Fatih Terim’le yeni bir döneme adım atan Milli Takım, Bükreş’te Romanya karşısında zorlu bir sınav verecek. 2014 Dünya Kupası’na katılma yolunda bu maçı kazansak bile işimiz pek kolay değil, ama küçük de olsa bir umudun peşinden koşma durumundayız. Ayrıca dünya sıralamasındaki yerimizi düzeltebilmek için de mutlaka kazanmamız gerekiyor.Milli Takım, 2014 Dünya Kupası elemelerindeki bıçak sırtı maçlarından birini bu akşam Bükreş’te Romanya karşısında oynayacak. Ay Yıldızlı takımın Brezilya’ya gidebilme yolundaki umudu yok denecek kadar az ama başka nedenlerle de bu maçı mutlaka kazanmak gerekiyor. Dünya sıralamasındaki yerimiz çok büyük bir sorun olma yolunda. Andorra galibiyetiyle birkaç basamak yükselebiliriz. Romanya’yı yendiğimiz takdirde daha büyük bir sıçramayı gerçekleştirmek mümkün olabilecek.Açıkçası rakibimiz karşısında hem tarihsel hem de güncel olarak bilançomuzun parlak ve şansımızın pek yüksek olduğunu söyleyebilmek kolay değil. Tarihteki ilk milli maçımızı onlarla Cumhuriyetimizin kurulmasından 3 gün önce İstanbul’da yapıp 2-2 berabere kalmıştık. Sonrasındaki 24 maçlık bilançomuz hiç de iç açıcı sayılmaz. 24 maçın sadece 4’ünü kazanıp 7’sinde berabere kalabilmiş olmak epeyce can sıkıcı ve bu akşam için de biraz göz korkutucu.Fakat evimizde uğradığımız inanılmaz kayıpları artık buralarda telafi etmemiz gerekiyor. O bakımdan bu karşılaşma haliyle İstanbul’daki 1-0’lık yenilginin rövanşı anlamına da geliyor. O karşılaşmanın 45. dakikasında kalecimiz Volkan Demirel’in hatasıyla gelen gole karşılık verememek bize çok pahalıya malolmuştu. Onun ortaya çıkardığı moralsizlik ve güvensizlik sonraki karşılaşmalarda da Milli Takım’ı çok etkiledi ve kayıplar peşpeşe geldi.Bu durumu değiştirmek üzere ilk adımı geride bıraktığımız cuma akşamı Kayseri’de attık. Gerçi Andorra karşısında elde edilen farklı galibiyetin büyütülecek bir yanı yok ama ne olursa olsun kazanmak önemli. Bu akşamki maça haliyle daha umutlu ve moralli çıkacağız. Özellikle 3 gol atan Umut Bulut’un formu, kaptan Arda’nın hırsı, Gökhan Töre’nin dikkate değer sıçrayışı gibi etkenler bizi umutlandırıyor. Tarihi ve istatistikleri olumlu yönde değiştirme işine bu akşam Bükreş’te başlamak istiyoruz.Rakibimiz Romanya aslında bizden parlak bir grup serüveni yaşamadı ama İstanbul’daki galibiyetleri şu anda aramızdaki farkı oluşturdu. Özellikle grup lideri Hollanda karşısında her iki karşılaşmada da 4’er gol yemiş olmaları bunun en açık kanıtı. Ancak grupta bundan sonraki iki maçlarının Andorra deplasmanı ve ardından evlerindeki Estonya karşılaşması olması haliyle onları umutlandırıyor. Yani onlar açısından da bu akşam bir kader maçı sözkonusu.Evimizde kaybettiklerimizi dışarılarda toplamaya çalışmak elbette ki kolay değil ama Terim’in Aslanları da zoru sevdiklerini bugüne kadar birkaç kez gösterdiler. Özellikle 2008 Avrupa Şampiyonası’nda gösterdiğimiz müthiş çıkışı burada bir kez daha yinelemek gerekiyor. Bunu yapabilecek kalitemiz ve kapasitemiz elbette ki var. Ayrıca 2020 Olimpiyat Oyunları’nı Tokyo’ya kaptırmış olma moralsizliği ve öteki bilinen sıkıntılarımızı biraz olsun unutmamızı sağlayacak galibiyete şiddetle ihtiyacımız var.Şu anda grupta sadece 10 puanımızın oluşu üzücü. Üstelik bunların 6’sını Andorra’dan, 3’ünü de Estonya’dan alabildik. Milli Takım gruptan çıkamasa bile prestijini biraz olsun koruyabilme noktasında bu maçı mutlaka kazanmak zorunda. Gelecek ay deplasmandaki Estonya ve evimizdeki Hollanda maçlarına biraz daha moralli çıkabilmek için de bu akşam kazanmamız gerekiyor. En azından ‘yenemiyorsan yenilme’ çizgisinde durabilmemiz bile Brezilya umutlarımızı bitirir ama gelecek için çok şey ifade edebilir.Terim’in varlığı kuşkusuz önemli bir güvence. Milli Takım’ın Terim’li dönemlerde önce 1996 elemelerinde İstanbul’da 2-1 yenildiğimiz İsviçre’yi gidip orada aynı skorla yenmişliğimiz var. 2008 elemelerinde de İstanbul’da Yunanistan’a 1-0 yenildikten sonra Norveç’i gidip Oslo’da 2-1 yenip istediğimizi elde etmiştik. Romanya karşısında da böyle bir işi ancak Terim’le başarabileceğimizi biliyoruz. Nitekim rakibin en büyük tedirginliği de bu.Ay Yıldızlı takım toplam kalite olarak rakibinin epeyce üzerinde. Ancak grup maçlarında bunu göstermek mümkün olamadı. Tam tersine hiç beklenmedik kayıplarla sarsıldık ve bugünkü sıkıntılı duruma düştük. Buradan kurtulabilmek için Milli Takım’ın kağıt üzerindeki gücünü ve kalitesini sahaya koyması gerekiyor. Rakibin çılgın taraftarı önünde iyi bir sonuç alabilmek için bundan fazlasını yapmak da gerekebilir. Eh, onu yapacak gün de bugündür.
Fatih Terim’le yeni bir döneme adım atan Milli Takım, Bükreş’te Romanya karşısında zorlu bir sınav verecek. 2014 Dünya Kupası’na katılma yolunda bu maçı kazansak bile işimiz pek kolay değil, ama küçük de olsa bir umudun peşinden koşma durumundayız. Ayrıca dünya sıralamasındaki yerimizi düzeltebilmek için de mutlaka kazanmamız gerekiyor.Milli Takım, 2014 Dünya Kupası elemelerindeki bıçak sırtı maçlarından birini bu akşam Bükreş’te Romanya karşısında oynayacak. Ay Yıldızlı takımın Brezilya’ya gidebilme yolundaki umudu yok denecek kadar az ama başka nedenlerle de bu maçı mutlaka kazanmak gerekiyor. Dünya sıralamasındaki yerimiz çok büyük bir sorun olma yolunda. Andorra galibiyetiyle birkaç basamak yükselebiliriz. Romanya’yı yendiğimiz takdirde daha büyük bir sıçramayı gerçekleştirmek mümkün olabilecek.Açıkçası rakibimiz karşısında hem tarihsel hem de güncel olarak bilançomuzun parlak ve şansımızın pek yüksek olduğunu söyleyebilmek kolay değil. Tarihteki ilk milli maçımızı onlarla Cumhuriyetimizin kurulmasından 3 gün önce İstanbul’da yapıp 2-2 berabere kalmıştık. Sonrasındaki 24 maçlık bilançomuz hiç de iç açıcı sayılmaz. 