Sezonun ilk yarısının son maçına çıkan Beşiktaş, sakatlıklar ve Motta’nın cezası nedeniyle ideal kadrosunu sahaya sürememişti.Rakip son karşılaşmasında deplasmanda aldığı üç gollü galibiyetin moral motivasyonu ile yüklüydü. Siyah-Beyazlıların hocası Slaven Bilic, İsmail Köybaşı’nın sakatlığı, Motta’nın cezası sebebiyle Elazığ karşısında sol kanatta iyi işler yapan Uğur Boral’ı beke çekmişti. Oğuzhan ve Fernandes’in yokluğunda pozisyon oluşturma rolünü Olcay üstlenmişti. Necip ve Veli, önce defans deyince işler istenen gibi olmadı.21’de ev sahibinin ilk ciddi atağında Ermin Zec’le skor üstünlüğü yakalaması, Bilic’in Olcay’ı kenara Gökhan Töre’yi ortaya alarak oyun kurucu görevi vermesi, ‘Acaba tutar mı?’ diyerek anlamlı göle maya çalmak gibiydi. Gökhan Töre’nin top kaybı yüzdesinin yüksekliği atak geliştirmede büyük dezavantajdı. Kenar adamları da yeterli ve etkili atak girişimlerinde bulunmayınca Almeida bir anlamda işsiz kaldı.Atak geliştirememeye karşın ceza alanı çevresinden çerçeveyi gören noktalardan yeterli şut girişiminde de bulunmayınca bu yolla gol şansı da yakalanamadı. İlk yarıda top çoklukla Beşiktaş’ta kalmasına rağmen oyunda üstünlük kurulamaması organize olunamamanın sonucuydu. Beşiktaş, tüm huysuzluğuna rağmen Fernandes’i arıyor. Portekizli oyuncuyu kazanmak adına verilen bir uğraş var mıdır, yoksa kendi haline mi bırakılmıştır? Doğrusu merak ediyorum. Takım içerisinde sporcular arasındaki sürtüşmeler, Fernandes’in bir türlü hizaya sokulamaması, futbol direktörünün ne iş yaptığı sorusunu akla getiriyor.İkinci yarıya hızlı giren Gençlerbirliği, Stancu’nun kale çizgisine bir metre mesafeden topu dışarıya atmasıyla farkı ikiye çıkarma şansını yitirdi. 56’da Gökhan Töre-Mustafa Pektemek değişikliği gol ayağı sayısını artırmak içindi. Bu anda Olcay da tekrar ortaya oyun kurucu görevine döndü. İkinci yarı sahada her iki taraf adına da daha iyi işler yapıldığını izledik. Ev sahibinin kenar yönetiminin maç boyunca ikaz ettiği ‘uzun topla oynama’ direktifi yerine getirilmeye çalışılınca mücadeleye de haliyle hareket geldi.77’de Serdar Kurtuluş-Ömer Şişmanoğlu değişikliği ile Bilic son hamlesini yaptı. Holosko sağ beke geçince takımdaki ofansif oyuncu sayısı da arttı. Ancak Başkent temsilcisi, 90 dakika boyunca ataklarının çoğunu o kanattan geliştirdi. Bunu da Bilic’e sormak gerekir. Yönetim devre arasında gerekli tedbirleri almalı.
↧