Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Mustafa Ünal - Nereye?

$
0
0
Bu gidişat nereye? “Sahil-i selamete” demek isterdim elbette. Karamsar değilim ama ülkem adına korkularım, endişelerim var. Biri bitmeden diğeri başlayan ‘ağır gündemler’ Türkiye’yi çok yordu. İşte bir haftadır yaşananlar... Dershane tartışmasının geldiği noktaya bakın. Olay nereye kaydı? Herkeste bir kırgınlık, bir huzursuzluk ve bir tedirginlik.Dershane kolay bir konu değil. 7-8 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündeminde. Üç bakan eskitti. Hüseyin Çelik de kafa yordu, Nimet Baş da. Ömer Dinçer, bürokratları seferber etti. Her açıdan değerlendirildi. Dünya örnekleri incelendi. Devamından başka daha uygun bir formül bulunamadı. Dershaneyi doğuran sebepler var çünkü. Sebepleri yok etmek de yakın gelecekte pek mümkün değil.Yeni Bakan Nabi Avcı’nın ‘kapatma çalışmalarını son noktaya getirdiği’ haberi duyulur duyulmaz birçok insan çığlık çığlığa ‘Ne olur dershanelerimize kıymayın...’ diye ses verdi. Taslak, hafta başında Bakanlar Kurulu’nda görüşüldü. Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, yangın yerine dönen yüreklere su serpti. ‘Paydaşlarla görüşülecek ve kimseyi incitmeyecek en uygun yol bulunacak.’ dedi. Herkes umutlandı.İyimser hava çabuk dağıldı. Bir sonraki Bakanlar Kurulu’na geleceği ve taslağın tasarıya dönüşerek Meclis’e sevk edileceği haberi kulislere yayıldı. Sonra da doğrulandı. Eğer süreç öngörüldüğü şekilde işlerse Meclis, seçim öncesi son mesaisini ‘dershanelerin kapatılması’ yönünde yapacak. Yıllardır Ankara gelişmelerini yakından izlerim. Siyaset, toplumdan gelen seslere her zaman kulak verir. Kayıtsız kalmaz. Başkent’in havası ağır ama yine de umutlu olmak istiyorum. Siyaset bir yol bulmalı. Dershanelerin kapısına kilit vurmak çözüm değil. Bu ülke yasaklardan hiç hayır görmedi. Eğer dershanelerin varlığı bir sorun ise yokluğu bin sorun olacak. Sadece eğitim değil, her açıdan.Ülkenin, ağır gündemlerden kurtularak biraz nefes alması gerekmiyor mu? Bülent Arınç’ın söylediği ‘Herkes tef gibi gergin’ sözünün üzerinden aylar geçti. Hal değişmiş değil. Daha da ağırlaştığını söylemek bile mümkün. Ne yazık ki Türkiye, bütün dinamizmi ve enerjisiyle içine kapandı.Gerçi dışarısı da pek iç açıcı değil. Bölgenin perişanlığı ortada. Suriye kan gölü. Mısır’da bahar kışa döndü. Ne demokrasi kaldı, ne insan hakları. Irak acıyla yoğrulmakta. Bir kıpırdama var ama Avrupa treni eski hızından uzak. Nice zamandır güzel haberlere muhtacız. Hakkını yemeyelim, hafta sonu Diyarbakır’dan yansıyan fotoğraf hoştu şüphesiz. Ama yeterli değil.Ülke, çok kritik bir sürecin eşiğinde. 2014, Türkiye’nin kader yılı. Yerel seçimlerde sadece belediye başkanları seçilmeyecek. Netice siyasi iklimin havasını belirleyecek. Hemen ardından daha sandık sonuçlarını sindiremeden, cumhurbaşkanlığı seçim takvimi başlayacak. Halk, ilk kez cumhurbaşkanını kendi oylarıyla seçecek.Her iki seçim, siyasi yapıyı derinden etkileyecek. Partiler yeni hale göre yeniden şekillenecek. Sonrası genel seçim. 2014 Türkiye’nin kaderi olacak. Ülke son 10 yılda hemen her sahada ekonomiden demokrasiye kadar standartlarını yükseltti. Yeni anayasa ile taçlandırabilirdi. Maalesef çalışmalar hüsranla sonuçlandı. Artık ne paket ne de yeni anayasa mümkün. Gidişat nereye? Geriye değil ileriye doğru olmalı. Yangına körükle gidilmemeli, yürekleri dağlayan ateşe su dökmek gerekiyor. Ankara’nın havası ağır; her şeye rağmen ümitvar olmak lazım.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue