Hiç şüphe yok ki haftayı Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin damakta bıraktığı lezzet ile anacağız.Son yıllarda hiçbir derbi maçında iki tarafın da sadece oynamayı düşündüğü, bir dakikanın bile yan pas, topun üstüne bas bekle ile öldürülmediği derbi maçı izlememiştik.Siz mesela ekran karşısında tüm pozisyonları not edebildiniz mi? Ben bunu başaramadım. Dakikalar ilerledikçe yazının okunurluğu, anlaşılırlığı gittikçe bozuluyordu. Birini not ederken diğeri yaşanıyor, onu yazmaya çalışırken başka bir aksiyon ortaya çıkıyordu.Biz beyaz sayfaya aldığımız notları gittikçe daha karmaşık yazılarla büyütürken, oyuncular yeşil sahada dakikalar ilerledikçe daha iyisini yapıyorlardı.Bu ülkede bir futbol maçında böyle şeyler sık yaşanmaz.Tabii ki bu durumda hakem Cüneyt Çakır’ın da meseleyi ele alıp hakim olabilmesi de pek kolay olmayacaktı. Olmadı da!Çakır iki tarafı tutanları da memnun edemediyse ortada bir tarafa toleransı iddia etmek insafsızlık olur. Çakır’ın hatalı kararları olduğunu iddia edebilirsiniz ama kötü niyetli olduğunu ileri sürmek adilce olmaz.Haftaya derbi maçın yüksek temposu kadar Teknik Direktör Ersun Yanal’ın yaptığı açıklamalar da değer katıyor. Yanal maç sonunda tek bir hakem eleştirisine girmeden oyunu öven, oyunun güzelliğini konuşan mesajıyla iyinin üzerine bir başka iyiyi yerleştirdi. Takımı beraberlik için dakikalarca çabalarken kenarda yorgun kalbinin atışlarını dinlediği kadar gözlerinin pası silinmişti belli ki..Türkiye’deki tüm hanelerin işte futbol bu diye konsensusa vardığı bir akşamda bir teknik direktörün aksiyle ortaya çıkması futbol dediğimiz bu müthiş temaşayı değersizleştirirdi.Bravo Ersun Hoca öncelikle futbolun taraftarı olduğunu ispat ettiğin için..Literatürümüze yerleşen o kelimeyi kullanmak için daha iyi bir zaman bulamayız.Ersun Yanal’ın açıklamaları pastanın üzerindeki çilek gibiydi.Mahmut Uslu’nun yaklaşımı ise artık modası geçmiş, kavganın ve gerginliğin olduğu o sevimsiz günleri hatırlattığı için can sıkıcı oldu. Öncesi ve sonrasıyla iki tane temiz derbi oynandı. Artık herkes oyuna şefkatli davranır, anlayışlı bir rekabetçilik politikası izlerken Uslu’nun açıklama tarzı zaten kıymet bulmadığı için mutlu olalım.Fenerbahçe fiziksel gücü ve istekli oyunuyla, sonuna kadar arayan haliyle rakipleri ile arasında büyük fark yaratıyor. Beşiktaş ise 10 kişi kalmış rakibi karşısında oyunu soğutup, oyuncuları yerlerde yatırıp çirkinleştirmediği için ve ilk yarıdaki organizasyon başarısı için alkışlanmalı.Muhtemelen ortaya enerji koyulamayan birçok derbi maçı unuttuğumuz gibi bu maçı unutmayacağız. Hatta bu sezonu ve ideali tarif ederken hep 30 Kasım hatırlanacak..MANCİNİ NE YAPIYOR BÖYLE!Sinyor Mancini Real Madrid maçı sonrası oyunu, maçı ve mağlubiyeti değerlendirmeden Juventus maçında seyirciye ihtiyacımız olacak, deyiverdi. Aynı Mancini, Kasımpaşa maçının hemen ardından yine seyircinin desteğine teşekkür ederek, takımın zaafları ya da oyun ile ilgili konuyu ikinci plana attı.Sneijder’in