Dün Adnan Menderes’in idam yıldönümüydü. 52 yıl önce idam sehpasına doğru yürürken ‘Hayata veda ettiğim şu anda milletime ebedi saadetler dilerim.’ sözüyle asaletini ortaya koyuyordu. Halk kahramanı olmasına bir ezan yetti.Ne Yassıada mahkemeleri itibarına halel getirdi ne de idamı... Bir ‘son mektup’ hikâyesi var. Yıllar önce yazmıştım, tekrar hatırlatmak isterim. En yakın arkadaşı Ethem Menderes’e, “Bunlar beni taksitle öldürüyorlar…” dediği Yassıada’da, ölümün gelmekte olduğunu hissettiği son günler... Nöbetçi askerlerden birinin kendisine saygılı davranması dikkatini çeker. Çekinerek, kısık sesle, “Yavrum nerelisin?” diye sorar. “Muşluyum.” cevabını alınca, Gıyasettin Emre’yi tanıyıp tanımadığını öğrenmek ister. 1950-60 yılları arasında Demokrat Parti’den Muş milletvekilliği yapan Gıyasettin Emre, Adnan Menderes’in siyaset arkadaşıdır. Asker, “Tanıyorum.” deyince, “Sana bir mektup versem ona ulaştırır mısın?” diye sorar. Aldığı cevap olumludur. Adnan Menderes’in “Veda mektubu” böylece Gıyasettin Emre’ye ulaşır. Oradan da kamuoyuna... Ama nedense pek fazla bilinmez. Elinde bastonuyla Meclis’e sık gelen Gıyasettin Emre’den mektubun hikâyesini ayrıntılı dinlemiştim. Her idam yıldönümünde hatırlarım o mektubu. En çarpıcı cümlesi şudur: “Dirimden korkmayacaktınız...” Mesaj yüklü can alıcı satırlar şöyle: “Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. İdam sehpasına metanetle gidiyorum. Bunu silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz?” Devamı var elbette: “Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes’in ölümü sizi ebediyete kadar takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen merhametim sizlerle beraberdir.”Darbelerle hesaplaşmak zaman aldı. Balyoz, Ergenekon, 28 Şubat, 12 Eylül davalarının üzerinde Adnan Menderes’in ruhu dolaşıyor. Peki, Cemal Gürsel? Sonu ne oldu? Öğrenmek ister misiniz? Menderes’in idamından 5 yıl sonra Cüneyt Arcayürek, Cumhurbaşkanı Gürsel’le görüşmeye gider. Kelimelerle Gürsel’in fotoğrafını çizer. Anlattıkları, zihinlere kazınacak kadar çarpıcı ve dokunaklıdır. Demokrasi Dönemecinde Üç Adam serisinin ilk kitabında yer alan fotoğraf Arcayürek’in kaleminden aynen şöyledir: “İsteğim kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı Gürsel, yarın sabah benimle görüşecekti... Gürsel’in çalışma odası penceresiz. Basit bir masa. Masanın önünde iki sandalye. 27 Mayıs ihtilalinin görkemli, bir zamanlar pek çok çevreye korku salan önderi demek ki burada bu denli basit koşullarda çalışıyordu.”“... Ne istersen sorabilirsin, dedi Gürsel. Son siyasal olaylardan söz etmesini rica ettim. Önceleri boğuk bir sesle ancak anlaşılır cümlelerle görüşlerini açıklıyordu, ben de not alıyordum. Sonraları ses, birden daha boğuklaştı. Söyledikleri anlaşılmıyordu. Not almam olanaksızlaşmıştı. Söylediklerinden tek sözcük yazamıyordum. Zira Gürsel konuşmuyor, sanki homurdanıyordu. (...) Ne kadar geçti bilmiyorum. Bir ara not defterimden başımı kaldırıp Gürsel’e baktım. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Gözyaşları... O boğuk ses. Artık bakmıyordum Gürsel’e. Kulağıma ağlamakla inlemek arasında sesler geliyordu. Yüreğimi bir el sıktı, sıktı. Not defterimi topladım. Ayağa kalktım…”Cemal Gürsel, Çankaya’da 7 yıllık süresini tamamlayamadı. Doktor raporuyla görevine son verildi. İsterseniz aynı kitaptan okumaya devam edelim: “Başbakan Demirel, raporun altındaki imzaları saydı: 38...” Raporu 38 doktor imzalamıştı. “Çok trajik bir sonuç, diye düşündü Demirel: Gürsel 38 arkadaşıyla Çankaya’dan Bayar’ı indirdi. 38 kişiyle devlet başkanı olarak Çankaya’ya çıktı. Yedi yıllık dönemini tamamlayamadan 38 imzalı bir raporla görevinden ve Çankaya’dan ayrılıyor...” Dün bir gazetede siyah beyaz bir fotoğraf. Cemal Gürsel’in cenazesinden... En önde iki siyasetçi var. Biri fötr şapkasıyla Süleyman Demirel. Menderes’in hatırası adına tavır koyabilseydi keşke...
↧