Önceki hafta ABD’de açıklanan yüksek istihdam verileri, açıkçası tahvil azaltım beklentilerini en üst düzeye çekmiş, piyasaları endişeye sevk etmişti.Amerikan Doları 2,06 liraya kadar fırlamış, borsalar aşağı yönlü baskılarla düşüşler yaşamıştı. Fakat bir konuşma, kötü giden bir şeyleri tersine çevirmeye yetti. ABD’nin müstakbel merkez bankası başkanı Janet Yellen, Senato konuşmasında para politikalarından çıkmak için erken olduğunu ve ekonomik toparlanmayı desteklemenin önemine işaret edince, piyasalar bir anda çark ederek yukarı yöne döndü. ABD borsaları rekorlar kırarken Uzakdoğu piyasaları da yükselişten olumlu etkilendi. Borsa İstanbul yabancıların yeniden bankacılık hisselerine talep göstermesi ve beklentilerin altında fiyata halka arz edilen Emlak Konut GYO’nun performansı ile 74 bin puanı aştı. Böylelikle aylardır, hatta yıllardır ABD piyasaları ve piyasa aktörlerinin iki dudağını takip ederek yön bulmaya çalışan piyasalarımız; yine önemli bir yetkilinin ve gelecekte ABD piyasalarında yönlendirici en önemli kişi olacak Janet Yellen sayesinde yönünü yukarı çevirmeyi başardı. Konuşma sürpriz miydi? Hayır, aylar öncesinden biliniyordu. “Peki piyasalar neden böyle olumlu reaksiyon gösterdi?” derseniz cevabı şu: Aralık ayı FED toplantısında muhtemelen tahvil alımını azaltması beklenen FED’in henüz bu konuda çok da istekli olmadığını gösterdi. Sonuç olarak Borsa İstanbul endeksi tamamlanan 3. çeyrek bilançoların olumsuz etkisini böylelikle üstünden atmış oldu. Türk borsasının lokomotifi yabancı yatırımcılar. Öyle ki geçmiş yıllarda büyük bir kamu halka arzına ilgi gösteren yerli yatırımcılar, son büyük halka arza da ilgi gösterdi göstermesine. Fakat aslan payı yine yabancı yatırımcının oldu. Borsayı oluşturan 400’ü aşkın şirketin en fazla 20 ya da 30 tanesi yabancı yatırımcının yoğun bir şekilde ilgisine mazhar oluyor ve bu hisselerin yüzde 85-90’ı yabancı yatırımcının elinde. Bu şirketlerin büyük bölümü banka ve holdingler ile kamu şirketlerinden oluşurken; otomotiv, çimento ve telekomünikasyon hisselerini de bunlara ekleyebiliriz. Diğerleri eski tarz beklenti ve alışkanlıklarla yerli yatırımcıların ilgi gösterdiği hisselerden oluşuyor. Açıkçası yatırımcıların hâlâ ‘bu hisseyi neden aldım?’ dediği hisseler. ‘Aldım ama fiyatı o kadar düştü ki elden çıkaramıyorum’ dediği hisselerden oluşuyor. Spor hisselerinde olduğu gibi. UEFA malî kriterleri açıklandı ama Sportif AŞ yöneticileri hâlâ bildiklerini okuyor. Alışkanlıklarından henüz kurtulmuş değiller. Bedelli sermaye artırımları sonrasında bakıyorsunuz öyle harcamalar yapılmış, o kadar hoyrat giderler oluşmuş ki insanın inanası gelmiyor. İşadamı dediğimiz, kendi şirketlerini iyi yönettiği söylenen kulüp başkanları nasıl bu kadar gafletle bu bilançolara yol açabiliyor anlamış değilim. Bu noktada özkaynakları geçici bir formülle bedelli sermaye artırım yoluyla pozitife çıkarıp sonradan aşırı savurganlık ve kötü yönetimlerle yüz milyonlarca lira negatife düşürmek nasıl bir başarıdır? Maalesef bir süre önce yükselen fiyatlardan dolayı bu hisseleri alan yatırımcılar yüksek bedelli sermaye artışlarına artık koyacak paraları kalmadığından başka formüllerin bulunmasını istemekte haklılar. Üstelik bu tip şirketlerin yatırımcı ilişkilerini aradıklarında aldıkları cevap da çok ilginç: “Almasaydın kardeşim, zorla mı aldırdık?” Daha önce bir kez daha dikkat çekmiştim, şirketler yatırımcılara ‘almasaydın’ değil ‘bizim hissemizi almakla pişman olmayacaksın’ mesajı vermeli ve uygulamalı. Halka arz edilmek büyük bir sorumluluk ister. “Maalesef bu şirketleri yöneten ve hisse fiyatlarının aşırı düşmesine yol açan şirket yöneticilerinin açıklamaları ve icraatlarına bağlı olan yatırımcılara, yetkililer kulak vermeli” görüşündeyim. Önümüzdeki haftaki beklenen gelişmelere baktığımızda yine salı günü Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantısı izlenecek. Dış piyasalardaki gelişmeler ve iç siyasetteki gelişmelere endeksli bir seyir izlenecektir. Kâr satışları gelebilir. 75 bin puanın aşılıp aşılmadığına göre yön belirlemek doğru olacaktır.Dow Jones tüm zamanların rekorunu kırdıEylül ayında borçlanma tavanı sorunu etkisiyle 14.850 puana kadar gerileyen Amerikan Dow Jones sanayi endeksi, sorunun ocak ayına kadar ertelenmesi neticesinde toparlanmıştı. Geçen hafta ise piyasaların dostu olarak görülen FED başkan adayı Janet Yellen, Senato’da tam da piyasaların istediği gibi konuşunca ABD borsaları rekorları altüst etti. Açıkçası ocak ayında yine temerrüt gerilimi yaşayacak olan ABD piyasaları, şimdilik iyiyi satın almayı tercih etti. Sonuçta rekorlar kırılıyor ama unutmamak gerekir ki 2007-2008 yıllarında da kriz öncesi ABD piyasaları rekorlar kırmış, daha sonra krize girmişti. Açıkçası ekonomiyi toparlamak veya işsizliği frenlemek için bu politikayı sürdürmek kısa vadeli rahatlama oluşturarak risk iştahını kamçılar ama ekonomi ile piyasalar her zaman paralel gitmeyebilir. Ekonomi düzelirken spekülatörler fırsattan istifade piyasadan çaktırmadan yavaş yavaş çıkar ve kriz bekler. Bugüne kadar böyle oldu, son kez de olmayacak. Her şeye rağmen Yellen bir olumlu rüzgâr estirdi ve piyasalar, Yellen başkan olana kadar bu beklentiyi aklında tutacaktır.
Önceki hafta ABD’de açıklanan yüksek istihdam verileri, açıkçası tahvil azaltım beklentilerini en üst düzeye çekmiş, piyasaları endişeye sevk etmişti.Amerikan Doları 2,06 liraya kadar fırlamış, borsalar aşağı yönlü baskılarla düşüşler yaşamıştı. Fakat bir konuşma, kötü giden bir şeyleri tersine çevirmeye yetti. ABD’nin müstakbel merkez bankası başkanı Janet Yellen, Senato konuşmasında para politikalarından çıkmak için erken olduğunu ve ekonomik toparlanmayı desteklemenin önemine işaret edince, piyasalar bir anda çark ederek yukarı yöne döndü. ABD borsaları rekorlar kırarken Uzakdoğu piyasaları da yükselişten olumlu etkilendi. Borsa İstanbul yabancıların yeniden bankacılık hisselerine talep göstermesi ve beklentilerin altında fiyata halka arz edilen Emlak Konut GYO’nun performansı ile 74 bin puanı aştı. Böylelikle aylardır, hatta yıllardır ABD piyasaları ve piyasa aktörlerinin iki dudağını takip ederek yön bulmaya çalışan piyasalarımız; yine önemli bir yetkilinin ve gelecekte ABD piyasalarında yönlendirici en önemli kişi olacak Janet Yellen sayesinde yönünü yukarı çevirmeyi başardı. Konuşma sürpriz miydi? Hayır, aylar öncesinden biliniyordu. “Peki piyasalar neden böyle olumlu reaksiyon gösterdi?” derseniz cevabı şu: Aralık ayı FED toplantısında muhtemelen tahvil alımını azaltması beklenen FED’in henüz bu konuda çok da istekli olmadığını gösterdi. Sonuç olarak Borsa İstanbul endeksi tamamlanan 3. çeyrek bilançoların olumsuz etkisini böylelikle üstünden atmış oldu. Türk borsasının lokomotifi yabancı yatırımcılar. Öyle ki geçmiş yıllarda büyük bir kamu halka arzına ilgi gösteren yerli yatırımcılar, son büyük halka arza da ilgi gösterdi göstermesine. Fakat aslan payı yine yabancı yatırımcının oldu. Borsayı oluşturan 400’ü aşkın şirketin en fazla 20 ya da 30 tanesi yabancı yatırımcının yoğun bir şekilde ilgisine mazhar oluyor ve bu hisselerin yüzde 85-90’ı yabancı yatırımcının elinde. Bu şirketlerin büyük bölümü banka ve holdingler ile kamu şirketlerinden oluşurken; otomotiv, çimento ve telekomünikasyon hisselerini de bunlara ekleyebiliriz. Diğerleri eski tarz beklenti ve alışkanlıklarla yerli yatırımcıların ilgi gösterdiği hisselerden oluşuyor. Açıkçası yatırımcıların hâlâ ‘bu hisseyi neden aldım?’ dediği hisseler. ‘Aldım ama fiyatı o kadar düştü ki elden çıkaramıyorum’ dediği hisselerden oluşuyor. Spor hisselerinde olduğu gibi. UEFA malî kriterleri açıklandı ama Sportif AŞ yöneticileri hâlâ bildiklerini okuyor. Alışkanlıklarından henüz kurtulmuş değiller. Bedelli sermaye artırımları sonrasında bakıyorsunuz öyle harcamalar yapılmış, o kadar hoyrat giderler oluşmuş ki insanın inanası gelmiyor. İşadamı dediğimiz, kendi şirketlerini iyi yönettiği söylenen kulüp başkanları nasıl bu kadar gafletle bu bilançolara yol açabiliyor anlamış değilim. Bu noktada özkaynakları geçici bir formülle bedelli sermaye artırım yoluyla pozitife çıkarıp sonradan aşırı savurganlık ve kötü yönetimlerle yüz milyonlarca lira negatife düşürmek nasıl bir başarıdır? Maalesef bir süre önce yükselen fiyatlardan dolayı bu hisseleri alan yatırımcılar yüksek bedelli sermaye artışlarına artık koyacak paraları kalmadığından başka formüllerin bulunmasını istemekte haklılar. Üstelik bu tip şirketlerin yatırımcı ilişkilerini aradıklarında aldıkları cevap da çok ilginç: “Almasaydın kardeşim, zorla mı aldırdık?” Daha önce bir kez daha dikkat çekmiştim, şirketler yatırımcılara ‘almasaydın’ değil ‘bizim hissemizi almakla pişman olmayacaksın’ mesajı vermeli ve uygulamalı. Halka arz edilmek büyük bir sorumluluk ister. “Maalesef bu şirketleri yöneten ve hisse fiyatlarının aşırı düşmesine yol açan şirket yöneticilerinin açıklamaları ve icraatlarına bağlı olan yatırımcılara, yetkililer kulak vermeli” görüşündeyim. Önümüzdeki haftaki beklenen gelişmelere baktığımızda yine salı günü Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantısı izlenecek. Dış piyasalardaki gelişmeler ve iç siyasetteki gelişmelere endeksli bir seyir izlenecektir. Kâr satışları gelebilir. 75 bin puanın aşılıp aşılmadığına göre yön belirlemek doğru olacaktır.Dow Jones tüm zamanların rekorunu kırdıEylül ayında borçlanma tavanı sorunu etkisiyle 14.850 puana kadar gerileyen Amerikan Dow Jones sanayi endeksi, sorunun ocak ayına kadar ertelenmesi neticesinde toparlanmıştı. Geçen hafta ise piyasaların dostu olarak görülen FED başkan adayı Janet Yellen, Senato’da tam da piyasaların istediği gibi konuşunca ABD borsaları rekorları altüst etti. Açıkçası ocak ayında yine temerrüt gerilimi yaşayacak olan ABD piyasaları, şimdilik iyiyi satın almayı tercih etti. Sonuçta rekorlar kırılıyor ama unutmamak gerekir ki 2007-2008 yıllarında da kriz öncesi ABD piyasaları rekorlar kırmış, daha sonra krize girmişti. Açıkçası ekonomiyi toparlamak veya işsizliği frenlemek için bu politikayı sürdürmek kısa vadeli rahatlama oluşturarak risk iştahını kamçılar ama ekonomi ile piyasalar her zaman paralel gitmeyebilir. Ekonomi düzelirken spekülatörler fırsattan istifade piyasadan çaktırmadan yavaş yavaş çıkar ve kriz bekler. Bugüne kadar böyle oldu, son kez de olmayacak. Her şeye rağmen Yellen bir olumlu rüzgâr estirdi ve piyasalar, Yellen başkan olana kadar bu beklentiyi aklında tutacaktır.