Image may be NSFW.
Clik here to view.
Terim’in yeni unvanının bu olduğunu imzanın atıldığı toplantıda değil de K.İrlanda maçı sonrasında yardımcısı Hamza Hamzaoğlu’nun açıklamasıyla öğrendik.Gerçi bu tür bir unvanın da görev süresinin 5+2 yıl gibi uygulanması neredeyse olanaksız şekilde belirlenmesi de çok üzerinde durulacak durumlar değil. İşlerin iyi gitmediği ortamlarda bu tür iyiniyet jestlerinin sözleşmeye dönüşmüş biçimleri bile pek etkili olmaz. Futbolun en önemli gerçeklerinden biri, başarıdır. Onun olmadığı yerde ne sözleşmenin ne de verilen sözlerin bir hükmü kalır.Ancak imza toplantısının ciddiyeti açısından TFF Başkanının her fırsatta Galatasaray’a laf sokuşturmaya çalışmak gibisinden gayrıciddi hatta düpedüz utandırıcı tavırlarından vazgeçip buna benzer ‘teknik’ diyebileceğimiz noktaları açıklaması daha uygun olurdu. ‘Hocamızın yeni unvanı şudur, görev kapsamı budur, bunun dışındaki durumları kendisi belirleyecektir’ gibi kendilerini ilgilendiren durumları açıklayıp öteki konularda susmak daha yakışır tutumdur.Ne yapalım ki böyle bir TFF başkanımız var ve ağzını her açışında yeni birtakım sorunlarla karşı karşıya kalabiliyoruz… Üstelik bu tür gereksiz sözlerin Terim’i de sıkıntıya soktuğunu göremiyor. Yarın öbürgün peşpeşe gelecek iki yenilgi sonrasında ‘bu iş Terim’le de olmuyor’ durumu ortaya çıkabilir. Böyle durumlar bugüne kadar defalarca yaşandı, hiç kuşkusuz bundan sonra da olacak. Bunları düşünerek daha dengeli konuşmaya dikkat edilmeli. Üstelik, TFF başkanının daha önce birlikte çalıştığı teknik direktörlere neler yaptığı ortada.Elbette ki Terim’in Türk futboluyla ilgili her türlü konuda yetkili olmasında bir sakınca yok. Keşke böyle bir konum kendisine sağlanabilse. İşi en iyi bilen kişi olarak kuşkusuz çok daha yararlı çalışmalar yapabilir, Milli Takımın başarılarıyla birlikte futbolumuzun da gelişmesiyle ilgili katkılarda bulunabilir. Ancak bütün bunlar tek adamın işi değil, güçlü bir ekibe sahip olabilmek ve herkesin görevini en iyi şekilde yapması daha çağdaş ve tercih edilir bir durumdur.Bunların yanında Milli Takımın acil gündemi maç kazanmaktır. Çünkü dünya sıralamasında 58.liğe kadar düşüp oradan 40.lığa geldik ama asıl yerimiz ilk 20 içinde olmalı. Üstelik bu korkunç düşüş yüzünden korkulan oldu ve 3. kategoriye geriledik. Dolayısıyla K.İrlanda karşısında mutlaka kazanmalıydık, Belarus maçı için de aynı durum geçerli. Bu karşılaşmadan da galibiyetle çıkabilirsek birkaç sıra daha yükselir ve bir soluk alırız.Belarus FIFA dünya sıralamasında 83. durumda. 2014 elemelerinde İspanya ve Fransa’nın bulunduğu grupta elbette ki en küçük bir şansı yoktu ama 8 maçta sadece 4 puan toplayıp sonuncu olmaları pek parlak durumda bulunmadıklarını gösteriyor. 32 yaşındaki A.Hleb’in takımın en değerli üç oyuncusundan biri oluşu da durumlarını açıklıyor. Ancak bütün bunlar onları çantada keklik yapmıyor. Onlardan daha geride olan K.İrlanda karşısında bile epeyce zorlandık. Yeterince mücadele etmemiz sayesinde maçı kazanabildik. Bu karşılaşmadan da aynısını bekliyoruz.İlk kez milli maçın yapılacağı Mersin’de futbolseverlerin maça göstereceği ilgi de merak konusu. Akdeniz Oyunlarındaki seyirci durumu pek parlak değildi ama görmezden gelmeyi yeğledik. Bu maçta tribünlerin dolmaması sadece Mersin’de çekilen bir sıkıntı olmakla kalmaz, Anadolu’da milli maç yapılmasını da güçleştirebilir.
