Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Beşir Ayvazoğlu - Güncel sanat ve bienaller hakkında

$
0
0
Marcel Duchamp, 1917 yılında bir pisuarı, “Çeşme” adını vererek “sanat eseri” diye bir duvara asmıştı. Bazı sanat tarihçileri, Dadaizm’in ve Sürrealizm’in Duchamp’ın “Çeşme”sinden akan suyla dolduğunu söylerler. Soğuk savaş bittikten sonra, yani 1990’larda ortaya çıkan ve bizde daha çok “güncel sanat” diye adlandırılan “contemporary art”ı da Duchamp’ın pisuarına bağlayanlar var.Paslı çivilerden pet şişelere, tekstil ürünlerinden ambalaj kâğıtlarına, eski gazete, dergi ve kitaplardan evlerde ve bürolarda kullanılan muhtelif eşyaya, televizyon, bilgisayar, video gibi modern teknolojik araçlara kadar akla gelebilecek her türlü malzemenin kullanıldığı, gerektiğinde canlı performanslarla desteklenen “iş”ler, güncel sanat sayılıyor ve güncel sanatçılar, ürettiklerine “eser” veya “yapıt” değil, “iş” diyorlar. “İş” üretebilmeniz için önce bir fikre ihtiyacınız var; bu fikri bulduğunuz zaman, yapacağınız, insanlığın belki de kendini ifade etmeyi başardığı çağlarda keşfettiği sembolizmin dilini kullanmak... Fikrinizi yukarıda sözünü ettiğim malzemelerden istediklerini anlamlı bir şekilde bir araya getirerek anlatacaksınız. Mesela aklınıza kitabın fonksiyonunu anlatacak bir fikir geldi. Şöyle düşündünüz: “Kitap bilgiye ulaşmanın hem potansiyeli, hem de imkânsızlığının temsilidir.” Meksikalı bir güncel sanatçı olan Mendez Blake -belli ki zeki bir adam- böyle bir fikir bulmuş ve bu fikri görselleştirmek için hâlen devam eden 13. İstanbul Bienali’nin mekânlarından biri olan Antrepo 3’te geniş alanı bir uçtan bir uca kesen bir duvar ördürmüş; harç kullanılmadan örülen, kaç ton tuğla kullanıldığını öğrenemediğim çok kalın ve upuzun bir duvar... Espri (veya fikir), Franz Kafka’nın, en alttaki tuğla sırasının altına konulan Şato adlı romanının duvarın tam ortasında yarattığı deformasyonda... Sanatçının ne demek istediğini anlamanız için Bienal kitabındaki açıklamayı okumaktan başka çareniz yok. Fakat güncel sanatçıların eserleri hakkında bilgi verirken kullandıkları dil -sadece bizde mi böyle, bilmiyorum- ne dendiği anlaşılmasın diye özel olarak icat edilmiş gibi... Okuyalım: “(…) Kafka’nın evreninde şato, hem iktidarın mekânını, hem de kitabın kahramanı K’nın içine düştüğü dünyanın gizemlerini çözecek bilginin mekânını temsil ediyor. Mendez Blake’nin enstalasyonunda kitabın kendisi bir arzu nesnesi olmanın yanı sıra, bu bilgiye ulaşmanın hem potansiyeli hem de imkânsızlığının temsili olarak bu konuma yerleşiyor.” (Bu, az çok anlaşılabilir bir metindir; güncel sanatçıların çoğunun yazdıklarında veya onlar için yazılanlarda ne denilmek istendiğini anlamak için uzman bir yardımcıya ihtiyaç duyabilirsiniz.) Mendez’e veya Bienal küratörüne, “Fikrinizi mesela çizgilerle anlatsanız da, bu kadar tuğlayı temin etmek, taşıtmak, ördürmek için harcanan zamanı ve bilmem kaç bin yuroyu kalıcı bir sanat eseri üretmek için sarf etseniz daha doğru olmaz mı?” diye sorsanız, eminim alacağınız cevap, sözünü ettiğim “iş”in açıklandığı metinden daha dolambaçlı olacaktır. Bu soruyu soran birisi, fazla kafa yormazsa, “güncel sanat sorunlarını” anlamak konusunda kapasitesinin yetersiz olduğunu düşünerek teslim bayrağını çekebilir. Mendez’in “iş”i gibi, “sanat yapıtı” olarak sunulan birçok “iş”, Bienal sona erdikten sonra çöp yığınına dönüşecek. Bu da, bazı çağdaş sanat müzelerinde kabul edilme şansına erişenler dışında güncel sanat ürünlerinin geçicilikle malûl olduğunu gösteriyor. Ancak Koçlar gibi büyük zenginler, koskoca bir salonu kaplayan herhangi bir enstalasyonu satın aldıkları takdirde evlerinde koyacak yer bulabilirler. Bu yönüyle güncel sanatın mistik bir tarafının bulunduğu bile söylenebilir: “Dünya fani!” (Güncel sanatçılar, bu argümanı “iş”lerini eleştiren muhafazakârlara karşı kullanabilirler!) Bana sorarsanız, güncel sanat, pekâlâ “malzemesi çeşitlenip zenginleşerek azmanlaşan karikatür” diye tarif edilebilir. Mizah, ironi, hiciv, alay, eleştiri, protesto... Yani karikatüristlerin kullandığı bütün enstrümanları kullanan güncel sanat, başlangıçta, daha önceki modern sanat akımları gibi, kokuşmuş emperyalist batı medeniyetine, bu medeniyetin ürettiklerine, ekonomik ilişkilerine, tarihi, dili yorumlayış biçimine duyulan öfkeyi ve isyanı temsil ediyordu. Fakat hepsi kapitalizmin üretim ve tüketim çarklarının dişlileri arasında metalaşarak asıl amaçlarından hızla uzaklaştılar. En hızlı uysallaşan da, modern sanatla karıştırılmaması için “güncel” sıfatıyla anılan sanat oldu. Kısacası, güncel sanat, çağdaş dünyada, küresel ekonomik ve politik güçlerin kendilerini -belli ölçüde eleştiriye de izin vererek- sanat ve kültürle tahkim etmek için tepe tepe kullandıkları bir araç haline geldi. Bana inanmıyorsanız, Don Thompson’ın Sanat Mezat ve Julian Stallabrass’ın Sanat A.Ş. adlı kitaplarını okumalısınız. İletişim Yayınları’nın “Sanat Hayat” dizisinde çıkan bu kitaplarda, sanatın dev küresel şirketlerin ve korporasyonların denetimine nasıl girdiği, nasıl bir finans aracı haline getirildiği uzun uzun anlatılıyor.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue