Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Zeki Çol - Federasyon, hatalarının bedelini ödüyor

$
0
0
Ne Trabzonspor, ne Fenerbahçe ne de Galatasaray... Onların aylardır yapamadığını, Fethiyespor yaptı! Bir mesajla Futbol Federasyonu’nu adeta deprem etkisi yaratarak salladı! Üstüne bir de Drogba ile Eboue’nin tişört yazıları eklenince, TFF, Demirören döneminde hiç karşılaşmadığı ölçüde bir toplumsal tepkiyle karşılaştı. Üstelik bu defa payandası olan siyasetin de eleştirilerine maruz kaldı. Belki malumun tekrarı olacak ama, bu ülkede futbol çok kötü yönetiliyor. Bırakın kulüpleri, sokaktaki insan bile bu federasyona inanmıyor, güvenmiyor, icraatlarını tasvip etmiyor. Bunun nedeni yalnızca şike süreciyle ilgili yaşananlar da değil. Birbiriyle çelişen icraatları, siyasetle içiçeliği, çözüm odaklı olmayışı, futbolun değer kaybedişindeki rolü, pasifliği yüzünden bu yönetim sürekli sorgulanıyor. Geçtiğimiz haftanın ikinci yarısından itibaren gündeme damgasını vuran gelişmeler, aslında biraz da bu gerekçelerin hazırladığı bir taşma noktasıydı. İlk bakışta, talimat çerçevesinde Federasyon pek de haksız sayılamazdı. Çünkü takımların sahaya izinsiz pankart ya da sloganla çıkmaları bir disiplin uygulamasını öngörüyordu. Ya da oyuncuların formalarının altındaki tişörtlerinde bir mesajın yazılı olması... O da yasak kapsamındaydı. Bu uygulamanın temel dayanağı da FIFA’nın “Oyuncular, slogan veya reklam içeriyorsa formalarının altındaki iç çamaşırlarını gösteremezler. Giymek zorunda oldukları temel giysiler, herhangi bir politik, dini veya kişisel ifadeleri içermemelidir.” kararıydı. Drogba’nın “Teşekkürler Madiba” ile Eboue’nin “Rahat uyu Mandela” yazılı tişört üstü mesajları da bu kapsamda değerlendirilerek disiplin sevki yapıldı. Peki bu mesajlarda bir siyasi içerikten bahsetmek mümkün müydü? Değildi. Dini bir içerik? O da yoktu. Federasyon, özellikle de Afrikalılar için çok değerli, çok saygın, çok önemli bir dünya liderini masumca anmaktan başka hiçbir amacı olmayan bu ibareleri işte bu “kişisel ifadeler” tanımının içerisine soktu. Hem de ne zaman? Maçın bitiminden kısa bir süre sonra ve bir cumartesi günü! Adeta yangından mal kaçırırcasına bir işgüzarlıkla, Galatasaray Kulübü’ne tebligat yapmadan önce basına sızdırarak! Adeta “Merd-i kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler” lafını çağrıştıran bir eda içerisinde. Bu acelecilik nereden kaynaklandı? Fethiye-spor’un Fenerbahçe ile oynadığı kupa maçına “Yüce Atatürk” mesajı yer alan formalarla çıkmasından. Ve Fethiyespor’u bu nedenle Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk etmiş olmasından. Bu mesajı tartışma konusu yapmak bile saçma. Çünkü ne bir siyasi yanı vardı ne de dini! Ama izinsizdi! Fethiyespor’un yaptığı, sadece bu yanıyla bir talimat ihlaliydi. Aslında Federasyon’u haksız duruma düşüren yan da buradaydı. Çünkü aynı Fethiyespor, öğretmenler gününde de “Başöğretmen” mesajıyla sahaya yine izin almadan çıkmış ve hakkında hiçbir işlem yapılmamıştı. Sadece o mu? Bir de değil, bir dolu oyuncu gol sevinci yaşarken, hatırlayın, yakın geçmişte siyasi içerikli işaretleri yapmışlardı. Bu hassasiyetler, nedense o zamanlar yaşanmamıştı. Bu federasyon her konuda tutarlı olur, takdirle karşılarım. Talimatları hiçbir seferinde ödün vermeden uygular, saygı duyarım. Gerçekten her kesime eşit mesafede durur, sorumluluklarını ayrım göstermeden yerine getirir, anlarım. Ancak... ‘ona başka, buna başka’ derse... Sürekli yalpalayarak karar verirse... Tutarsızlıkları vaka-i adiye haline getirirse... İşte o zaman, muvazaalı bir durum alır. Kraldan çok kralcı olmaya çalışırken, kral tarafından da dışlanır! Bir başka pencereyi aralayalım... Bu sevkleri, sizce disiplin müfettişi kendi iradesi ve takdiriyle mi yaptı? Federasyondaki yapıyı bir parça bilirim. Bu onların işi olamaz. Sıradan bir yöneticinin ya da zaten fonksiyonsuz kılınmış bir Genel Sekreterin işi de olamaz. Sevkle ilgili talimat, Federasyon’un tepe noktalarından gelir. Bu da en hafif ifadeyle o tepe noktaların, ülke gündemine, futbolun işleyişine, toplumun hassasiyetlerine ne denli hakim olduklarını gösterir! Basit bir çözümle bu tartışmaların önüne geçilemez miydi? Mesela Fethiyespor yöneticilerine, “Arkadaşlar öğretmenler gününde yaptığınıza ses çıkarmadık. Biz de siyasi mesajlar içeren futbolcu davranışlarına duyarsız kaldık. Bir daha böyle bir mesajla çıkarsanız haberimiz olsun ve kimsenin başı ağrımasın.” denilse, bunca tepki doğar mıydı? Ya da bir dolu Afrika kökenli oyuncunun oynadığı bu ligde, hem onların matemine ortak olmak hem de bir dünya liderinin ölümüne taziye sunmak için, geçen hafta sonu oynanan maçlardan önce saygı duruşunda bulunmak, sosyal ve insani bir kurumsal sorumluluğu yansıtmaz mıydı? Son hassasiyetiyle doruklara tırmanan federasyon, nedense bu fırsatı da ıskaladı! Şimdi ne oldu? PFDK, Fethiyespor dosyasında bir ihlalin olmadığına karar verdi. Bunca tepkiden sonra zaten farklı bir karar vermesi de beklenemezdi. Federasyon, ters köşeye yatmakla kaldı! Artık emsal gösterilecek bu kararla, talimat hükmü de bir yanıyla askıya alındı. Futbolu tabii ki Futbol Federasyonu yönetir. Ama akılla, mantıkla, sağduyuyla, değerleri koruyarak, sorumluluklarını hatırlayarak yönetir. Sorun değil, çözüm üreterek yönetir. Ve kuralları keyfi değil, futbolun, futbol ailesinin, toplumun değerlerini dikkate alıp, uygulayarak yönetir. Bunları yaptığında da saygı görür, destek bulur, tartışmaların uzağında durur. Zaten o zaman kağıt üzerinde yazılı kalan adıyla değil, icraatı, tutarlılığı, saygınlığıyla anılan bir federasyon olur.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue