Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Ali Ünal - 'Seni bir katre görüp küçümseyenler'

$
0
0
Bir hadis-i şerifte “Ümmetim istikamet üzere giderse onlar için bir gün (1000 yıl), gitmezse yarım gün (500 yıl) vardır.” buyrulur.Hz. Muhammed (sas) ümmeti, zaman zaman tökezlemelere rağmen istikametini korudu ama hadis-i şerifte buyrulan bir gün, bir manâda iki ayrı yarım güne ayrıldı. İlk yarım gününde bayrağı Hulefâ-i Râşidîn hazretleri, sonra Emevîler ve sonra da genel olarak Abbasîler taşıdı. Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devletleri, iki yarım günün kesişme noktasında ortaya çıktı ve ikinci yarım güne köprü oldular. Bu ara dönemde iki asrı alan Haçlı saldırıları Selçukluların ve Eyyûbîlerin göksünde erirken, İslâm dünyasını süpürerek gelen Moğol kasırgası, İslâm’ın ilim ve manâ temelli medeniyet havzasında söndü; askerî yönden İslâm dünyasını Şam’a kadar ezip geçen Moğollar, İslâm medeniyet havzasında eridi, Müslümanlaştı. Kader’in lûtfudur ki, İmam-ı Gazalî gibi ikinci yarım günün ilim ve manâ zeminini hazırlayan en büyük mücedditler, Abdülkadir-i Geylanî, Şeyh Hayat ibn Kayyas el-Harranî, Şeyh Ebu’l-Hasan el-Harakanî, Şeyh Hasan Şazelî, Şeyh Ahmed er-Rufaî ve Şeyh Ahmed el-Bedevî hazretleri gibi en parlak kutup yıldızları, hep bu ara dönemde geldi. Ve İslâm’ın ikinci yarım günü, manâ ve kudret bakımından belki birincisinden daha parlak bir şekilde Osmanlılarla yaşandı.Bütün canlılar gibi, canlı bir organizma olan devletler ve medeniyetler de ihtiyarlıyor. İslâm, 18’inci asrın başlarına kadar tam on bir asır fasılasız olarak yeryüzünde mutlak hakimiyetini devam ettirdi. İkinci Viyana Kuşatması bozgunu ilk büyük sarsıntı olarak gelirken, ondan bir asır kadar sonraki 1774 Osmanlı-Rus Savaşı, artık İslâm’ın maddî hakimiyetinin çöküşe geçtiğinin resmiydi. Derken, ikinci yarım gün de, fakat hazin bir çöküşle tamamlandı ve birkaç yüz yıllık fetret dönemleri haricinde bin yıl bahar ve yaz yaşayan İslâm dünyasının korkunç kışı sökün ediverdi.Tohumlar toprağa güzde düşer ve Fıtrat, onların üzerinden bir kışın geçmesine hükmetmiştir. 20’nci asra üç ülke hariç sömürgeler diyarı olarak giren İslâm dünyasında sömürgecilere karşı verilen savaşlarda İslâm, motor gücü oluşturdu. Sömürgecilere karşı “kurtuluş” mücadelelerinde muzaffer olan Müslüman dünyada sömürgecilerin yerine kalan zahiren yerli yönetimler, rejimler, meselâ Türkiye’de müthiş bir “takıyye” yapıyordu. Bir yandan “çağdaş Batı uygarlığı” kızıl elma olarak benimsenirken, diğer yandan nutuklarda, bayramlarda “Barbar Batı”, her türlü sözlü hücuma hedef kılınıyordu. Bir yanda İslâm’a cepheden tecavüz edilirken, diğer yandan İslâm, “ulus” ve “ulus devlet” yapılanmasında bir kalkan olarak kullanılıyordu. Bunun neticesinde, sanki ortada İslâm’ı temsil ve tatbik eden bir “İslâm devleti” varmış gibi bazı Müslümanlar da dünyayı dârü’l-İslâm–dârü’l-harb gibi temelsiz taksimlere gidiyorlardı. Oysa artık ortada bütün ve “bir köy” haline gelmiş bir dünya vardı ve insanlar, temelde “ümmet-i icabet” ve “ümmet-i davet” diye ayrılırdı. Bütün bir dünya davet ve buluşma diyarıydı ve insanlar, ya dinde ya da insanlıkta kardeşlerdi. İşte savaşlarla yorgun düşmüş ve bazılarının savaşlarla hırpalamaya devam ettiği bir dünyada bu ortak payda üzerinde her inançtan, her gelenekten, her dilden, her renkten, her ırktan insana ulaşmak, her yerde köprüler kurmak mümkündü. Bugün dünya işte bunu yaşıyor ve Türkçe Olimpiyatları, bu güftenin bestesini seslendiriyor.Evet, yıllar önce bir çağlayan resminin altında şöyle deniyordu: “Seni bir katre görüp küçümseyenler, bir gün böyle çağlayanlar haline geleceğini hiç düşünmemişlerdi!” ali.unal@zaman.com.tr

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue