'Kıymetini en iyi o bilir' diye hediye göndermiş. 'Neden Arjantin?' diye sordum. 'Savaşların, acıların en uzağı diye buraya geldik' dedi. Ardından 'Geldik ama vatanım, Anadolum burnumda tütüyor' demeyi de ihmal etmedi.Zadik Kalaycı, Sivaslı, 83 yaşında. O da görüntüsüyle, konuşmasıyla bizden biri. Müzik adamı. Amatör değil, profesyonel. Ud ve klarnet ustası. Askerliğini Genelkurmay Bandosu'nda yapmış. Gülhane Parkı açılırken sahne alan fasıl ekibinin içinde. Eski uduyla içli içli çalıp söylediği İstanbul türkülerini unutmayacağız. 'Allahümme salli...' diye mırıldanmaya başlayınca Agop Arzumanian duygulandı ve 'Vasiyetim var, beni bununla gömecekler' dedi. Garbis Adıyaman. 'Adım yaman ama ben mülayimim' dedi. O da sanatçı, tenör. Müthiş bir ses. 'Uyan, ey gözlerim...' bu kadar iyi söylenebilir. En yaşlısı Mıgır Bilir. Ordu'lu 89 yaşında. Askerliğini Erzurum Alvar köyünde yapmış. Heyecanlı 'Hala oraları unutamıyorum. Bu yaşımda da oralarda askerlik yapmaya hazırım' dedi. Sporcu, atlet... Çok defa Türkiye şampiyonu olmuş. Yakasında Şişli Kulübü'nün rozeti var. Bizden biri. 'Ermenice bilmiyorum. Türkçe konuşuyorum' dedi. Dördü de bizden biri. Görseniz ayırt edemezsiniz. Her şeyiyle Anadolu. Buenos Aires'teki Türk Okulu Herkül Koleji en sık uğrak yerleri. Okul, 2006'da açılmış, 190 öğrencisi var. Seneye lise bölümü açılacak.
↧