Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ekonomi danışmanı Yiğit Bulut, bir TV kanalında aynen şunları söyledi: “SPK’ya şu an itibarıyla gerekli talimatlar Başbakan tarafından verildi, SPK bunları araştırmaya başladı.” Sermaye Piyasası Kurulu, bağımsız üst kurullardan biridir.Talimatla iş yapmaz. En azından kuruluş kanunu ve ikincil mevzuatın çizdiği çerçeve bu. Kurulduğu 1981’den beri idarî ve malî özerkliğe sahip bir kamu tüzel kişisidir ve kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır. SPK’nın zaman zaman siyasetin baskısına maruz kaldığı yönünde iddialar vuku bulmuştu. Ancak ilk defa bu kadar aleniyet kespetti haricî müdahale. Artık teamüle dönüşen arka kapıdan girme yöntemi, özerk olması gereken kurullar üzerinde de icra ediliyorsa ma’şerî vicdandaki hissiyatı ifade sadedinde taaccüp hafif kalır. “Başbakan SPK’ya talimat verdi.” diyorsa danışmanlardan biri küçük yatırımcının menfaatlerini de aynı konuşmanın içinde dillendiremez. Ne derse desin tutarlı olmaz. Zira serbest piyasayı ekonomik model olarak benimsemiş ülkelerde -ki umumiyetle ileri demokrasilerdir- siyasetçinin etkisini en aza indirmek ve kamunun hakim konumunun baskı unsuruna dönüşmemesi adına düzenleyici ve denetleyici mekanizmalar geliştirilmiştir. 24 Aralık’ta SPK ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu eşzamanlı açıklama yaptı. Aralık 2012’de değiştirilen Sermaye Piyasası Kanunu’nda 107. maddeye atıf yapıldı her iki açıklamada. Kritik ima şu idi açıklamalarda: Resmî makamlarca onaylanmamış bilgilerin yayınlanması... halinde gazetecilere dava açılabilir, hapse girebilirler. Bulut’un sözlerinden birkaç gün sonra gelen bu açıklama Borsa şirketlerini korumaya matuf değildi. Aksine genel müdürü rüşvet iddiası ile tutuklanan Halkbank’ın yanı sıra Emlak Konut hakkında zinhar haber yazmayın, yorumda bulunmayın sopası gösterildi gazetecilere. Bulut’tan nem kapmayalım. Peki SPK ve BDDK düne kadar ne yapıyordu benzer vak’alarda? Muhtemelen Varşova radyosunu dinliyorlardı. Bir genel müdür gider başkası gelir. Yolsuzluk iddialarını haber yapmak kurumu niye itibarsızlaştırsın? En son Gezi Parkı protestoları esnasında bizzat Başbakan belli holdingleri, bankaları doğrudan hedef göstermişti. “Kamu bankalarına geçin, özel bankaları bırakın.” mesajları bazı özel bankalardan mevduat çıkışını hızlandırmıştı. İsmi geçen banka ve şirketlerden bazıları halka açıktı ve hisse değerlerinde milyar TL’yi bulan düşüşler yaşanmıştı. Buna karşılık Başbakan Erdoğan’ın, borsanın değer kaybetmesiyle ilgili olarak 3 Haziran’da yaptığı şu değerlendirme Bulut’un arşivinde yok herhalde: “Borsa iner çıkar, her zaman istikrarlı çizgi takip etmez. Borsada 90 binin üzeri de görüldü. Kimse bunu sormuyor. 3-5 bin puan iner, sonra 100 bini yakalar. Siz bu sürecin bütününe bakın. Bu olaylarla bu olayları lütfen ilintili hale getirmeyin.” Sayın Başbakan ya o gün inanmadığı bir izahat getirdi ya bugün inanmadığı halde “operasyon yüzünden 20 milyar dolar kaybımız var” ezberini tekrarlıyor. Ne demişti: “Bütününe bakmak lazım, iner de çıkar da...” Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu sulandırmak için mesaiye kalan Bulut bilişim ve yurttan sesler korosuna sormak lazım: Madem ekonomi için Borsa önemliydi mayıs, haziranda neredeydiniz? ABD Merkez Bankası FED’in yeşil dolarların musluğunu kısacağı yönündeki mayısta fırlattığı işaret fişeğinin etkisini niye saklıyorsunuz? Dünya enerji devi ENRON Aralık 2001’de battığında Amerikan mahkemeleri ve Senato ne yapmış açıp okuyabilseniz keşke. Mesela Gümüş Kurşun’u tavsiye edebilirim. Yolsuzluk ve rüşvete karışan ENRON yöneticilerinin, FBI ve ABD Sermaye Piyasası Kurulu (SEC) tarafından nasıl hesaba çekildiği anlatılıyor bu kitapta. Onlar failleri yargılarken ‘Borsa düşer mi?’ diye tereddüt göstermemişti. Kamuoyunun gözü önünde, senatoda itiraflar peşi sıra geldi. Gazete manşetleri bunları yazıyordu. New York Borsası düşmüştü o günlerde. Bugünkü seviyelere de adalet tecelli ettiği için geldi. Nitekim yatırımcılar hukukun yaldızlı kelime olarak kalmadığı ülkelerde kendini güvende hisseder. Operasyon değil yolsuzluk ve rüşvetin kirli çarkı ekonomiye zarar verir. Kirli ilişkiler yoksa İran’a yağ da satabilirsiniz bal da...
↧