![]()
İran ile P5+1 arasından 24 Kasım’da Cenevre’de varılan, İran’ın nükleer programıyla ilgili geçici anlaşmanın, 34 yıldır bozuk olan Amerika-İran ilişkilerinde nispi bir yumuşama başlattığına fazla şüphe yok.Bunda esasen Ruhani’nin seçilmesinden çok önce geçen martta taraflar arasında Umman’ın başkenti Muskat’ta başlayan çok gizli diplomatik görüşmelerin sağladığı olumlu havanın büyük rol oynadığı da ortaya çıkmış bulunuyor. Bu gizli diplomasi nasıl başladı, neleri kapsadı, anlaşma yolunu nasıl açtı, başlı başına önemli bir konu. Bu yüzden buna bugün kısaca işaret ettik, o kadar.Diğer yandan, nükleer anlaşma ile ilgili görüşmeler, temaslar şüphesiz bir şekilde devam ediyor. Belki bunlarda da gizli diplomasi yolu söz konusu. Bu yüzden bu konuda ne olup bittiğini söylemek zor görünüyor. Ancak, anlaşmanın başarı şansını yüzde 50 olarak niteleyen Başkan Obama’nın, İran’ın nükleer programını mutlaka diplomatik çözüme kavuşturmak istediği, bundan başka yolu kabul etmeyeceği de ortada. Bunu sonunda gören İran da diplomatik çözümü kabul etmiş bulunuyor. Nükleer konuda bugün ulaşılan nokta bu şekilde. Ne var ki, İran ile Amerika arasındaki tek mesele de nükleer konu değil; başka önemli stratejik konular da var. Afganistan, bunlardan belki de en önemlisi.Afganistan konusu da bugün arka planda İran ve Amerika’nın çıkarlarının karşı karşıya geldiği, tarafların birbirlerine kaşı çeşitli hamleler yapmakta olduğu çok karmaşık özelliklere sahip gerçekten çok stratejik bir konu. Özellikle de Amerika ile Afgan yönetimi arasında devam etmekte olan ikili güvenlik anlaşmasının bir türlü imzalanamaması sebebiyle taraflar bugün çok dikkatli ve tedirgin bir tavır içinde bulunuyorlar.Amerika kısaca BSA denen ve 2014’ten sonra Afganistan’da kalması öngörülen 10-15 kişilik askerî gücünü de kapsayan anlaşmanın Hamid Karzai tarafından yıl sonuna kadar mutlaka imzalanmasını istiyor. 10 küsur yıllık liderliği sırasında zaman zaman beklenmeyen hareket ve davranışlarda bulunan Karzai ise anlaşmayı imzalamaya yanaşmıyor, imzayı kendinden sonraki başkana bırakıp, sorumluluk almaktan kaçınıyor.Karzai bu çerçevede elini güçlendirmek, muhtemelen İran’ı da yanına almak için geçen pazar (8 Aralık) Tahran’a günübirlik bir ziyaret yapmış, İranlı yetkililerle BSA dahil pek çok konuyu görüşmüştü.İran şüphesiz BSA anlaşmasının akıbetini dikkatle takip ediyor, anlaşmanın imzalanmaması için çok çaba sarf ediyor. İran’ın bu tavrı kendi açısından stratejik bir tavır sayılır. İran, doğusunda asker bir Amerikan varlığına şiddetle karşı duruyor. Anlaşma imzalandığı takdirde çeşitli üsler ve önemli bir askerî güç ile Afganistan’da en az 10 yıl daha kalmaya devam edecek olan Amerika’nın Afganistan’ı bir daha geri gelmemek üzere kalıcı olarak terk etmesini istiyor. Bunun gerçekleşmesi için elinden geleni ardına koymuyor. Bu çerçevede muhtemelen kadim hasmı Taliban ile bile temas içinde olması söz konusu. Esasen birkaç ay kadar önce bir Taliban heyeti bir konferans çerçevesinde Tahran’a gitmiş, bu, İran’ın kadim düşmanı Taliban ile arasını düzeltmeye başlamasının önemli bir işareti olarak görülmüştü. Bugün belki temaslar daha güçlü, daha sık cereyan ediyor, kim bilir. Amerika ile İran arasındaki yumuşamanın Ruhani değil Ahmedinejad döneminde başladığını AP ajansı sayesinde öğrenmiş bulunuyoruz. Bu bakımdan ‘Bugün İran-Taliban ilişkisi de mutlaka gizli yollarla oluyordur’ diye de düşünmeden edemiyoruz.İran’ın BSA anlaşmasının hayata geçmesini önlemek için bu anlaşmaya zaten karşı olan Taliban ile birlikte hareket etme ihtimalinin esasen fazla da şaşılacak bir yönü yok. Zira her ikisinin de hedefi aynı: Amerika Afganistan’ı terk etsin, bir daha da gelmesin. İran, Afganistan ile sadece BSA anlaşması çerçevesinde de ilgilenmiyor elbette. İran’ın bu ülkenin hem bugünü ve hem de geleceği ile ilgili önemli, hayati çıkar kaygıları var. Bu yüzden Afganistan’a dönük pek çok açık ya da gizli çabası, girişimi söz konusu. Dinî, kültürel, siyasî, sosyal, eğitim gibi konularda İran, Afganistan’da oldukça faal. Para da dağıtıyor.Nükleer konuda anlaşma yoluna girdiği anlaşılan Amerika ve İran, Afganistan konusunda bundan sonra nasıl hareket edecekler? Amerika, İran’ın Afganistan üzerindeki nüfuzunu ne kadar kabul edecek acaba? Nükleer konuda sonunda anlaşıp Afganistan konusunda mücadeleye devam mı edecekler? Bu sorular elbette birçok yönden bugünden sorulması gereken sorular. Biz sormuş olalım. f.ertan@zaman.com.trİran ile P5+1 arasından 24 Kasım’da Cenevre’de varılan, İran’ın nükleer programıyla ilgili geçici anlaşmanın, 34 yıldır bozuk olan Amerika-İran ilişkilerinde nispi bir yumuşama başlattığına fazla şüphe yok.Bunda esasen Ruhani’nin seçilmesinden çok önce geçen martta taraflar arasında Umman’ın başkenti Muskat’ta başlayan çok gizli diplomatik görüşmelerin sağladığı olumlu havanın büyük rol oynadığı da ortaya çıkmış bulunuyor. Bu gizli diplomasi nasıl başladı, neleri kapsadı, anlaşma yolunu nasıl açtı, başlı başına önemli bir konu. Bu yüzden buna bugün kısaca işaret ettik, o kadar.Diğer yandan, nükleer anlaşma ile ilgili görüşmeler, temaslar şüphesiz bir şekilde devam ediyor. Belki bunlarda da gizli diplomasi yolu söz konusu. Bu yüzden bu konuda ne olup bittiğini söylemek zor görünüyor. Ancak, anlaşmanın başarı şansını yüzde 50 olarak niteleyen Başkan Obama’nın, İran’ın nükleer programını mutlaka diplomatik çözüme kavuşturmak istediği, bundan başka yolu kabul etmeyeceği de ortada. Bunu sonunda gören İran da diplomatik çözümü kabul etmiş bulunuyor. Nükleer konuda bugün ulaşılan nokta bu şekilde. Ne var ki, İran ile Amerika arasındaki tek mesele de nükleer konu değil; başka önemli stratejik konular da var. Afganistan, bunlardan belki de en önemlisi.Afganistan konusu da bugün arka planda İran ve Amerika’nın çıkarlarının karşı karşıya geldiği, tarafların birbirlerine kaşı çeşitli hamleler yapmakta olduğu çok karmaşık özelliklere sahip gerçekten çok stratejik bir konu. Özellikle de Amerika ile Afgan yönetimi arasında devam etmekte olan ikili güvenlik anlaşmasının bir türlü imzalanamaması sebebiyle taraflar bugün çok dikkatli ve tedirgin bir tavır içinde bulunuyorlar.Amerika kısaca BSA denen ve 2014’ten sonra Afganistan’da kalması öngörülen 10-15 kişilik askerî gücünü de kapsayan anlaşmanın Hamid Karzai tarafından yıl sonuna kadar mutlaka imzalanmasını istiyor. 