Toplam 164 yabancı futbolcunun lisans çıkardığı Türkiye Süper Ligi’nde Almanya altyapı eğitimi almış toplam 55 olmak üzere Avrupa kökenli 85 Türk futbolcu forma giyiyor. Yani içerde yetişmiş oyuncular dışında ithal oranı 2 yabancıya karşılık 1 gurbetçi.Bu hesapla takım kadrolarında ortalama 4,7 gurbetçi oyuncu yer alıyor. İlk 4 hafta itibarıyla şampiyonluk yaşamış 5 takımın ortalama gurbetçi kullanma sayısı maç başına 2’ye tekabül ediyor. En yüksek oran maç başına 3,38 ile Beşiktaş, en düşük oran sadece Hasan Ali’yi 1 hafta kullandığı için 0,25 ile Fenerbahçe...Olcay, Oğuzhan, Veli, Gökhan Töre başta olmak üzere düzenli forma bulan Beşiktaşlı gurbetçilerin yaş ortalaması ile Hamit, Engin, Ceyhun, Hakan Balta ile ilk dört haftada 1,78 oranını yakalayan Galatasaray’ın ortalaması arasında 5,35 yaş fark var.Tecrübe ile gençlik enerjisi arasında yoruma açık bir mesafe..Beşiktaş iki ezeli rakibine göre daha genç ve daha çok sayıda genç oyuncu kullanan bir takım haline dönüşmüş.Bu sezona sükseli başlangıcı sadece bu rakamlarla açıklamak için çok erken ama aşının yeni matematiğe göre iyi tuttuğu apaçık ortada.Arda’nın sözleşme fesih bedelinin 41 milyon Euro’ya yükseldiği, Mesut Özil’in Arsenal tarihinin en pahalı futbolcusu olduğu, 22 yaşındaki İlkay Gündoğan’ın İngiliz kulüplerinin radarında olduğu şu günlerde elimize harika bir veri geçmiş durumda...Türkiye dış kaynakları itibarıyla uluslararası seviyede oyuncu yetiştirme potansiyeli ile onu yerel bazda kullanabilme kafası arasında bir yerlerde.Yani hem ülkeden büyük bir Avrupa takımına oyuncu gönderebiliyorsunuz, hem sizin kökeninizden gelenler dünya markası olabiliyor.Arda bu toprakların ürünü, İlkay keza Mesut da... Sadece son ikisinin eğitimi Alman Lisesi!Ligin son gurbetçi akışı ve sonucunun değişmesine bakacak olursak iyi bir zamanda doğru bir damar yakaladık.Bunu sadece milli takım değil kulüp takımları bazında iyi kullandığımızda dünya çapında işler yapmak zor olmayacak.Ya da Arda’yı 41 milyonu bastırıp alabilecek kulüpler bulabileceğiz...Türk kökenli Avrupa eğitimli oyuncu transferi seksenlerde Erhan Önal, İlyas Tüfekçi, Erdal Keser’le başladı. Uğur Tütüneker ile bu akım ekol olma yoluna girdi. Tayfun Korkut, Erol Bulut isimlerinin gelişi ve başarılı işler çıkarmasıyla artık yeni bir insan kaynağı kazanmıştı Türk futbolu.Yıllar önce Türk futboluna çim saha devrimini getiren Derwall’in büyük etkisini kabul ederken sığ kalıyoruz. Derwall etkisini bu konuda da es geçmemek lazım.Beşiktaş 10. gurbetçiyi de kadrosuna katarak bir rekor kırdı. Bu aslında gurbetçi oyuncu portföyündeki şişiklik değil yukarıda anlatılan gelişimde yeni bir model arayışı ya da zorunda kalınmasının bir sonucu.6+0+4 zorlaması olmasaydı durum daha farklı olabilirdi. Geçmişte iki toplum arasında kimlik sorunu yaşayan çocuklar şimdi tüm sorunları çözmüşe benziyor. Globalleşen dünyada Avrupa ile Türkiye arasındaki kültürel farkları bile tolere edecek yeni bir anlayış gelişti.Özetle Türk oyuncusu geçmişte olduğu gibi yurtdışına transfer olduğunda sosyal sorunla karşılaşmadan orada kalabiliyor. Ya da gurbetçi olarak adlandırdığımız yurtdışında doğmuş Türk vatandaşları ana yurduna gelip iki kültür arasında kalmadan hızla adapte olabiliyor.Bugünlerde yukarıda rakam, istatistik ve transfer hareketlerini yorumlarken son 20 yıldaki gelişimin en üst seviyesine çıktığımızı not etmek gerekiyor. Bana kalırsa bu çocuklar bir harika...İyi pazarlar...
↧