Son dönemde bizde reklamlar, reklamverenler ve reklamcılar tartışılıyorken dünya reklamcılarının buluştuğu, işlerinin yarıştığı Cannes Lions’un 60.sı gerçekleştiriliyor.Sayısını unuttuğum kadar katıldığım ancak bu yıl içinde bulunduğumuz hassas durumdan ötürü son ana kadar ayak sürüdüğüm bu festivalde bir nevi sondan başa doğru reklamlar üzerinden dünyaya bakılarak toplumsal içgörüler keşfediliyor. Her yıl, ‘Ben daha zeki işler yaptım.’ diyen işlerin sayısı artarken bu yıl 35 bin 765 iş yarışmaya gönderilmiş. 92 ülkeden işlerin yarıştığı kategorilerde Türkiye’den 414 katılım gözüküyor. Cannes Lions sadece bir yarışma değil. Yıllar içinde dönüşerek konferanslardan workshoplara, forumlardan ustalık sınıflarına kadar pek çok şekilde festival sarayının dışına da çıkıp Cannes’ın plajları dahil her yere kurulmuş çadırlarda reklam konuşuluyor. Amaç elbette değişen dünyayı anlayarak ürün, hizmet ve fikirleri satın alınabilecekleri cazibeyle sunmak. Festivale katılanlar daha çok jüri üyelerince elenmiş ve kısa listeye kalanları görüyor ama görünenler kendilerimizinkiyle bir kıyaslama yapma ve hatta üzerinde derin felsefik konuşmalar yapmamıza neden oluyor. Siz bu yazıyı okurken Türk reklamcıları açıklanan kategorilerde sadece 5 bronz ödül kazanmışlardı. İyi niyetli bakıp bir bu kadar daha aldığımızı düşünsek bile geçtiğimiz son iki yılda aldığımız parlak başarıdan eser yok gibi gözüküyor. Gelemeyenlerle orada ne oluyor diyenlere zeki işlerin ve insanların kol gezdiği festival sarayından öğrendiklerimi paylaşayım.Reklam süreç değil sonuç, sentez değil analizdirCannes Lions International Festival of Creativity’yi cazip kılan en önemli yanı dünyanın hal ve gidişine uygun içeriklerle kendini yenilemesi. Bu yıl da pek çok yenilik yapılmış ancak bana göre en önemlisi ‘Innovation Lions/Yenilikçi Aslanlar’ kategorisinin açılması. Bu şu demek, reklamı var olan ürünü satmaktan çok ürünü ya farklılaştırarak ya da var olan ürüne yeni bir fonksiyon katarak pazarlanabilir yanını ön plana çıkarmak. Bu, reklamcılık festivali iş fırsatlarını değerlendirmeye ve ödüllendirmeye de başladı demek oluyor. Yani reklamcılık güzel görseller ve akıllı fikirlerle ürünün satışına kafa yormakla kalmıyor, daha üretilirken satışa dönebilecek farklılıklarını da destekliyor. Bildiğimiz reklamcılık yeniden formatlanıyor, değişiyor.Etki, tepkiyi doğurur, her şeye hazırlıklı ol!Sanırım katılımcılar arasında şimdiye dek en çok bu oturum yorumlandı. Kısaca etki-tepki meselesine vurgu yapan oturum, içinde yaşadığımız dönem için de oldukça manidar. Bir felsefeci yaklaşımıyla, “Eğer yaptığınız şey bir tepki almıyorsa o zaman hikâyesi de yoktur. En önemli şey hikâyesi olan işler yapmak. Varlığınızı sürdürmek için ise bir dirençle karşılaşmalısınız. Çünkü direnç mücadele gücünüzü artırır. Herkesin bir düşmana ihtiyacı var.” diyor Arnold Worlwide’ın başkanı Pete Favat. Büyük hikâyeler ve sosyal hareketleri harekete geçirecek, yönetecek ve sürmesini sağlayacak bir düşman sizi sürekli canlı tutar da diyor. Aynı oturumda protest sanatçı Shepard Fairey ise, “Antikapitalist değilim ama insanların ihtiyaçlarının ötesinde satın almalarına karşıyım. Buna karşı çalışmalar yapıyorum.” diye protest tavrını sürdürüyor.Herkes kendi anlamını arıyorSosyal sorumluluk projeleri geçmişten daha çok ilgi görüyor destekleniyor. “Dünyaya gelen her insana insanca yaşayacağına dair bir söz verilir. Biz o sözün tutulması için daha iyi yaşam koşulları oluşturacak fikirleri destekliyoruz.” diyor Bill ve Melinda Gates’in vakfı. Reklamcılık festivalinde ne işi var derseniz hemen cevaplayayım Chimera adı verilen kategoride daha iyi bir dünya için fikir üretenlere 1 milyon dolarlık bir destek fonu veriliyor. Bana göre vakfın desteğini almaya layık görülmek bin Cannes altın aslanı almaktan daha prestijli.Her duyduğunuza inanmayınToplumsal duyarlılık tavan yapmış dünyada. Yüreğe dokunan manalı işler hem ödül hem de alkış alıyor. Mesela Melbourne’de gençlerin tren istasyonlarında dikkatsizliklerinden ötürü yaşadıkları kazalara dikkat çekmeye çalışan bir PR çalışması büyük ödülü alıyor. Gençler gençtir ve dikkatleri binlerce uyaranla dağılabilir, onları korumalıyız diyor. Gözlerim yaşarıyor...Yerel yönetimler sorumluluğunu yapmalıReklamın sanat olmadığını belki onlarca kere yazdım. Bir kez daha tekrarlayayım ve “Creative Effectiveness/Kreatif Etkililik” başlığı altında verilen ödüle dikkatinizi çekmek isterim. Kategorinin jüri başkanı Shelly Lazarus reklam etkililiğinin, iş sonuçlarını ölçen bir sistemden ötesi olduğunu söylüyor. Bu yıl büyük ödülü IBM’in insanlar için daha akıllı şehirler kampanyası aldı. Lazarus etkililikten kastedilenin ne demek olduğunu bu projeye bakarak anlayabileceğimize işaret ediyor. Engellilerin engellere takılmadan, hayatın o şehirde yaşayanlar için kolaylaştırıldığı bir reklam kampanyası alıp beni İstanbul’a götürüyor. Vergisini ödeyen hemşehrileri için İstanbul’un neden reklamda gösterilen şehirlerdeki gibi hizmetleri vermediğini hayallere dalarak izledim.
↧