Clik here to view.
Terim’in yeni unvanının bu olduğunu imzanın atıldığı toplantıda değil de K.İrlanda maçı sonrasında yardımcısı Hamza Hamzaoğlu’nun açıklamasıyla öğrendik.Gerçi bu tür bir unvanın da görev süresinin 5+2 yıl gibi uygulanması neredeyse olanaksız şekilde belirlenmesi de çok üzerinde durulacak durumlar değil. İşlerin iyi gitmediği ortamlarda bu tür iyiniyet jestlerinin sözleşmeye dönüşmüş biçimleri bile pek etkili olmaz. Futbolun en önemli gerçeklerinden biri, başarıdır. Onun olmadığı yerde ne sözleşmenin ne de verilen sözlerin bir hükmü kalır.Ancak imza toplantısının ciddiyeti açısından TFF Başkanının her fırsatta Galatasaray’a laf sokuşturmaya çalışmak gibisinden gayrıciddi hatta düpedüz utandırıcı tavırlarından vazgeçip buna benzer ‘teknik’ diyebileceğimiz noktaları açıklaması daha uygun olurdu. ‘Hocamızın yeni unvanı şudur, görev kapsamı budur, bunun dışındaki durumları kendisi belirleyecektir’ gibi kendilerini ilgilendiren durumları açıklayıp öteki konularda susmak daha yakışır tutumdur.Ne yapalım ki böyle bir TFF başkanımız var ve ağzını her açışında yeni birtakım sorunlarla karşı karşıya kalabiliyoruz… Üstelik bu tür gereksiz sözlerin Terim’i de sıkıntıya soktuğunu göremiyor. Yarın öbürgün peşpeşe gelecek iki yenilgi sonrasında ‘bu iş Terim’le de olmuyor’ durumu ortaya çıkabilir. Böyle durumlar bugüne kadar defalarca yaşandı, hiç kuşkusuz bundan sonra da olacak. Bunları düşünerek daha dengeli konuşmaya dikkat edilmeli. Üstelik, TFF başkanının daha önce birlikte çalıştığı teknik direktörlere neler yaptığı ortada.Elbette ki Terim’in Türk futboluyla ilgili her türlü konuda yetkili olmasında bir sakınca yok. Keşke böyle bir konum kendisine sağlanabilse. İşi en iyi bilen kişi olarak kuşkusuz çok daha yararlı çalışmalar yapabilir, Milli Takımın başarılarıyla birlikte futbolumuzun da gelişmesiyle ilgili katkılarda bulunabilir. Ancak bütün bunlar tek adamın işi değil, güçlü bir ekibe sahip olabilmek ve herkesin görevini en iyi şekilde yapması daha çağdaş ve tercih edilir bir durumdur.Bunların yanında Milli Takımın acil gündemi maç kazanmaktır. Çünkü dünya sıralamasında 58.liğe kadar düşüp oradan 40.lığa geldik ama asıl yerimiz ilk 20 içinde olmalı. Üstelik bu korkunç düşüş yüzünden korkulan oldu ve 3. kategoriye geriledik. Dolayısıyla K.İrlanda karşısında mutlaka kazanmalıydık, Belarus maçı için de aynı durum geçerli. Bu karşılaşmadan da galibiyetle çıkabilirsek birkaç sıra daha yükselir ve bir soluk alırız.Belarus FIFA dünya sıralamasında 83. durumda. 2014 elemelerinde İspanya ve Fransa’nın bulunduğu grupta elbette ki en küçük bir şansı yoktu ama 8 maçta sadece 4 puan toplayıp sonuncu olmaları pek parlak durumda bulunmadıklarını gösteriyor. 32 yaşındaki A.Hleb’in takımın en değerli üç oyuncusundan biri oluşu da durumlarını açıklıyor. Ancak bütün bunlar onları çantada keklik yapmıyor. Onlardan daha geride olan K.İrlanda karşısında bile epeyce zorlandık. Yeterince mücadele etmemiz sayesinde maçı kazanabildik. Bu karşılaşmadan da aynısını bekliyoruz.İlk kez milli maçın yapılacağı Mersin’de futbolseverlerin maça göstereceği ilgi de merak konusu. Akdeniz Oyunlarındaki seyirci durumu pek parlak değildi ama görmezden gelmeyi yeğledik. Bu maçta tribünlerin dolmaması sadece Mersin’de çekilen bir sıkıntı olmakla kalmaz, Anadolu’da milli maç yapılmasını da güçleştirebilir.
