Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Ahmet Çakır - Takımım için ölürüm kitabını okumam!

$
0
0
Daha önce defalarca söyledim ama bilmeyenler olabilir, bir kez daha yineleyeyim: Olimpiyat Oyunları’nın İstanbul’a verilmesini elbette ki çok istiyordum. Üstelik bunun çok açık ve anlaşılır nedenleri de var.Yaşım 60’ı geçtiğine göre İstanbul’da yapılacak Olimpiyat Oyunları’nı görebilme şansım giderek azalıyor. Bu kişisel nedenin yanında kıtaların birleştiği yer, oyunların yapılacağı ilk Müslüman ülke, olimpik anlayışın yaygınlaşması ve daha pek çok nedenle oyunlar İstanbul’a verilebilirdi. Çok da iyi olurdu.Ancak bütün bunlar bizim bakışımız ve özlemimiz. Oyunları verme yetkisindeki oy sahipleri başka birtakım ölçütlere göre değerlendirme yapıyor. Bunlar da bilinmeyen şeyler değil. Biz 11 ana ölçütün bir bölümünü karşılayabilecek durumdayız ama 2020’de bile hâlâ giderilmemiş epeyce sorunumuzun olacağı açık. Japonya ise böylesi sorunları çoktan aşmış ve başka bir dünyaya geçmiş durumda. Onlar dünyanın en gelişmiş ekonomilerinden birine sahip olmanın yanında kültürel açıdan da bizden fersah fersah denilebilecek kadar öndeler.Bunun sadece kitap boyutu üzerinde durmak istiyorum. Nedeni de geçen haftaki yazımda konu edindiğim Metin Oktay’la ilgili kitabıma Ali Ece kardeşimin gösterdiği olağanüstü ilgi. O, kitaba gösterilen ilginin inanılmaz derecede düşüklüğüne isyanla Lig Radyo’da program yaptı. Öncesinde de kitapla ilgili bazı konuları sordu. Örneğin, ne kadar basılmıştı ve şu andaki satış durumu neydi? Sayılarının 20 milyondan az olmadığı söylenen Galatasaraylılar, Metin Oktay’ı ölümüne sevenler neredeydi?Açıkçası yanıt vermeden önce uzunca bir girizgâh yapmak zorunda kaldım. Bu tür kitapların belli bir satış düzeyine ulaşmasını beklemek için çok saf olmak gerek. Bu ülkede milyonlarca insanın kulüp ya da bazı oyunculara dönük sevgilerinin en üst düzeyde olduğu ileri sürülür hatta onlar için ölüneceği yolunda ölçüsüz sözler edilir ama bunlarla ilgili tek kitap bile alınıp okunmaz.Taçlı Kral Metin Oktay adlı kitabım 2 yıl önce 3 bin adet olarak basıldı. Dediğim gibi Kral’ın vefatının 20. yılında ona bir saygı duruşu amaçlıydı. Böyle bir işin bugüne kadar yapılmamış olması da utandırıcıydı. Bunu dile getiren kişiler olmuştu... Hiç yabana atılmayacak kadar çok sayıda eşe-dosta armağan ettim. Bir bölümü Galatasaray mağazalarında, birazı da kitapçılarda satılıyor. 2 yıldır tükenmediği gibi bu sürenin 22 yıl olması da kimseyi şaşırtmaz!10 yılda bin adet kitabı satamadıKişisel bir sorunumu dile getiriyor ya da yakınıyor filan değilim, tam tersine bunları zaten biliyor ve böyle kitapları bir görev duygusuyla yazıyorum. Bu konuda benimkinden çok daha dramatik durumlar söz konusu. Örneğin, rahmetli İslam Çupi yaşarken kitap yazmadı. Ardından İletişim Yayınevi bu konuda büyük bir değerbilirlik örneği verip onun yazılarından 3 kitap hazırlattı. 1.000 (yazıyla bin) adet basılan ilk kitap olan Futbolun Ölümü bile 10 yılda satılamadı!Bir yanda Fenerbahçe’nin 25 milyon taraftarından söz edilir, öte yanda onu en iyi yazmış olan yazarın kitabına kimse kulak asmaz! Bir başkadır benim memleketim!Edebiyatla da iyi kötü ilgim olduğundan o dünyada kitapları 100 binler satan yazarlarımızın olduğunu bilmiyor değilim. Onlara karşı herhangi bir tepki ya da küçümseme durumum yok. Tam tersine çok takdir ediyorum hepsini. Ancak bu kitap konusundaki genel perişanlığımızı değiştirmiyor.Uygar dünya ile Türkiye’nin herhangi bir alandaki rakamlarını karşılaştırdığınızda en acıklı tablo herhalde burada ortaya çıkar. Kitap okumaya öylesine sırtını dönmüş bir toplumda yaşıyoruz ki bu kadarına inanmak bile zor! Bizim kitap okuma sayılarımız öylesine yetersiz ki istatistiklere bile girmiyor...Spor kitapları bu ülkede hiçbir zaman ilgi görmedi. O nedenle yakın döneme kadar yılda sözü edilmeye değer tek spor kitabının bile yayınlanmadığı oldu. Bunu da kimse yadırgamadı. Oysa içlerinde altın değerinde yayınlar vardı. Herhangi bir güncel konu hakkında esaslı kitaplar yazıldı. Hiçbirine aldırış eden olmadı. Bir yandan da okumanın, öğrenmenin iyi birşey olduğunu hep söyleriz. Demek ki bunu kendimiz için değil başkaları için istiyoruz. Nasıl olsa kendimiz herhangi bir şeyi öğrenmeye gerek duymadan her şeyi biliyormuş gibi görünerek hayatımızı sürdürebiliyoruz. Spor kitaplarına ilgi duyan kişi sayısı taş çatlasa 500-600 kişi.Eh, isterseniz darılın ama o zaman da size olimpiyat filan vermezler kardeşim! Hem de çok haklı olarak... Çünkü olimpiyat dediğiniz kavram, temelinde kültüre, o da kitaba dayanır. Bunu kavrayana değin beklememiz gerekecek. Acı ama böyle...Kitaba ilgimiz konusunda dehşet verici rakamlar!Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100 bin tirajla basılırken, Türkiye'de bu rakam 2-3 bin civarında. Pek çok kitap bin adet basılıyor, şiir kitaplarında bu rakam 500 adete kadar düşüyor.Gelişmiş ülkelerde kitap alımı için kişi başına yıllık 100 dolar harcanırken, Türkiye'de bu rakam 10 doların altında kalıyor.Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4,5 kişi kitap okuyor. Bu rakam Japonya'da 80'e kadar yükseliyor.Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da yedi. Türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye bir kitap düşüyor.Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon.Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu'nda, kitap okuma oranında Türkiye, 173 ülke arasında 86.Türkiye'de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965'e göre 14 kat arttı. Ama yükseköğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965'in de altında.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue