![]()
Sporun olmazsa olmazı, ‘fair-play’, ‘centilmenlik’, ‘rakibe saygı’ ve ‘dostluğun pekişmesi’ diyebiliriz değil mi? Hatta bazılarının her çıkmazda sığındığı ama nedense hiçbir zaman tam anlayamadığımız Atatürk’ün, ‘Ben sporcunun, zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’ cümlesini de konuşmamıza oturtur, ondan sonra da her türlü ahlaksızlığı yaparız.Aslında bu konuda söylenecek çok söz var. Biz futbolumuzdaki bu çirkinliği bir tarafa bırakıp, sahaya yansımayan şikemizde UEFA’nın vereceği kararı bekleyelim. Çünkü Lozan’dan bakıp, İstanbul 2020 için artı ve eksilerimizi sıralayalım. Bir Akdeniz Oyunları’nı daha geride bıraktık. Tesislerimiz ve seyircinin ilgisi yüzakımız. İtalya, İspanya, Fransa gibi sporun Avrupa’daki lokomotiflerinin her branşta 2. hatta 3. takımlarını getirdiği, Mısır’ın kafasının ülkenin içi gibi karışık olmasından asılmadığı, Fas’ın, Cezayir’in bölge problemleriyle boğuştuğu Akdeniz Oyunları’nda 47’si altın, 43’ü gümüş olmak üzere 126 madalya aldık. Bu durum, son sunumlarını yaptığımız 2020 Olimpiyatları için önemli bir avantaj. Lozan’da yeşillikler içinde, huzur dolu bir ortamda yüreğimiz kıpır kıpır. Başta TMOK Başkanı Uğur Erdener ve organizasyonun İstanbul ayağının önemli ismi Hasan Arat yerinde duramıyor. Anlatıyorlar, nefes almadan, gözlerini kırpmadan soluk soluğa İstanbul diyorlar da başka bir şey demiyorlar. Tabii ki toplumun yüzde 83’ünün desteği bu ikilinin arkasında kapı gibi duruyor. Madrid ve Tokyo önemli rakipler ama bizim bir de devlet güvencemiz var. O da bu işin olmazsa olmazı ve İstanbul’u bir adım öne çıkaran da bu zaten. Tabii ki ilk kez düzenleyecek olmamız, ilk İslam ülkesi olmamız da diğer ilklerimiz. Aklıma ne geliyor biliyor musunuz? Bu Gezi Parkı olaylarıyla gölgelenmek istenen bir Türkçe Olimpiyatları yaşandı tüm Türkiye’de. Başta Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve TMOK Başkanı Uğur Erdener olmak üzere bir heyet oluşturulup, 2020’yi oylayacak IOC üyelerinin ülkelerindeki Türk Okulları’nı harekete geçirelim. Üyeleri okul müdürleri, öğretmenler ve Türkçe Olimpiyatları’nda yarışan İstanbul’a gelen öğrencilerle birlikte ziyaret edip markaja alalım. Onlar kendi insanlarına Türkiye’yi ve İstanbul’u anlatsınlar. Çok işe yarar diyorum. Tekrar futbola dönelim. Şu U20 Dünya Kupası için bir karnaval başlatsak, statları doldursak. Gerçi büyüklerimiz! Toplumun futbol sevgisini öldürdü ama İstanbul için seviyor gibi yapsak ve oynanmakta olan 2. tur eleme maçlarında takımlar kim olursa olsun tribünlerde şovlar yapsak. IOC üyelerini etkileriz diye düşünüyorum. Ne olur yalandan da olsa 2020 İstanbul için bunu yapalım. Lozan’ın Türkiye için ne mana ifade ettiğini hepiniz benden çok daha iyi bilirsiniz. Şimdi yine Lozan’dayız. 2020 Yaz Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapmak için çırpınıyoruz. Lozan’da kendimizi beğendirmenin çabasındayız. Benim güzel ülkemin ender bulunan insanları ha gayret…