seyahati meselesine verdiği cevap ile şaşırtmaya devam etti.Görülen o ki Mancini haftalardır sadece Juventus maçını düşünüyor. Takımın kurgusuna yönelik eleştirilere cevap vermeye, açıklama getirmeye lüzum görmüyor. Başından beri medya ile iletişimi konusunda çabası olmayan, hatta bu konuyu küçümseyen bir tavrı var. Yani Real Madrid maçında sahaya sürdüğün ve başarılı oynayan Umut’u neden Kasımpaşa maçında kenarda bekletiyorsun, sorusunu bile cevap vermeye değer bulmuyor.Seyirciyi arkana almanın yolu çok umursamadığın medya üzerinden seslenmek değil, saha içinde anlaşılır ve güçlü kılmaktan geçer.Mancini 2,5 ayda bir adım öteye gidemediği gibi iki yılda kurulan iki şampiyonluk bir Şampiyonlar Ligi çeyrek finali almış Galatasaray’ı tüketiyor.Gerçekten anlamak zor.Ha Juventus maçını kazanıp 7 puanla gruptan çıkarsa ne olur?Düşünceler değişir mi?Sanmıyorum!HEM AVRUPA HEM LİG 10 NUMARA GİDİYORSezon başından bu yana Avrupa maçlarını kaybetmeden ve genellikle hep kazanarak oynayan, ligde en çok övülen takımlarla aynı seviyede puan toplayan ve bunları yaparken küskün, gitmek isteyen, sorun çıkaran oyuncuları bir potada eritip oyuna döndüren Reşit Akçay’ın başarısı daha fazla övgüyü hak ediyor. Ankara’daki Gençlerbirliği, içerideki Sivasspor maçlarını kazanabilecekken kaybettiği 5 puanı koyun daha iyi görürsünüz. Hem Avrupa hem Türkiye ligini götürebilme kapasitesiyle, birçok takımın başaramadığını Trabzonspor başarıyor.Bir de Avni Aker kapalı gişe oynasa neler yaparlar kim bilir!
Hiç şüphe yok ki haftayı Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin damakta bıraktığı lezzet ile anacağız.Son yıllarda hiçbir derbi maçında iki tarafın da sadece oynamayı düşündüğü, bir dakikanın bile yan pas, topun üstüne bas bekle ile öldürülmediği derbi maçı izlememiştik.Siz mesela ekran karşısında tüm pozisyonları not edebildiniz mi? Ben bunu başaramadım. Dakikalar ilerledikçe yazının okunurluğu, anlaşılırlığı gittikçe bozuluyordu. Birini not ederken diğeri yaşanıyor, onu yazmaya çalışırken başka bir aksiyon ortaya çıkıyordu.Biz beyaz sayfaya aldığımız notları gittikçe daha karmaşık yazılarla büyütürken, oyuncular yeşil sahada dakikalar ilerledikçe daha iyisini yapıyorlardı.Bu ülkede bir futbol maçında böyle şeyler sık yaşanmaz.Tabii ki bu durumda hakem Cüneyt Çakır’ın da meseleyi ele alıp hakim olabilmesi de pek kolay olmayacaktı. Olmadı da!Çakır iki tarafı tutanları da memnun edemediyse ortada bir tarafa toleransı iddia etmek insafsızlık olur. Çakır’ın hatalı kararları olduğunu iddia edebilirsiniz ama kötü niyetli olduğunu ileri sürmek adilce olmaz.Haftaya derbi maçın yüksek temposu kadar Teknik Direktör Ersun Yanal’ın yaptığı açıklamalar da değer katıyor. Yanal maç sonunda tek bir hakem eleştirisine girmeden oyunu öven, oyunun güzelliğini konuşan mesajıyla iyinin üzerine bir başka iyiyi yerleştirdi. Takımı beraberlik için dakikalarca çabalarken kenarda yorgun kalbinin atışlarını dinlediği kadar gözlerinin pası silinmişti belli ki..Türkiye’deki tüm