Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Etyen Mahçupyan - Kafes

$
0
0
Açık arazide uyuklayan bir aslan gördüğümüzde yadırgamayız. Ama aynı aslanı bir kafeste uyuklarken gördüğümüzde içimiz sızlar. Aslana uyuşturucu bir madde verildiğini düşünürüz. Aslanın ‘normali’ değiştirilmiştir…Nitekim o aslanın kafeste sürekli dönerek volta atması bizim için ve muhtemelen aslan için de çok daha doğal olan bir durumu yansıtmaktadır. Buradan çıkabilecek bir sonuç, hareket alanımızın daralmasının bizi farklı bir ‘normal’ anlayışına taşıyacağı, aslen anormal olan bir duruma uyum zorunluluğunun davranış kalıplarımızı değiştireceğidir. İnsanların ve onların oluşturduğu kurumsal yapıların bundan çok farklı olduğunu sanmamız için pek neden yok. Yaşam ve siyaset olarak hareket alanımız daraldıkça, tedirgin ve sinirli bir davranış kalıbına doğru kayarız ve akıl kullanan bir varlık olduğumuz ölçüde bizim için ‘rasyonel’ olan da değişir.Öte yandan siyaset çoğu zaman karşınızdakilerin hareket alanını daraltmayı ifade eder. Rakipleri sıkıştırdığınız ölçüde onları sizin koyduğunuz koşullara tabi kılarsınız. Ama bir tehlikeyi de göze almanız icap eder: Rakiplerinizin rasyoneli değişebilir ve hakim olduğunuzu sandığınız oyun kuralları bir anda ortadan kalkabilir.Kürt meselesinde bir süredir oyunun kurallarını AKP hükümeti koyuyor. Açılımın içeriğini, dozunu ve zamanlamasını kendisi ayarlıyor. Bu tercihleri yapıp kararları verirken yönetimin istikrarını ve kendi seçim performansını dikkate alıyor. Muhatap olarak Kürt olmayanları seçiyor ve oradaki hegemonyasını sürdürmeyi hedefliyor. Kürt tarafı ile temas ise Öcalan üzerinden oluyor ve onun ikna edilebildiği oranda Kürt siyasetinin de tatmin edileceği varsayılıyor. Ama bu garip bir varsayım, çünkü Öcalan ‘kafeste’ olsa bile Kandil –adından da belli olduğu gibi– ‘kafeste’ değil. Kandil’in siyaseten kafese sokulması durumunda ise rasyonalitesinin değişeceği ve bu rasyonalitenin Öcalan’dan bir uzaklaşmaya tekabül edeceği açık. Hükümetin yüklendiği risk epeyce yüksek, çünkü şu anki barış sürecini bozmak hiç de zor değil. Kandil siyaseten paralize olduğunu hissettiği bir noktaya doğru zorlanırsa, kendisi için de irrasyonel gözüken bir tutum ortaya koyabilir. Silahlı mücadeleye dönmek PKK için geniş Kürt dünyası içinde bile anlamlı bir sonuç getirmeyecek ve örgütün siyasi prestijini ve güvenilirliğini azaltacaktır. Ama siyaseten kadük hale gelen bir Kandil de tamamen oyun dışına itilmek ve ileride daha da anlamsız bir biçimde silaha dönmek durumunda kalabilir.Öcalan’la görüşmeler yaparak ve onu razı ederek Kürt meselesini çözeceğini sanmak kendini kandırmak anlamına gelecektir. Kandil’in geleceği ile Öcalan’ınki arasında bire bir bağ yok. Özellikle Rojava sonrasında bu bağ daha da esnemiş durumda. Ama buna rağmen bir kopma olmadığı gibi istenmiyor da. Ne var ki söz konusu bağın güçlü kalması, hükümet ile Öcalan arasındaki görüşmelerin bir biçimde Kandil’i de içerecek şekilde genişlemesine bağlı. Nitekim Cemil Bayık her fırsatta, ‘eğer görüşmeler bir yol haritasına dönüşmezse ateşkesin sona erebileceğini’ söylüyor. Bunun esas olarak Öcalan’a mesaj olduğunu tahmin edebiliriz. Kandil kendisini giderek daralan bir kafeste gördüğü ölçüde, farklı bir rasyonalitenin eşiğine geldiğinin ve kendisine de zarar verme pahasına saldırı stratejisine geçebileceğinin işaretlerini veriyor. Aynı Bayık, sorunun savaşla değil, ‘demokratik metotlarla’ çözülmesi taraftarı olduğunu da yineleyerek görüşme denkleminde yer alma arzusunu hatırlatıyor.Hükümetin savaş riskini minimize etmesi kendi rasyonalitesinin gereği. Bu ise sadece Kürt toplumuna yönelik reform adımları ile değil, tarihin bu noktasında o talepleri taşımakta olan siyasi aktörlerin muhatap alınmasıyla mümkün. Böyle bir adım, hükümeti yönetim istikrarı ve seçim başarısı açısından da rahatlatacak, çünkü Öcalan’ın ‘anladığını’ Kandil’in de ‘anlamasını’ sağlayacaktır. Bayık ateşkesin, AKP’nin seçim başarısı için değil, resmi müzakerenin başlaması için yapıldığını söylüyor. Ancak herhalde o da biliyor ki, eğer AKP seçimlerde başarılı olamazsa ortada ne barış süreci kalır ne de müzakere. Kürt meselesinin müzakere aşamasına gelebilmesi, demokratik çözümü kendi hedefi haline getirmiş bir güçlü hükümete muhtaç ve bu alanda AKP dışında bir alternatif yok. Eğer önümüzdeki birkaç yıllık süreç elden kaçarsa, Ortadoğu’daki muhtemel gelişmelerin neden olacağı ayrışmaları da hesaba katarak, Kürt meselesinin çözümünün bir on yıl daha ertelenmesi sürpriz olmaz.Bu süreçte herkes birbirine muhtaç ve mahkum. Çözümün gerçekçiliği ve kalıcılığı için kimsenin kafese sıkışmaması lazım…

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue