Ligde henüz havlu atmadığını, Şampiyonlar Ligi’nde de şansının olduğunu sanan Galatasaray araya bir kupa skandalı sıkıştırmayı başardı...Mancini’nin hiç değilse bu sezonu tamamlayabileceğini düşünüyordum ama dün akşamki rezaletten sonra çok yakında buna yenilerinin eklenmesi nedeniyle devre arasında vedalaşmak zorunda kalabilir... Yazıyı elenmeye göre kaleme aldığımı sanmayın, böyle bir tur geçmenin elenmekten ne farkı var ki!Bomboş tribünler şaşırtıcı bir durum değildi. Hem havanın dondurucu soğuğu hem Sarı Kırmızılı takımın bundan pek farklı olmayan futbolu, neredeyse tamamı kombine satılmış bilet sahiplerinin yüzde 10’unun bile bu maça gelme isteği duymasını engellemiş gibiydi. Kimsenin de ‘niye böyle yapıyorlar’ diyebilecek hali yoktu. Bundan sonra böyle...Kaleci Ufuk’la birlikte Hakan Balta, Yekta gibi hâlâ takımda olup olmadığından bile kuşkulanılan oyuncular sahadaydı. Bu tür maçların bilinen dağınıklığı yine gündemdeydi haliyle... Sarı Kırmızılı takım oynuyormuş gibi yaparak kazanacağını sanıyor ve golü kalesinde görmesini inanılması güç biçimde direk önlüyor. İlki Engin’in kişisel becerisi, ikincisi rakip savunmanın yetersizliği nedeniyle bulunan gollerle maçın bittiğini sanmak da pahalıya maloluyor.İkinci yarının başında Bruma’nın epey uzun süren rakip alana akışı ve cezaalanı çevresini harmanlaması tribünden alkış aldı. Oysa yaptığı tam bir saçmalıktı ve takımın düşüşünü getiren hareketlerden biri oldu. Bu anlamsız gösteri yerine orada bulunan arkadaşlarından herhangi biriyle pas yapsa topu boş kaleye atacaktı. Bunu bizde öğrenebileceği epeyce kuşkulu.Sonrasındaki laubalilik ve hakem hataları sonucunda beklenen oldu ve Sarı Kırmızılı takım son maçlarının hemen hepsindeki gibi düpedüz utanılacak duruma düştü. Hocası da sonuna kadar bunu seyretti. İlk değişikliği maç biterken Sabri ile yapması, 11’de olması gereken Umut’u 104’te oyuna alması inanılması güç durumlardı ama gerçekti. Penaltılara Ufuk’un kurtardığı iki atışla başlayıp sonrasında bir üçüncü ve dördüncüsünü de buna ekledikten sonra elenmek Sarı Kırmızılıların bu maçtan dolayı çektiği acıyı daha da büyütecekti. Ancak bu kadar zayıf rakibi böylesine acı çekerek elemek de elenmek kadar üzüntü ve endişe verici oldu.
Ligde henüz havlu atmadığını, Şampiyonlar Ligi’nde de şansının olduğunu sanan Galatasaray araya bir kupa skandalı sıkıştırmayı başardı...Mancini’nin hiç değilse bu sezonu tamamlayabileceğini düşünüyordum ama dün akşamki rezaletten sonra çok yakında buna yenilerinin eklenmesi nedeniyle devre arasında vedalaşmak zorunda kalabilir... Yazıyı elenmeye göre kaleme aldığımı sanmayın, böyle bir tur geçmenin elenmekten ne farkı var ki!Bomboş tribünler şaşırtıcı bir durum değildi. Hem havanın dondurucu soğuğu hem Sarı Kırmızılı takımın bundan pek farklı olmayan futbolu, neredeyse tamamı kombine satılmış bilet sahiplerinin yüzde 10’unun bile bu maça gelme isteği duymasını engellemiş gibiydi. Kimsenin de ‘niye böyle yapıyorlar’ diyebilecek hali yoktu. Bundan sonra böyle...Kaleci Ufuk’la birlikte Hakan Balta, Yekta gibi hâlâ takımda olup olmadığından bile kuşkulanılan oyuncular sahadaydı. Bu tür maçların bilinen dağınıklığı yine gündemdeydi haliyle... Sarı Kırmızılı takım oynuyormuş gibi yaparak kazanacağını sanıyor ve golü kalesinde görmesini inanılması güç biçimde direk önlüyor. İlki Engin’in kişisel becerisi, ikincisi rakip savunmanın yetersizliği nedeniyle bulunan gollerle maçın bittiğini sanmak da pahalıya maloluyor.İkinci yarının başında Bruma’nın epey uzun süren rakip alana akışı ve cezaalanı çevresini harmanlaması tribünden alkış aldı. Oysa yaptığı tam bir saçmalıktı ve takımın düşüşünü getiren hareketlerden biri oldu. Bu anlamsız gösteri yerine orada bulunan arkadaşlarından herhangi biriyle pas yapsa topu boş kaleye atacaktı. Bunu bizde öğrenebileceği epeyce kuşkulu.Sonrasındaki laubalilik ve hakem hataları sonucunda beklenen oldu ve Sarı Kırmızılı takım son maçlarının hemen hepsindeki gibi düpedüz utanılacak duruma düştü. Hocası da sonuna kadar bunu seyretti. İlk değişikliği maç biterken Sabri ile yapması, 11’de olması gereken Umut’u 104’te oyuna alması inanılması güç durumlardı ama gerçekti. Penaltılara Ufuk’un kurtardığı iki atışla başlayıp sonrasında bir üçüncü ve dördüncüsünü de buna ekledikten sonra elenmek Sarı Kırmızılıların bu maçtan dolayı çektiği acıyı daha da büyütecekti. Ancak bu kadar zayıf rakibi böylesine acı çekerek elemek de elenmek kadar üzüntü ve endişe verici oldu.