hanelerin işte futbol bu diye konsensusa vardığı bir akşamda bir teknik direktörün aksiyle ortaya çıkması futbol dediğimiz bu müthiş temaşayı değersizleştirirdi.Bravo Ersun Hoca öncelikle futbolun taraftarı olduğunu ispat ettiğin için..Literatürümüze yerleşen o kelimeyi kullanmak için daha iyi bir zaman bulamayız.Ersun Yanal’ın açıklamaları pastanın üzerindeki çilek gibiydi.Mahmut Uslu’nun yaklaşımı ise artık modası geçmiş, kavganın ve gerginliğin olduğu o sevimsiz günleri hatırlattığı için can sıkıcı oldu. Öncesi ve sonrasıyla iki tane temiz derbi oynandı. Artık herkes oyuna şefkatli davranır, anlayışlı bir rekabetçilik politikası izlerken Uslu’nun açıklama tarzı zaten kıymet bulmadığı için mutlu olalım.Fenerbahçe fiziksel gücü ve istekli oyunuyla, sonuna kadar arayan haliyle rakipleri ile arasında büyük fark yaratıyor. Beşiktaş ise 10 kişi kalmış rakibi karşısında oyunu soğutup, oyuncuları yerlerde yatırıp çirkinleştirmediği için ve ilk yarıdaki organizasyon başarısı için alkışlanmalı.Muhtemelen ortaya enerji koyulamayan birçok derbi maçı unuttuğumuz gibi bu maçı unutmayacağız. Hatta bu sezonu ve ideali tarif ederken hep 30 Kasım hatırlanacak..MANCİNİ NE YAPIYOR BÖYLE!Sinyor Mancini Real Madrid maçı sonrası oyunu, maçı ve mağlubiyeti değerlendirmeden Juventus maçında seyirciye ihtiyacımız olacak, deyiverdi. Aynı Mancini, Kasımpaşa maçının hemen ardından yine seyircinin desteğine teşekkür ederek, takımın zaafları ya da oyun ile ilgili konuyu ikinci plana attı.Sneijder’in seyahati meselesine verdiği cevap ile şaşırtmaya devam etti.Görülen o ki Mancini haftalardır sadece Juventus maçını düşünüyor. Takımın kurgusuna yönelik eleştirilere cevap vermeye, açıklama getirmeye lüzum görmüyor. Başından beri medya ile iletişimi konusunda çabası olmayan, hatta bu konuyu küçümseyen bir tavrı var. Yani Real Madrid maçında sahaya sürdüğün ve başarılı oynayan Umut’u neden Kasımpaşa maçında kenarda bekletiyorsun, sorusunu bile cevap vermeye değer bulmuyor.Seyirciyi arkana almanın yolu çok umursamadığın medya üzerinden seslenmek değil, saha içinde anlaşılır ve güçlü kılmaktan geçer.Mancini 2,5 ayda bir adım öteye gidemediği gibi iki yılda kurulan iki şampiyonluk bir Şampiyonlar Ligi çeyrek finali almış Galatasaray’ı tüketiyor.Gerçekten anlamak zor.Ha Juventus maçını kazanıp 7 puanla gruptan çıkarsa ne olur?Düşünceler değişir mi?Sanmıyorum!HEM AVRUPA HEM LİG 10 NUMARA GİDİYORSezon başından bu yana Avrupa maçlarını kaybetmeden ve genellikle hep kazanarak oynayan, ligde en çok övülen takımlarla aynı seviyede puan toplayan ve bunları yaparken küskün, gitmek isteyen, sorun çıkaran oyuncuları bir potada eritip oyuna döndüren Reşit Akçay’ın başarısı daha fazla övgüyü hak ediyor. Ankara’daki Gençlerbirliği, içerideki Sivasspor maçlarını kazanabilecekken kaybettiği 5 puanı koyun daha iyi görürsünüz. Hem Avrupa hem Türkiye ligini götürebilme kapasitesiyle, birçok takımın başaramadığını Trabzonspor başarıyor.Bir de Avni Aker kapalı gişe oynasa neler yaparlar kim bilir!