24 maçın sadece 4’ünü kazanıp 7’sinde berabere kalabilmiş olmak epeyce can sıkıcı ve bu akşam için de biraz göz korkutucu.Fakat evimizde uğradığımız inanılmaz kayıpları artık buralarda telafi etmemiz gerekiyor. O bakımdan bu karşılaşma haliyle İstanbul’daki 1-0’lık yenilginin rövanşı anlamına da geliyor. O karşılaşmanın 45. dakikasında kalecimiz Volkan Demirel’in hatasıyla gelen gole karşılık verememek bize çok pahalıya malolmuştu. Onun ortaya çıkardığı moralsizlik ve güvensizlik sonraki karşılaşmalarda da Milli Takım’ı çok etkiledi ve kayıplar peşpeşe geldi.Bu durumu değiştirmek üzere ilk adımı geride bıraktığımız cuma akşamı Kayseri’de attık. Gerçi Andorra karşısında elde edilen farklı galibiyetin büyütülecek bir yanı yok ama ne olursa olsun kazanmak önemli. Bu akşamki maça haliyle daha umutlu ve moralli çıkacağız. Özellikle 3 gol atan Umut Bulut’un formu, kaptan Arda’nın hırsı, Gökhan Töre’nin dikkate değer sıçrayışı gibi etkenler bizi umutlandırıyor. Tarihi ve istatistikleri olumlu yönde değiştirme işine bu akşam Bükreş’te başlamak istiyoruz.Rakibimiz Romanya aslında bizden parlak bir grup serüveni yaşamadı ama İstanbul’daki galibiyetleri şu anda aramızdaki farkı oluşturdu. Özellikle grup lideri Hollanda karşısında her iki karşılaşmada da 4’er gol yemiş olmaları bunun en açık kanıtı. Ancak grupta bundan sonraki iki maçlarının Andorra deplasmanı ve ardından evlerindeki Estonya karşılaşması olması haliyle onları umutlandırıyor. Yani onlar açısından da bu akşam bir kader maçı sözkonusu.Evimizde kaybettiklerimizi dışarılarda toplamaya çalışmak elbette ki kolay değil ama Terim’in Aslanları da zoru sevdiklerini bugüne kadar birkaç kez gösterdiler. Özellikle 2008 Avrupa Şampiyonası’nda gösterdiğimiz müthiş çıkışı burada bir kez daha yinelemek gerekiyor. Bunu yapabilecek kalitemiz ve kapasitemiz elbette ki var. Ayrıca 2020 Olimpiyat Oyunları’nı Tokyo’ya kaptırmış olma moralsizliği ve öteki bilinen sıkıntılarımızı biraz olsun unutmamızı sağlayacak galibiyete şiddetle ihtiyacımız var.Şu anda grupta sadece 10 puanımızın oluşu üzücü. Üstelik bunların 6’sını Andorra’dan, 3’ünü de Estonya’dan alabildik. Milli Takım gruptan çıkamasa bile prestijini biraz olsun koruyabilme noktasında bu maçı mutlaka kazanmak zorunda. Gelecek ay deplasmandaki Estonya ve evimizdeki Hollanda maçlarına biraz daha moralli çıkabilmek için de bu akşam kazanmamız gerekiyor. En azından ‘yenemiyorsan yenilme’ çizgisinde durabilmemiz bile Brezilya umutlarımızı bitirir ama gelecek için çok şey ifade edebilir.Terim’in varlığı kuşkusuz önemli bir güvence. Milli Takım’ın Terim’li dönemlerde önce 1996 elemelerinde İstanbul’da 2-1 yenildiğimiz İsviçre’yi gidip orada aynı skorla yenmişliğimiz var. 2008 elemelerinde de İstanbul’da Yunanistan’a 1-0 yenildikten sonra Norveç’i gidip Oslo’da 2-1 yenip istediğimizi elde etmiştik. Romanya karşısında da böyle bir işi ancak Terim’le başarabileceğimizi biliyoruz. Nitekim rakibin en büyük tedirginliği de bu.Ay Yıldızlı takım toplam kalite olarak rakibinin epeyce üzerinde. Ancak grup maçlarında bunu göstermek mümkün olamadı. Tam tersine hiç beklenmedik kayıplarla sarsıldık ve bugünkü sıkıntılı duruma düştük. Buradan kurtulabilmek için Milli Takım’ın kağıt üzerindeki gücünü ve kalitesini sahaya koyması gerekiyor. Rakibin çılgın taraftarı önünde iyi bir sonuç alabilmek için bundan fazlasını yapmak da gerekebilir. Eh, onu yapacak gün de bugündür.