![]()
Paslanmaz çelik üretemiyoruz. Aksine önemli miktarlarda ithal ediyoruz. Oysa paslanmaz çeliğin en önemli girdisi olan kromit cevheri Türkiye’de üretiliyor ve yurtdışına büyük ölçüde katma değersiz halde ihraç ediliyor. Bu konuyu bu köşeden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mıza ve özel sektörümüze bir kez de biz duyuralım.KromKrom; metalürji, kimya, refrakter, döküm gibi alanlarda kullanılan önemli bir metal. Krom en ekonomik olarak kromit mineralinden elde edilebiliyor. Dünyada üretilen kromit cevherinin yüzde 90’dan fazlası metalürji sanayiinde ferrokrom üretiminde ve yine üretilen ferrokromun da yaklaşık yüzde 90’ı paslanmaz çelik üretiminde kullanılıyor. Ege İhracatçılar Birliği’nin uluslararası kaynaklardan aktardığı bilgilere göre dünyada yaklaşık 4 milyar ton civarı kromit rezervi olduğu düşünülüyor; yani, teknik açıdan kesinleşmiş kaynak bu kadar. Bunun yüzde 80’i Güney Afrika’da bulunuyor. Türkiye’nin ise MTA resmi rakamlarına göre yaklaşık 100 milyon tonluk rezerve sahip olduğu biliniyor. Ancak bunun çok daha üzerinde rezerv olabileceği de düşünülüyor. Buna karşılık dünyada yılda yaklaşık 20-25 milyon ton kromit üretimi var. Türkiye yılda 2-2,5 milyon ton kromit ile dünya üretiminin yüzde 6’sını üreterek dünyada ilk dört ülke arasında yer alıyor. (Türkiye’de gayri resmi rakamlara bakılırsa üretimin daha yüksek olduğu da söyleniyor.) Diğer ülkeler Güney Afrika, Hindistan ve Kazakistan. Bunların dışında İran, Arnavutluk ve bazı Afrika ülkeleri de dahil 20’nin üzerinde ülkede az miktarlarda krom cevheri üretiliyor. Kromit cevherinde krom ile demir genellikle birbirine karışık yer alıyor doğada. Türkiye’de çıkarılan krom cevherinin kalitesi oldukça yüksek. Kromit cevherinde alüminyum ve magnezyum da çeşitli oranlarda yer alabiliyor. Yani Türkiye’de çıkarılan cevherin içinde yüksek oranda krom bulunuyor. Metalürji mühendisi Veli Gün’e göre Türkiye kromitleri alüminyum içeriğinin nispeten yüksek, toz oranının düşük ve bu özelliği Türk kromitinin aranır hale gelmesini sağlıyor.FerrokromKrom cevherinden ferrokrom üretebilmek için çok büyük ark ocaklarına ve yüksek miktarda enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Bir ton ferrokrom üretebilmek için 4300 kWh enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Bu da ülkemizde ferrokrom üretimi için en büyük sorunu oluşturuyor. Çin, Hindistan, Güney Afrika gibi üretim yapan diğer ülkelerde ferrokrom tesisleri Türkiye’nin neredeyse dörtte bir fiyatına enerji kullanabiliyor. Enerji fiyatları, ülkemizin ferrokrom üretiminde rekabet etme gücünü düşürüyor. Ancak daha önemlisi paslanmaz çelik üretimimizi de zorlaştırıyor. Türkiye, Avrupa Birliği’ne paralel olarak ferro alaşım, kömür ve hurda desteklerini ortadan kaldırmıştı. Ancak AB yakın zamanda bu destekleri yeniden devreye soktu. Bu da AB’ye bağımlı olan Türkiye’nin de bu destekleri yeniden devreye sokmasına ortam oluşturuyor. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan döneminde başlayan bir çalışma EPDK’nın izniyle bu desteklerin yeniden oluşturulmasını hedefliyordu. Yeni Bakanımız Nihat Zeybekci döneminde bu çalışmanın hızla tamamlanması gerekiyor. Dünyanın en büyük krom cevheri ve ferrokrom üreticisi olan Güney Afrika, enerji krizinden dolayı üretim kapasitesini son dönemde yüzde 10 civarında düşürdü. Çin ise ferrokrom üretimini sürekli artırarak dünyada sayılı üreticiler arasına girdi. Cevher üretimi çok az olan Çin, ferrokrom üretimini artırmak için dış piyasalardan yaptığı ithalatı artırdı. 2013 yılının ilk yarısında ülkemizden Çin’e 1 milyon ton cevher ihraç edildiği biliniyor. Enerji maliyetlerinden dolayı Türkiye elindeki cevheri bu şekilde değerlendirmek zorunda kalıyor. Bu arada ülkemizde yüksek karbonlu ferrokrom üreten Eti Krom AŞ, enerji fiyatlarındaki yükseklikten ve dalgalanmalardan dolayı satın aldığı, İsveç’te faaliyet gösteren Vargön Alloys firması eliyle İsveç’te ferrokrom üretimi yapmakta. Yani bu firma mevcut şartlardan dolayı, ferrokrom üretimini enerji fiyatlarından dolayı yurtdışına kaydırmak zorunda kalmıştır. Bazı diğer şirketlerimiz destekler gelirse Türkiye’de ferrokrom üretimi yapmak istemektedir.Paslanmaz çelikFerrokromdan daha önemlisi paslanmaz çelik. Yukarıda da söyledik; paslanmaz çelik günümüzün olmazsa olmaz malzemelerinden ve birçok alanda kritik girdi durumunda. Başta Savunma Sanayii olmak üzere makine sanayii, gıda sanayii ve büyük binalardaki inşaat malzemelerinde ihtiyaç duyulan paslanmaz çeliğin olmazsa olmazı da ferrokromdur. Yukarıda da söyledik; ülkemiz geçen sene tonu 200 dolardan kromit cevheri ihraç etti; bundan üretilen paslanmaz çeliği ise tonu 3.500 dolardan ithal ettik. Ülkemizde Adana-Aladağ, Osmaniye, Kayseri-Pınarbaşı, Sivas-Ulaş Tecerdağı eteklerinde, Erzincan Kop dağı gibi mahallerde çıkarılan krom cevheri zenginleştirme tesislerinde işlenerek yurtdışına katma değeri düşük fiyatla ihraç ediliyor. Bu kromitler yurtdışında ferrokroma ve ondan da paslanmaz çeliğe dönüştürülüyor. Sonra da dünyanın değişik ülkeleri ve bu arada ülkemize de pahalı bir ürün olan paslanmaz çelik olarak oralardan ihraç ediliyor. Krom cevherinin çıktığı söz konusu yerlerde enerji başta olmak üzere teşvikler verilerek ve ferrokrom tesisleri kurularak işletilip dünya piyasalarına ihraç etmeliyiz. Bu durumun üretim ve ekonomiye dolayısıyla da işsizlik sorununa çare olacağı açıktır. Bu konunun Ekonomi Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarının gündeminde olduğunu biliyoruz. Bu işbirliği ve özel sektör ‘babayiğitlerinin’ de el atmasıyla kromun işlenerek ferrokrom üretiminin artırılması ve nihayetinde de yüksek vasıflı çelik ve paslanmaz çelik üretimi neden sağlanmasın? Doğalgaz kombine çevirim santrallerinde sarf malzemesi olarak kullanılan gaz türbin kanatlarının süper alaşımlardan üretilmesi (nikel-krom) sebebiyle bu teknolojinin ülkemizde olmamasından dolayı yılda yaklaşık 300 milyon dolarlık döviz çıkışı yaşanıyor. Ülkemizde yeni kurulacak olan nükleer santrallerin teknolojisinin de gereksinimi olan yüksek sıcaklıkta kullanılacak malzemelerin büyük bir bölümü de kromdan elde edilebiliyor. Bu durum, ülkemizin ham cevher olarak ihraç ettiği krom madeninin ferrokrom ve sonra yüksek alaşımlı çelikleri üretecek teknolojiye sahip olması ve ağır sanayinin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Krom cevherini ‘Anadolu zümrüdü’ ya da ‘milli madenlerimiz’ arasında görmek ve bu konuda politikalar geliştirmek ve yatırımlar yapmak gerekiyor. Tabii bu arada bor’u da unutmayalım. Özel sektöre ve kamuya duyurulur.