10 küsur yıllık liderliği sırasında zaman zaman beklenmeyen hareket ve davranışlarda bulunan Karzai ise anlaşmayı imzalamaya yanaşmıyor, imzayı kendinden sonraki başkana bırakıp, sorumluluk almaktan kaçınıyor.Karzai bu çerçevede elini güçlendirmek, muhtemelen İran’ı da yanına almak için geçen pazar (8 Aralık) Tahran’a günübirlik bir ziyaret yapmış, İranlı yetkililerle BSA dahil pek çok konuyu görüşmüştü.İran şüphesiz BSA anlaşmasının akıbetini dikkatle takip ediyor, anlaşmanın imzalanmaması için çok çaba sarf ediyor. İran’ın bu tavrı kendi açısından stratejik bir tavır sayılır. İran, doğusunda asker bir Amerikan varlığına şiddetle karşı duruyor. Anlaşma imzalandığı takdirde çeşitli üsler ve önemli bir askerî güç ile Afganistan’da en az 10 yıl daha kalmaya devam edecek olan Amerika’nın Afganistan’ı bir daha geri gelmemek üzere kalıcı olarak terk etmesini istiyor. Bunun gerçekleşmesi için elinden geleni ardına koymuyor. Bu çerçevede muhtemelen kadim hasmı Taliban ile bile temas içinde olması söz konusu. Esasen birkaç ay kadar önce bir Taliban heyeti bir konferans çerçevesinde Tahran’a gitmiş, bu, İran’ın kadim düşmanı Taliban ile arasını düzeltmeye başlamasının önemli bir işareti olarak görülmüştü. Bugün belki temaslar daha güçlü, daha sık cereyan ediyor, kim bilir. Amerika ile İran arasındaki yumuşamanın Ruhani değil Ahmedinejad döneminde başladığını AP ajansı sayesinde öğrenmiş bulunuyoruz. Bu bakımdan ‘Bugün İran-Taliban ilişkisi de mutlaka gizli yollarla oluyordur’ diye de düşünmeden edemiyoruz.İran’ın BSA anlaşmasının hayata geçmesini önlemek için bu anlaşmaya zaten karşı olan Taliban ile birlikte hareket etme ihtimalinin esasen fazla da şaşılacak bir yönü yok. Zira her ikisinin de hedefi aynı: Amerika Afganistan’ı terk etsin, bir daha da gelmesin. İran, Afganistan ile sadece BSA anlaşması çerçevesinde de ilgilenmiyor elbette. İran’ın bu ülkenin hem bugünü ve hem de geleceği ile ilgili önemli, hayati çıkar kaygıları var. Bu yüzden Afganistan’a dönük pek çok açık ya da gizli çabası, girişimi söz konusu. Dinî, kültürel, siyasî, sosyal, eğitim gibi konularda İran, Afganistan’da oldukça faal. Para da dağıtıyor.Nükleer konuda anlaşma yoluna girdiği anlaşılan Amerika ve İran, Afganistan konusunda bundan sonra nasıl hareket edecekler? Amerika, İran’ın Afganistan üzerindeki nüfuzunu ne kadar kabul edecek acaba? Nükleer konuda sonunda anlaşıp Afganistan konusunda mücadeleye devam mı edecekler? Bu sorular elbette birçok yönden bugünden sorulması gereken sorular. Biz sormuş olalım.