Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verileri ve işsizlik oranı beklentilerin üstünde geldi.Ancak, kimin beklentileri derseniz orası çok da önemli değil. Zira sağır sultan bile bu iki verinin, beklentilerin üstünde geleceğini biliyordu. Ama rakamlar önceden saptanmıştı. Sonuçta benim beklentim değil, piyasaları düzenleyen güçlerin beklentisi önemli olan. Borsa, cuma gününe kadar satıcılı hareket etti. Bu verinin ABD’nin tahvil azaltım kararını çabuklaştırması için yüksek çıkacağını tahmin ediyordu adeta. Çarşamba günü açıklanan özel sektör istihdam verisi ve perşembe günü gelen işsizlik başvuruları piyasaları yeterince germişti. Korkulan, Amerika’nın istihdamındaki iyileşmenin faizleri zorlamasıydı. ABD 10 yıllık tahvil fiyatları da yüzde 3 sınırına iyice yaklaşmıştı. Sonuçta cuma günü tarım dışı istihdam verisi aslında piyasaların beklentileri doğrultusunda gerçekleşerek suni beklenti olan 180 binin 23 bin üzerinde, 203 bin olarak gerçekleşti. Piyasalar bu iki veriyi gün içinde panik satışla karşıladı. Sonrasında ise beklenen alımlar geldi ve Borsa İstanbul (BIST) endeksi 71 bin sınırına kadar geriledi ve günü 73 bin puanın üzerinde kapatmayı başardı. Dolar düştü, altın ise verileri çok hoş karşılamadı. Borsalardaki yükseliş bir rahatlama ve tepki yükseliş olarak değerlendirilmeli. Tahvil azaltımı ile ilgili verilecek karar aralık ayında ya da martta çıkacak. Piyasalar FED karar vermedikçe tam olarak önünü göremiyor.18 Aralık toplantısı öncesi piyasalar veri çılgınlığını geride bırakmış durumda. En azından kısmi bir rahatlama olabilir. Borsa’nın 74 bin puanı önümüzdeki hafta başı test etmesi muhtemel ama daha yukarıları için kuvvetli bir yabancı alımı gelmesi gerekir. FED toplantısı öncesi bu yükseliş sürpriz olacaktır. Ama açık olan cuma günü veri sonrası gelen güçlü alımlar endeksi 70 bin puanın üzerinde bir süre daha tutacaktır. Önümüzdeki hafta içinde açıklanacak Türkiye üçüncü çeyrek gayri safi yurtiçi hasıla verileri ve hemen sonrasında açıklanacak ekim ayı cari açık verileri yakından takip edilecektir. Üçüncü çeyrekte nispeten düşük bir büyüme söz konusu olabilir. Yıllık bazda yüzde 3,8-4,2 aralığında bir gerçekleşme bekliyorum. Ekim ayı cari açığının ise 3,5 milyar doların üstünde gelmesi yine beklentiler dahilinde. Türkiye ekonomisi ve piyasaları son aylarda biraz gergin. Mayıs sonunda fırlayan tahvil fiyatları ve faizler, döviz fiyatlarındaki yüzde 15-20 yükselişler, kalıcı olma yolunda işaretler veriyor. Buna ilaveten 2014 yılında yapılacak seçimler ve Amerika Merkez Bankası’nın (FED) para politikasındaki değişiklikler piyasalar üzerinde soru işareti olmaya devam ediyor. Aslında dolar bazında 51 bin seviyesinden 36 bin seviyesine gerilemiş durumda. Bir başka deyişle yüzde 29 gerilemiş. Eski rekora çıkması demek yüzde 42 yükselmesi demek. Ama görünen, endeksin daha önceki analizlerimizde değindiğimiz gibi seçimlere kadar 80 bin-70 bin aralığında dalgalanması yönünde. Sarkmalarda 65-86 bin söz konusu olabilir. Önümüzdeki hafta tansiyonun biraz daha düşük olması beklenebilir. Ama FED kararı sürekli olarak gündem olmaya devam ettikçe Türkiye piyasalarının bu sarmalın dışında hareket etmesi kolay gözükmüyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının beklediğim açıklamaları 2014 yılı için biraz tehditkâr. Bu durumun tersine çevrilmesi için Türkiye piyasalarının bir bedel ödemesi gerekebilir.Amerika 10 yıllık tahvilleri yükselişteABD ekonomisinde iyileşmeler devam ederken, FED kararı merakla bekleniyor. Eylülde tahvil azaltımı olacak derken şimdi çok iyi gelen istihdam ve işsizlik verilerine rağmen aralık ayı için kesin azaltım kararı gelir diyemiyoruz. Belki de mart ayına kadar bir gecikme olacak. Ancak piyasalarda özellikle ABD 10 yıllık tahvilleri yıl içinde ikinci kez tavan fiyatlara yaklaştı. Hafta içinde tahvil fiyatları 2,93’e kadar yükseldi. 10 yıllıklar nisan ayında yüzde 1,60 seviyelerinden yükselişe başlamış, eylül başında yüzde 3’ü aşmıştı. Daha sonra borç tavan krizi tahvil fiyatlarını aşağı çekmişti. Özellikle cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verilerinin beklentileri aşması ve işsizlik oranının yüzde 7,3’ten yüzde 7’ye gerilemesi tahvil piyasalarında etkili oldu. Ancak kâr amaçlı satışlar rekorun yenilenmesini bir başka güne bıraktı. Açıkçası iki yıl içinde yüzde 5’e kadar çıkmasını beklediğim tahvil oranlarının 2014’te 3,75, 2015 yılında 5’e tırmanması yüksek olasılık. Şimdilik aralık toplantısına kadar bu seviyelerde yatay hareket olsa da yüzde 3’ün geçilmesi durumunda mart ayı içinde yüzde 3,50 ve üstü görülebilir. Bir başka deyişle karar geciktikçe tahvil fiyatları yükseliş için zemin hazırlar.
↧