Başbakan ya istiklâl ya ölüm noktasına geldiyse... Yakın çalışma arkadaşları bile onu töhmet altında bırakabiliyorsa...Yeni operasyonlar kapıda ve fakat polisler savcılara direniyorsa. Sistem kilitlenmiş, ülke tımarhane haline geldiyse... Siz, sade vatandaşlar, bir o yana bir bu yana bakmaktan başınız dönüyorsa... Aklınız dumura uğradı ve anlam haritanız bulanıklaştıysa...Bir körden yardım isteyin.Kör sizi zifiri karanlık bir ortama götürecek. Çevrenizde en ufak bir ışık huzmesi bulunmayacak. Nasıl bir yerde olduğunuzu, başınıza nelerin geleceğini, yolculuğun ne kadar süreceğini bilmeyeceksiniz. Başkaları da olacak yanınızda ama birbirinizi göremeyeceksiniz.Elinize kör bastonu tutuşturacaklar ama sağa sola sallayıp da boşluğa çarpınca ürkeceksiniz. Kaçmaya yelteneceksiniz. Bunu yapmayın sakın. Biraz sabredin. Som karanlığın sürprizleri var size.Bakın işte; burnunuz, kulağınız ve elleriniz gözlerinizin yerine geçmeye başladı bile. Dışarıda, ışık varken fark etmediğiniz kokular, sesler ve nesneler cümbüşü içindesiniz. Göremeseniz bile hissediyorsunuz nerelerden geçtiğinizi. Parkta, sokakta, pazarda, tramvayda, vapurda, bir evin oturma odasında, bir kafedesiniz. Çöp kutusu, bankamatik, meyve sebze tezgâhı, çitler, çiçekler, köprüler, yollar, bisiklet, araba, duvar, basamak, çay bardağı, gazoz şişesi, televizyon, kalem, kâğıt... Koklayın, işitin ve dokunun. Her şey yerli yerinde. Sakinleşmekten keşfetmeye geçişinizi kör rehberinize borçlusunuz. O avucunun içi gibi biliyor ortamı. Sürekli konuşuyor ve sizi bilgece yönlendiriyor. Sesini izlemekle yetinemediğinizde, kolundan tutmanıza izin veriyor. Onu kaybettiğinizde sizinle aynı labirente giren kimliğini bilmediğiniz diğer insanlara dokunuyor veya seslerinden güç alıyorsunuz.Karanlık zorlayıcı ama yalnız değilsiniz. Birbirinize duyduğunuz güven, elinizdeki bastondan daha işlevsel. Anladınız; grupla işbirliği yapmaz da başınıza buyruk giderseniz kaybolursunuz. Öğrendiniz; zifiri karanlıkta yapılabilecek tek anlamlı eylem diyalog. Yanınızdakinin kim olduğu önemli değil artık. Milliyeti, inancı, cinsiyeti, ideolojisi, partisi, mahallesi... Aklınıza bile gelmiyor bunları düşünmek. Çünkü bilmek bir fayda sağlamayacak. Tek ihtiyacınız var olmaları, yakınınızda bulunmaları; sesleri ve elleri... Zaman kavramınız kayboldu. Belki on dakika, belki bir ömürdür buradasınız. Etiketsiz, rütbesiz, makamsız kaldınız. İçinize bir şüphe düştü: Belki de hep öyleydiniz. Bu labirentte, nesneleri ve mekânları algılamak dışında bahsi açılacak bir başarınız yok artık.Bundan sonra, ışığa çıkınca yani, aslında hep karanlıkta yaşadığınızı, bilgi diye güvendiğiniz şeylerin sizi aydınlatmadığını bileceksiniz. Kimseye sırt çeviremezsiniz artık. Gerçeğin tamamını bildiğinizi iddia edemezsiniz. Anlamak için, daha çok insanı dinlemelisiniz. Hatta gündelik aklın sunduğu gerçekle dahi yetinemezsiniz. Karanlıkta diyalog sona erdi. İçeride göz kırpmaktan gözleriniz acıdı ama tuhaftır yine de gözlerinizi hep açık tuttunuz, kapatamadınız. Demek, görme ihtiyacınız hiç bitmeyecek, ölseniz bile göreceksiniz...Bu harika deneyimini size yaşatan rehberinize teşekkür ettiniz. Yol arkadaşlarınızla vedalaşıp labirentten çıktınız. Dışarıdasınız şimdi. Alışkanlığın zorlamasıyla aydınlık sandığınız hayatta...Meğer bin beş yüz metrekarelik bir alanda gezmişsiniz. Oysa bir dünya turu yapmış gibisiniz. İçeride bir buçuk saat kaldığınızı söylediler size. İnanamadınız. Sanki her şey tek bir an içinde oldu bitti. Bu his, sizi uzaklaştığınız bilgelik limanına getirdi. Ömür dediğim de böyle bir şey olsa gerek diyorsunuz şimdi. Başka türlü bakıyorsunuz sokaklara, insanlara. İlk defa görüyormuş gibi.Kırıp dökemezsiniz artık kimseyi. Kapıları çarpamazsınız. Birinin yoluna taş koyar, ‘dikkat basamak var’ demeyip onu düşürürseniz, sizin de ayağınız kayar, düşenin üzerine kapaklanırsınız. İfratla tefrit arasında gidip gelemezsiniz. Koruyacağınız tek değeriniz sükûnetiniz. İhtiyacınız olmayan tek bir insan bile yok bu dünyada. Ya hep birlikte yaşarsınız, ya cemi cümle ölürsünüz.Bana inanmayan, Gayrettepe Metro İstasyonu’ndaki sergi alanına gitsin. Dünyanın 130 kentinde 7 milyon insanın yaptığı gibi bir köre teslim olup karanlıkta diyaloğu öğrensin. Bu tecrübeyi edinince, artık yangına körükle gitmeyecek, aksine su taşımaya başlayacak. Ve şimdi sıra, gördüğünü zannedenlere rehberlik etmeye gelecek.
↧