Quantcast
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

M.Nedim Hazar - Köprü-2

Image may be NSFW.
Clik here to view.
Orta mektep zamanında yaz aylarında çay ocağında çırak olarak çalışırdım. Bir benzinlik kenarında çok fazla büyük olmayan, çay, ayran tost satan sıradan bir çay ocağı, kantin bile değil.Pardon bir tek tavla vardı bir de. Kaybolan pullarının yerine değişik pullar kullanılan epey hırpalanmış tavla. O zamanlar komi nedir bilmezdim ama sanırım görev tanımım buydu. Dolayısıyla başta kaybolan zar ve pullar olmak üzere, ocağın güvenliği de benden sorulurdu.Ocağın bulunduğu barakanın hemen arkasında inşaat çalışması vardı ve bir sabah çay ocağını açtığımda, duvarda asılı duran Galata Köprüsü tablosunun yere düştüğünü, çerçevenin kırılıp, camın tuzla buz olduğunu gördüm. Çok fena zılgıt yedim ustamdan. Küçük işyerinin estetik tek unsuruydu o tablo. Muhtemelen Yeni Cami minaresinden çekilmiş bir fotoğraftı: Masmavi bir deniz üzerine kurulu nazlı nazlı titrer intibaı veren köprü. Aydınlatma direkleri, birkaç eski model otomobil geçerken çekilmişti fotoğraf. Bugün hemen herkesin cep telefonunda en az bir tane bulunan cinsten sıradan bir fotoydu belki ama ustam için çok değerliydi. Sanki evladı düşüp de kolunu bacağını kırmış gibi üzüldü.Kabahatim olmadığı halde epey sürmüştü suçluluk duygum. O dönem ya para az kazanılıyordu ya da cam çok pahalıydı, emin değilim. Çerçeveyi bant ve zımbayla derme-çatma tutturmuştuk ama eskisi gibi görkemli durmuyordu artık tablo. Sanki üzülmüş, büzülmüş, gönül koymuştu tarihî köprü.Önceki gün Taksim’e doğru giderken çokça yanından geçtiğim halde, bugüne kadar tuhaf bir şekilde tam olarak farkına varamadığım Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nü görünce yaşadığım şok beni eskiye götürmüştü. Belki daha inşaat halinde olduğundan bana ürkütücü gelmiştir tam olarak bilemiyorum ama köprünün beton ve çelik halatlar halindeki görüntüsü bir tür post-apokaliptik manzara etkisi oluşturdu bende. Elbette ihtiyaç olunca yapılması normaldi ama böylesi bir ürkütücülük bir hançer gibi duruyordu tarihî dokunun karnında. Eminönü ya da Karaköy. Hangi taraftan bakılırsa bakılsın, bir eğretilik, çarpıklık vardı görüntüde, umarım bittiği zaman bu kadar ürkütücü olmaz tablo.Kırılan Galata Köprüsü tablosunu bir süre sonra kaldırdık. Zira yeni bir tablo bulmuştu ustam; Boğaz Köprüsü… Daha görkemli, daha modern ve daha etkileyiciydi. Camsız, kırık çerçeveyi tezgahın altında sakladık bir süre. Sonra tezgâha serdik posteri. Zamanla muşamba muamelesi yaptık yıllarca gıptayla bakılan manzaraya. Çay döküldükçe sildik ıslak çaputla, şeker ile birleşip renklerini alıp götürdü sıcak su. Silindi ve eridi Galata Köprüsü. Sonunda çöpe atıldı. Duvarda tüm görkemiyle duruyordu Boğaz Köprüsü. Belki ustam yokluğunu pek hissetmiyordu ama açıkçası yeni köprüye kolay alışamamıştım ben.Yıllar sonra üzerinden geçerken bu eski dostun, büyük bir hüzünle yaşadım her halini. Sonra yandı bir gün ve tıpkı posteri gibi bir kenara atıldı. Çekilerek götürüldü Haliç’in derinlerine, sahipsizliği yaşadı bir süre. Yerine yenisi yapıldığında da, her geçişte o sızıyı hissettirdi yokluğu. Hele de gün batımlarında. Bilir misiniz, güneşin batması en çok eğer bir köprü fonundaysa hüzün verir insana. Ve köprüler geçilmek için olduğu kadar bakılmak için de yapılmalıdır.Haliç’e yapılan bu yeni köprü umarım baktıkça içimizi acıtan bir yapı olmaz. Altından geçen su ne kadar çok olursa olsun, hatırası hep kalıyor çünkü…

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue