Mısır’ın askeri yönetimi El Kaide’nin üstlendiği bir terör saldırısını bahane ederek Müslüman Kardeşler’i terör örgütü ilan etti.İhvan’a sokaklardan çekilmeme ve anayasa yapma sürecine katılmama yönünde telkinde bulunanlar kına yaksınlar! Temmuz ayında yazdığım bir dizi yazıda İhvan liderlerini, ordunun atadığı hükümetle kısıtlı da olsa bir diyaloğa girmeye ve anayasa yapma sürecini boykot etmemeye çağırmıştım. Kendileri sıcak odalarından tweet atanlar, “hain ve ajan” ilan ettiler beni. Sözümona cümlelerim, Türkiye’de olabilecek bir darbe durumunda da sokağa inilmemesi gerektiği şeklinde okunabilirmiş… Taraf olmayı, bir stratejisi olmak zanneden beyler! Sizin cehalet köşenizde her cümle ajanlık delili olarak okunabilir. Aynı köşelerden “Mısır ordusu bizimkine benzemez; darbe geleneği yoktur.” diye nameler döktüren de sizler değil miydiniz? Peki “gerekirse bir milyon İhvan ölsün ama o meydanı terk etmesinler!” diye naralar atan? Ah, sözleriniz, Filistin için bir tek hurma ağacı sökülmemiş Acem’in acemî hoyratlıklarına ne kadar da benziyordu! Sanki Zaloğlu Rüstem’diniz de, naranız er meydanında pehlivan bırakmayacak; Sisi’nin askerleri titrek adımlarla barakalarına geri kaçacaklardı. Güya hep birlikte bağırırsak zulmün marsus duvarları çökecekti de, sizinle birlikte bağırmadığımız için bizler hainlerdik… Peki iyi mi oldu şimdi, ey, Mursi ülkeyi erken seçime götürme fikrini arkadaşlarıyla istişare ederken kendisine “sonuna kadar direnmesi”ni tavsiye edip, “biz arkanızdayız” diyenler? Gözyaşlarından çok mürekkep akıtanlar; Arş-ı Âlâ’nın kapısının tokmağına dualarla yönelmektense Arap sokağının saman alevi gibi yanıp sönen heyecanlarına nutuklarla yönelenler, mesul olabileceğiniz geldi mi hiç dökülen masum kanlarından ötürü? Siz bildiğini okuyun; biz karalar bağlayalım! Siz bağırın cehalet köşelerinizden celâdetle, biz ağlayalım nedâmet seccadelerimizde rekâketle… O zaman da demiştiniz, şimdi de diyeceksiniz; “İhvan, Mansura’daki terör eylemini de, yapılmış ve yapılacak bütün şiddet eylemlerini de kınadı. Temmuzdan bu yana bini aşkın protestocu öldürüldüğü ve beş yüze yakın İhvan lideri tutuklandığı halde şiddete başvurmadı, daha ne bekliyorsun?” diye. Demiştim ve diyeceğim: “İhvan’ın şiddete başvurmaması yetmez. Kendi yaptıkları terörü bile İhvan’a yamar darbeciler. Darbenin mantığı böyle işler. Bunu işlemez hale getirecek bir stratejin yoksa sokaklara inmeyeceksin!” Coğrafyamızda siyaset, “Hak belli, batıl belli, tarafını belli et!” basitliğiyle işlemiyor. Sokakları değil, şakaklarını patlatacaksın! Fikir çilesi, taş atmaktan, slogan atmaktan, martaval atmaktan ağır bir çiledir. O çileyi çekemiyorsan, hiç değilse susmak erdemini göstereceksin. Susmadınız; İhvan terör örgütü ilan edildi! Benim gözümde de bu karar “ke en lem yekün” hükmündedir; ama neye yarar! Bir defa söylendi mi “ke en lem yukâl” olamaz… İhvan’ın çehresine atılan bu kara lekeyi silmek bir 30 yıl alır… Göreceksiniz, yarın Arap Ligi’nin başka ülkeleri bu kararın altına imza atmak için sıraya girecekler… Göreceksiniz, doğunun ve batının liderleri “gelişmeleri kaygıyla izliyoruz” demekten öteye bir çekince de koymayacaklar… Sadece siz, cehalet köşelerinizden celâdetle bağıracaksınız… Ben… İhvan’ın başına gelenden biraz da sizi sorumlu tutacağım!
↧