Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Bülent Korucu - Polisleri aklayan yönetmelik değişikliği!

$
0
0
Adalet ve İçişleri Bakanlığı, ‘Adli Kolluk Yönetmeliği’nde bir dizi değişikliğe gitti. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması çerçevesindeki tartışma bu yönde alevlenecek gibi.Teknik tartışmaya birazdan gireceğim ama öncelikle siyasi bir hatayı vurgulayayım. Gözaltılar üzerine hükümet yetkilileri, polisler ve savcıların üstlerini soruşturmadan haberdar etmeyerek suç işlediğini ileri sürdü. Hatta polis şeflerine görevi kötüye kullanmaktan soruşturma açıldı ve tasfiyeye tabi tutuldular. Gece yarısı çıkan yönetmelik, bu tezlerin tamamını çöpe atıyor. Tasfiye edilenler başka hiçbir delile ihtiyaç duyulmadan mahkemelerden göreve iade kararı çıkarabilir. Yeni yönetmelik, eleştirilen uygulamanın meşru ve doğru olduğunu ispatlıyor.Gelelim konunun teknik boyutuna. Anayasamız, yargı bağımsızlığını teminat altına alır. Parlamenter sistemin ‘yumuşak ayrılık’ ilkesine rağmen, yargı yetkisi kullananlara emir, talimat ve hatta tavsiye bile verilemez. Bu yetki millet adına kullanılır, yani milli iradenin başka bir tecellisidir. Bağımsızlığı güvence altına almak üzere ceza kanununa maddeler konulmuş ve müdahale cezalandırılmıştır. ‘Adil yargılamayı ve yargı görevini yapanı etkileme’ başlığı altında bırakın hakim ve savcıyı, tanıkları bile etkilemeye çalışmak suç. Yazılı ve sözlü beyanla bu cürmü işleyenler açıkça suç işliyor. Savcılar ve kararların altında imza bulunan hakimlere ‘çete, cunta’ gibi ifadeler kullanmak açık bir hukuk ihlali.Yönetmelik, kadim bir tartışmayı da alevlendiriyor. Pek çok ülke, yargı bağımsızlığını koruyabilmek ve etkileri önlemek için adli kolluk teşkilatını ayırmış. Bizdeki birliktelik haklı eleştirilere muhatap oluyordu. Mevcut yapıyı savunanlar ise kanunların adli kolluk faaliyetlerinde cumhuriyet savcısını tek yetkili kıldığına işaret ediyordu. Cumhuriyet savcılarını by-pass etmeyi amaçlayan yeni yönetmelik, zaten flu olan ayrımı hepten ortadan kaldırıyor. Mülki amirler idarenin/yürütmenin bir parçası. Soruşturma belge ve bilgilerini yürütme ile paylaşma mecburiyeti, kuvvetler ayrımı ilkesini yok ediyor. Bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine açık olması gereken idare, denetlemeyi denetleyen ve yönlendiren haline geliyor. Yürütmenin bilgisi dışında soruşturma yapmayı imkânsız kılmak, hukuk devletiyle ve düz mantıkla çelişiyor. Kendisi hakkındaki soruşturmayı öğrendiğinde müdahale etmeyecek kaç kişi var?Adliyeyi, jandarma karakolu olarak algılayan mantalite, başsavcıyı karakol komutanı, savcıları da er konumunda tanımlıyor. Hatta savcılar, emniyet müdürleri ve jandarma komutanlarının bile altına itiliyor. Kanun, “Adlî kolluk, adlî görevlerin haricindeki hizmetlerde, üstlerinin emrindedir.” diye açıkça yazmasına rağmen, yönetmelik adli görevlerde de üstleri, amir ve düzenleyici konuma yükseltiyor. Savcıların yetkilerini çizen kanun “...doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; …bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir.” diyor. Başsavcılığa yazılı bilgi verme zorunluluğu getirmek hem de bunu adli kolluk yönetmeliğinin içine gizlemek hukuki değil, şık da durmadı.Adım adım kuvvetler birliğine gidiyoruz.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue