Farklı kazanılmış bir maçın ardından elbette ki ağlayacak değiliz. Rakip zayıf olsa da ilk maçlar zordur ve kimi zaman başa olmadık işler açabilir. Üstelik bu galibiyet bile gruptan çıkmamıza yetecek. Bunlara bir diyecek yok. Peki ya sonrası? İşte orası biraz karışık...Ancak böyle parlak bir galibiyete karşın takımımızda ciddi eksikler sözkonusu ve bunlar evimizdeki şampiyonaya erken vedaya yol açabilir. Hemen her duran topun kalemizde tehlike oluşturması, yan toplarda savunmamızın neredeyse tümüyle kayboluşu, geriden oyun kuramayışımız, sadece top ayağımıza geldiğinde oynamaya çalışmamız gibi kusurlar göze battı.Takımımızın en iyisi Cenk’ti. İlk golün pasını verip ikinci ve üçüncüyü atarak maça damgasını vurdu. Sadece bu nedenlerle değil, oyun anlayışı ve hareketliliğiyle de göz doldurdu. İlk golümüzü atan Salih ise ‘böyle bir maçta kendimi daha fazla sıkmama gerek yok’ der gibi oynadı. A Milli Takım oyuncusu Kerim’in burada oynama isteğini takdir ediyoruz ama haliyle ondan daha fazlası bekleniyor.Öteki maçları da izlediğimiz için ‘aman ne güzel galibiyet!’ diyemiyoruz. İspanya ve Fransa’nın göz kamaştırıcı futbolu ile hazırlık maçında yendiğimiz Portekiz’in hücum gücü etkileyici. Yenilmelerine karşın Gana ve Nijerya bile bizden daha iyi göründü. O kadar uzağa gitmeye gerek yok, grubumuzun öteki maçında Kolombiya ile Avustralya’nın oynadığı futbol “vay vay vay!” denilecek nitelikteydi.Bizim maça ise goller dışında “vah vah!” demek daha uygun olabilirdi. Aslında El Salvador karşısında pozisyon bile bulamadık desek yeridir. Ancak gole gitmekte çok becerikliydik. Her iki yarının başındaki gollerimiz rakibin direncini kırdı. Bunun sonrasında bile pek etkili futbol oynayamadık. Gerektikçe hatırlatmak zorunda kalıyorum, 1998 Dünya Kupası’nı kazanan Fransa sadece birkaç ay sonra bütün yıldızlarıyla birlikte İnönü’ye hazırlık maçına geldiğinde tribünde sadece 4 bin kişi vardı... Bu şampiyonanın öteki maçlarında tribünler bomboş kalırken Trabzon’da kendi maçımızda sadece 4.662 biletli seyirci vardı. Neymiş, biz futbol için deli oluyormuşuz. Hadi oradan efendim! Utanılacak durumdayız. Önce onu kabul edelim ki ne yapacağımızı doğru saptayalım.
↧