Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

İbrahim Öztürk - Olimpiyatlardan turizme!

$
0
0
Türkiye’nin kısa vadede dış açıklarını azaltabilmesi konusunda en hızlı kalıcı kaynak girişi bu saatten sonra ancak turizmden beklenebilir. Önceki yazıda bunun iki kritik ayağından birinin tanıtım, diğerinin de alternatif turizm destinasyonlarının yeniden projelendirilmesi gerektiğini ifade etmiştik.İçeriyi istediğimiz kadar geliştirelim ülke tanınmıyorsa, bir yıl boyunca yorulan soğuk ülke insanlarının gelip sahillere serilip, su dahi satın almadan, para bırakmadan ve ülkenizi tanımadan gitmesi kaçınılmazdır. Dolayısı ile pazarlama ve tanıtım ayağı çok önemli. Bunu yapabildiğimizi söylemek zor. Bu ifadeyi işin içinde bulunduğum tecrübelere dayanarak söylüyorum. Örneğin Japonya bizim çok turist çekeceğimiz bir ülke. Her yıl 20 milyon kadar turist gönderen bu ülkeden bize en fazla 200 bin kişi gelir. Yapılan hesaplamalara göre bir Japon turist, 3-5 civarında Batılı turist kadar harcama yapar. Bunun nedeni para değil, Japonların kültür ve tarih turizmine merak sarması, otantik tarihi ve sanat değerlerine düşkün olmasıdır. Japonya ve G. Kore’de Türkiye ile ilgili büyük de bir sempati var. Ancak ne Türkiye’de Japonya yıllarında, ne de Japonya’da Türkiye yıllarında bunu fırsata çevirebildik. Yapılan işlerdeki bayağılığı, temsilde yüz kızartan olayları anlatsam utanç duyarsınız. Bu sene de Çin’de Türkiye yılı var. Nasıl gittiğine dair, neler yapıldığına dair bir kamuoyu aydınlatma, halkı, bölge uzmanlarını olayların içine çekme konusunda tam bir başarısızlık hali hâkim. Bu işler hep şöyle olur: Konuyla ilgili devlet bir bütçe tahsis eder ve Ankara’nın bu işe abone olmuş kurtları işin üstüne çöker. Bu bütçe arada iç edilir. Birkaç sergi, döner kebap, sergi ile olay kapatılır gider. Sonuç ortada; Japon, G. Koreli turist her yere gider, nasılsa bize gelmez. Biz de onlara tarihte yaptığımız ‘kıyakları’ anlatarak, ‘hani kardeştik, ayıp olmuyor mu bize turist göndermiyorsunuz!’ diye komik duruma düşeceğimiz sitemler ederiz. Geçenlerde bir toplantıda Çinlilere ‘Ukrayna’dan aldığınız Varyak gemisini Boğazlardan geçirme karşılığında bize 1 milyon turist gönderecektiniz!’ denildiğinde 2012 yılında dünyaya tam 65 milyon turist gönderen bu ülkeden bir Prof. da ‘Yunanistan’a kadar gelen turistin neden buraya gelmediğini bana mı soruyorsunuz?’ diye cevap verdi. Doğru tanıtım ve doğru temsil demişken, 2020 Olimpiyatları vesilesi ile gösterdiğimiz performansa da bakalım. Finale kaldık, kaybetmek de var. Ancak okurlarımız, 16 Ağustos 2012 tarihinde, yani tam bir sene evvel Tokyo’dan yazdığım yazıda (İspanya’nın eleneceğini varsayarak yazıya katmamıştım) Türkiye ile Japonya arasındaki çekişmede olimpiyatların Tokyo’ya gideceğini, gerekçeleriyle yazmıştım. Duygular başka, gerçekler başka. Bizim açımızdan olimpiyatları almak belki kısa vadede iktisadi bir değer ifade etmeyecekti, belki mevcut inşaatçı ve TOKİ kafasıyla İstanbul büyük bir tahribata bile maruz kalacaktı. Ancak Türkiye’nin, bilhassa İstanbul’un tanıtımı açısından çok iyi olacaktı. Olimpiyatları almak için 1) Spor ahlakı, 2) Çeşitlenmiş spor başarısı, 3) Spora ilgi, 4) Sporda çeşitlilik ve 5) Altyapı gerekir. Türkiye’de bunların hiçbiri hakkıyla yok. Hele hele ardı arkası kesilmeyen doping olaylarından ve en tepedeki yöneticilerimiz tarafından şike olayları ile kirletilen spor sektöründen sonra final bile fazla! Bir de kültür ve medeniyetimizi tanıtacağımız bir toplantıda Batılılar için bile muteber görülmeyen bir şarkının bizim ezanlarımızın içine gömülerek verilmesi ancak yukarıda bahsettiğim temsil ve sunum zihniyetinin ne durumda olduğunu gösterir.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue