FIFA’nın Puşkaş Yılın Golü ödülü, 2013’te yüksek ihtimalle İbrahimoviç’in İsveç Milli Takım formasıyla İngiltere’ye attığı, 35 metrelik röveşataya gidecek...Zlatan İbrahimoviç, aynı zamanda Ballon D’or yılın futbolcusu ödülüne de aday ama bu kategoride hemen hemen hiç şansı yok. Messi bir yanda, Cristiano Ronaldo yanında... Bu iki isimden birinin ödüle ulaşamama durumunda, (ki çok egzantrik bir senaryo olur), 2013’te Bundesliga, Almanya Kupası, Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu ve UEFA Süper Kupa’yı toplamış Bayern Münih takımının yarısı (Philipp LAHM, Thomas MUELLER, Franck RIBERY, Arjen ROBBEN, Bastian SCHWEINSTEIGER) diğer adaylar kategorisinde bekliyor.İbra’nın nesi var? Fransa Lig 1 Şampiyonluğu ve Fransa Süper Kupası...İşe kupa sayısından bakınca, Ballon D’or Bayern Münih’e gitmeli diye düşünebilirsiniz. Toplam futbol yetenekleri ve dünya futbolunda yarattığı karşı konulmaz yıldız etkisi, ödülü Lionel Messi’ye getirecektir. Gol sayısına bakacaksak ödülün sahibi, 2013 yılını yemeyip içmeyip gol atarak geçiren Cristiano Ronaldo olmalıdır. Gol atmanın normal şeklinin dışına çıkıp atılabilecek en estetik gollerden ciddi bir koleksiyon yapan İbrahimoviç’e ne kalacak peki?Yanlış zamanda doğmuş bir yetenektir Zlatan İbrahimoviç. Herhalde bir 10 yıl sonra doğmuş olmayı dilemekten yorgun düşmesi mümkündür de... Ancak bu cümleyi asla ağzından alamazsınız... O, kendisini ve yeteneklerinin sınırsızlığını cümle içinde kullanmaya devam edecektir.Daha henüz 17 yaşındayken, Arsene Wenger’in, “deneme antrenmanı” teklifine, “Zlatan deneme yapmaz” deyip arkasını dönebilecek kadar özgüven sahibiydi. Yıllar sonra Arsene Wenger’e “Zlatan haklıymış” dedirtecek bir performans sergiledi.İbra’nın sivri dilli ve aşırı özgüven dolu açıklamalarından epey kalın bir kitap çıkabilir. Yalnızca son birkaç günde söylediklerini düşünelim.2014 Dünya Kupası play-off’larında Portekiz ile İsveç karşı karşıya gelince, hikâye birden Cristiano Ronaldo-Zlatan İbrahimoviç karşılaştırmasına döndü. Söz konusu iddialı açıklamalar ise Ronaldo, İbra’nın eline su dökemeyecektir.Söz gelimi, “Benim getireceğim heyecanı ve golleri düşündüğümde kimsenin benimle rekabet edebileceğini düşünmüyorum. Dünya Kupası’nın Cristiano Ronaldo’dan çok Zlatan İbrahimoviç’e ihtiyacı var.” cümlesi son derece Zlatanca’dır... Zlatan İbrahimoviç’e, futboluna, yeteneklerine ve özgüven dolu açıklamalarına bakınca aklınıza kim geliyor? Sergen Yalçın olabilir mi mesela?Sergen Yalçın’ın futbolculuğu döneminde onu seyretmek, bir resital izlemek gibiydi. Rakip tanımaz, kalede kim olduğuna bakmaz, yeteneğinin son damlasına kadar sahaya koyardı. Beşiktaş taraftarı olduğunu herkes çok iyi biliyordu. Buna rağmen 4 büyük takımda birden oynadı ve hepsinde de taraftarlar tarafından sevgi ve saygıyla karşılandı.Sergen’i kendi takımının forması altında ter dökerken izleme keyfi, onun Beşiktaşlı olduğu gerçeğinin üzerini örtüyordu. Attığı her gol, bir vuruş tekniği dersi ve sanat harikasıydı.Tıpkı İbrahimoviç gibi, o da yanlış zamanda dünyaya gelmişti. Sergen’in, dünyanın globalleştiği ve futbolun, dünyanın neresinde olursa olsun izlenebilir olduğu bugünlerde oynadığını düşünsenize... Attığı estetik goller sonrasında sosyal alem yıkılır, maç özetleri ve golleri dünyanın her köşesinde ses getirirdi.Yetenekleri ve yanlış zamanda dünyaya gelmiş olma ihtimalleri, Sergen ile İbrahimoviç’in tek ortak noktası değildir. Özgüven dolu iddialı açıklamalar liginde de başa baş yarışırlar.2006 yılında Beşiktaş Teknik Direktörü Jean Tigana, Sergen için “Çok büyük bir futbol dehasına sahip. Benden çok daha iyi. Platini’yi hatırlatıyor.” dediğinde, Sergen’in cevabı “Hocam doğru söylemiş” olmuştu.Ancak bu iki istisna futbolcunun birbirlerinden çok net ayrıldığı bir nokta var, o da çalışmak kavramına bakış açıları...Zlatan İbrahimoviç’e göre başarısının sırrı, özgüven ve çok ama çok çalışmak. “Doğuştan gelen yetenek iyi futbolcu olabilmenin yalnızca yüzde 30’udur, geri kalanı için çok fazla çalışmanız gerekir. Aksi halde yeteneklerinizi harcamış olursunuz.” diyor.Peki Sergen ne diyor? “Ben çok yetenekliyim, antrenman yapmama gerek yok.”Lig TV’de hafta boyunca yayınlanan “Sergen Yalçın 100 Gol” programına göz atma fırsatı bulursanız kaçırmayın... O 100 golün her birini izlerken, insanın aklından tek bir cümle geçiyor, defalarca kez...“Ah Sergen, antrenmandan nefret eden halinle bunları yaptıysan, biraz çalışmış olsaydın kaç tane Ballon D’or olurdu salonunun baş köşesinde...”İyi pazarlar...
↧