Türkiye piyasaları geçen hafta dışarıda ve içeride önemli gelişmelerin etkisinde kaldı.Gelişmeler, özellikle Borsa İstanbul endeksinin 70 bin psikolojik sınırının altına gerilemesine yol açtı. Çarşamba gecesi ABD Merkez Bankası’ndan (FED) 10 milyar dolarlık tahvil azaltım kararı bize göre sürpriz değildi. Aslına bakarsanız geçen yıl Türkiye not artış beklentilerinin önceden satın alınmasıyla birlikte beklentisiz kalmış, Gezi olayları sonrasında bir türlü beklenti oluşturmayı başaramamıştı. Sadece yabancı yatırımcıların etkisiyle 65 bin puandan 80 bin puana kadar bir tepki yükselişi yaşayabilmişti. 2014 yılında önemli virajlara girmeye hazırlanan Türkiye’nin ekonomiye odaklanması gerekirken kısır tartışmalara girdiğini vurgulamıştık. FED politika değişikliğine giderken, cari açığı yüksek olan gelişmekte olan ülke para birimlerinin değer kaybetmeye devam edeceği bariz bir şekilde belliyken, aylarca kısır tartışmaların yaşanmasının gereksiz olduğunu vurgulamıştık. Mayıs ayından bu yana sürekli siyasi çekişme, gerçek gündemlerin önüne geçmişti. Neredeyse her gün, o pazar günü seçimler varmış gibi bir hava oluşturulmuştu. Amerika ve Avrupa ekonomileri ve Japonya’yı değerlendirdiğimizde ise iki yıl öncesine göre tam tersi bir durum söz konusu. ABD işsizlik oranı hızla yüzde 7 seviyesine geldi. Önümüzdeki aylarda bu oran yüzde 6,5’e gerilerse tahvil alımlarının azaltılmaya devam edilebileceği, hatta faizlerin artış sürecine gireceği son FED toplantısında vurgulandı. Bu sebeple ABD 10 yıllık tahvil fiyatları (yüzde 3) geçilirse piyasalarda bir sonraki toplantıya kadar gözler yine FED kararlarında olacaktır. Bundan kaçış yok. İstihdam artışı güven ile alakalı. Dikkat ederseniz Amerika borç tavanı konusunda ilk defa bu kadar kolay anlaştı. ABD son derece dikkatli adım atmaya başladı ve süreci iyi götürüyor. Avrupa iki yıl öncesine göre krizden çıkış adımlarını oldukça dikkatli atıyor. Faiz oranlarını çok düşük tutmaya devam ederken para birimini güçlendiriyor. Böylelikle özellikle petrolden kaynaklanan açığını, değerli para birimi Euro ile kapatabiliyor. Lira ise zayıf görünümü sebebiyle şimdilik petrol maliyetlerini Avrupa’ya göre daha zor karşılama durumunda. ABD büyüme verilerinin beklentilerin üstünde gelmesinin ardında toparlanma yatıyor. Bu sebeple Türkiye veya benzeri ülkeler için söylenebilecek en önemli üç şey şöyle… 2014 yılında dünyada yine parasal sıkılaştırma konuşulacak. Türkiye’nin maalesef 2013 yılındaki yatırım yapılabilir ülke kategorisine yükselen notu, hem mayıs gelişmeleri hem de son gelişmelerden sonra tehdit altında. Son 11 yıldır yükselen Türkiye piyasaları birkaç hafta önce belirttiğimiz gibi altın fiyatlarının seyri gibi aşağı yönlü baskılara boyun eğmek üzere. Sonuç olarak yeniden güven ve istikrar ortamının oluşumunu gözleyecek olan piyasalar, gelişmelerin seyrine göre tepki vermeye devam edecek. Teknik olarak sarkmalarda beklediğimiz 65 bin puan alt, 70 bin puan üst seviyeleri mevcut durumu yansıtıyor.Dolarda 2,10 TL aşılırsa yükseliş hızlanabilirDolar yerel para birimleri karşısında değerli para olma yolunda hızla ilerliyor. Açıkçası duruma biraz makro açıdan bakmak gerekirse, 2002 sonlarında seçimler öncesi 1,6 lira değere sahip olan dolar 11 yılda sadece yüzde 30 yükselebilmiş. Türkiye’nin enflasyonu ise yıllık ortalama yüzde 8-10 civarında tırmanmış. Açıkçası Doğu’nun yükselişi Batı’nın güven kaybı ve krizleri sayesinde dolar baskı altında kalmış denilebilir. Aynı benzerlik Brezilya Reali için de geçerli. Hatta real liraya göre 2001 yılına göre neredeyse iki kat değerlenmiş. Bugün Brezilya para birimi dolar karşısında 2,36 seviyelerinde. 2001 yılında bir dolar 4 real seviyelerinde bulunuyordu. Buradan çıkaracağımız sonuç şu: Eğer ABD tahvilleri faiz artış baskısıyla yüzde 2,9 seviyelerinden iki yıl içinde yüzde 5’lere kadar yükselir ve Batı krizi atlatma yolunda ilerlerse ve ekonomileri toparlanmaya devam ederse lira önümüzdeki yıllarda değer kaybını sürdürecek. Faizler yükseliş baskısıyla karşı karşıya kalmaya devam edecek. Dolarda ise 2,1 lira bilinen sebeplerle test edilirken bu noktanın yukarı kırılmasıyla yeni zirveler şaşırtıcı olmayacaktır. Hedef vermek gerekirse 2,1 yukarı doğru kırılacak olursa 2,2 lira test edilecektir. İlerleyen aylarda gelişmelere göre kademeli yükseliş yüzde 10-15 aralığında bir dalgalanma boyutuna ulaşabilir. Açıkça söylemek gerekirse 2 lira altı artık çok ama çok zor gözüküyor. Bunun ana sebebi siyasi alandaki kırılmalarla birlikte FED politikalarındaki sıkılaştırma gelişmekte olan piyasalardan kaçış algısının devam edeceği varsayımı.
↧