Fenerbahçe şu an bir labirentin içerisinde. Belirsizliklerin kıskacına girmiş, çıkış yolu arıyor.Birbirine bağlı iki kritik süreç var. İlki UEFA Disiplin Komitesi’nin verdiği cezanın, önce Tahkim, sonra CAS aşamaları. İkincisi ise yöneticilere verilecek ceza.Tahkim, Disiplin Komitesi’nin verdiği cezayı onaylar, CAS’tan da sonuç alınamazsa, bilindiği gibi önümüzdeki iki sezon Avrupa kupalarında yer alamayacak. Yöneticilere ceza verildiği takdirde ise olağanüstü genel kurula gidilip, yeni bir yönetim seçilecek.Mevcut durum, Fenerbahçe açısından hiç de iç açıcı değil.Görülen o ki, şimdiden kongre rüzgârlarının estirilmeye başlandığı Fenerbahçe’de, büyük olasılık yapısal değişimler de olacak. Yani bir dönem kapanacak, yeni bir dönem başlayacak.Böylesine kritik, sıkıntılı ve “tarihinin en sancılı günleri” denilebilecek ölçüde açmazlarla karşı karşıya olduğu bir eşikte şu sıralar Fenerbahçe.Ancak yaşamda olduğu gibi, bir felaketi bile yaşadığınızda hayat devam ediyor. Üzüntüleriniz, endişeleriniz, kayıplarınız, çaresizlikleriniz olsa da ödevleriniz, sorumluluklarınız sizi bekliyor.Fenerbahçe, belirsizliklerle dolu bu dönemde yeni teknik patronuyla, yeni sezon hazırlıklarına başladı.UEFA organizasyonuna, şu anki hukuki durum nedeniyle katılamayacağını varsayarsak, yeni sezonda üç temel hedefi olacak; Süper Kupa, lig ve Türkiye Kupası şampiyonlukları.Bu üç kupa da özellikle içerisinde bulunulan durum nedeniyle Fenerbahçe açısından bu sezon her zamankinden daha önemli.Peki Ersun Yanal yönetimindeki Fenerbahçe, bu hedeflerine ulaşabilecek mi?Başta kendi camiası olmak üzere, futbol kamuoyunu meraklandıran sorulardan biri bu.Ersun Yanal’ın göreve getiriliş sürecini Fenerbahçe iyi yönetemedi. Yanal 30 Mayıs’ta görüşmeye çağrıldı. 28 Haziran’da sözleşme imzaladı. 1 aya yakın bir sürede, başka teknik adamlarla da görüşüldüğü belirtilerek, gereksiz yere tartıştırıldı. Artı 1 yıllık sözleşme imzalandı. Önümüzdeki sezon başka bir teknik adamla anlaşılacağı izlenimi yaratıldı. Almanya Milli Takımı Teknik Direktörü Joachim Löw ile 2014 Dünya Kupası sonrası için ön anlaşma yapıldığı söylentileriyle soru işaretleri içeren kafalar, biraz daha karıştırıldı. Aykut Kocaman’ın yardımcıları İsmail Kartal ve Murat Öztürk’le çalışmasını sağlamak bir başka kafa karışıklığına yol açtı.Fenerbahçe gibi büyük ve derin maziye sahip kulüpte, hele de yerli bir teknik adamın, süreç içerisinde törpülenerek değil de güçlendirilerek işe başlatılması, kuşkusuz daha olumlu bir iklimin oluşmasını sağlayacaktı. Bu, belki de Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle yapılamadı.Ersun Yanal, kariyerinde Milli Takım ve Trabzonspor deneyimlerini de yaşamanın getirdiği birikimleri olan bir teknik adam. Bilime inanıyor. Bilimi oyuncu ve takım performanslarının artırılmasında kullanmayı seviyor. Onun takımlarında, adale sakatlıklarının asgari oranda yaşanması, antrenmanlarının ne denli verimli ve yararlı olduğunu yansıtıyor.Oyun felsefesi tutuculuktan uzak. Pozitif oynatmayı, oynayana zevk aldırmayı, izleyene keyif vermeyi hedefliyor. Bu yaklaşımı Fenerbahçe taraftarının son dönemde özlemini çektiği oyun coşkusuyla yeniden buluşacağı anlamına geliyor.Uzunca bir süredir ligin havasını koklamış, heyecanını solumuş, belli bir olgunluğa erişmiş, ancak bugüne dek sportif başarılara, mesela şampiyonluk düzeyinde ulaşamamış bir teknik adam. Bu açıdan bakıldığında da başarıya aç. Yani kariyerini daha yukarıya taşımak için motivasyonu ve hedefleri var.Bütün bunlar, Fenerbahçe açısından bakıldığında önemsenmesi gereken avantajlar.Peki handikapları yok mu?Tabii ki var.Bu düzeyde bir takımla, bu volümdeki bir camiada, başarı için tek ölçütün şampiyonluk olarak algılandığı bir ortamda, bu ağır yükü sırtlamak…Fenerbahçe, yeni sezonda yaşanılan süreç nedeniyle şampiyon olmak zorunda. Bu yaklaşım elbette sportif değil, kişisel görüşüm hiç değil. Ama maalesef algı bu yönde.Geçen sezon 64 resmi maç oynamış, UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finale yükselmiş, ligi ikinci bitirmiş, Türkiye Kupası’nda şampiyon olmuş ve önemli takviyeler yapılmış takım teslim edildi Yanal’a.Avrupa’yı bir yana bırakırsak, lig, Türkiye Kupası ve Süper Kupa’da oynayacağı azami resmi maç sayısı yeni sezonda 48 olacak. Yani geçen sezondan 14 eksik maça çıkacak.Bu da sorumluluğunu artıran bir diğer etken.Çünkü Avrupa Kupası maçlarının getireceği yıpranmışlık, bu defa yaşanmayacak.O zaman, hele de lig şampiyonluğu için beklenti bir kat daha artacak.Ersun Yanal’ın ilişki kurmakta sorunu yok. Ama zaman ilerledikçe ilişki yönetmekte sıkıntıları olduğu, bazen duygusal gelgitlerin etkisinde kaldığını da handikapları arasına eklemekte yarar var. Fenerbahçe gibi rüzgârın ne zaman nereden eseceğini hesaplamanın son derece güç olduğu bir camiada başarılı ve kalıcı olması için bu sorunu çözmesi şart.Fenerbahçe’de Yanal döneminin kötü geçeceğini düşünmüyorum.Biraz sabır, biraz anlayış ve camia desteğiyle Ersun Yanal, kariyerinin en verimli günlerini Fenerbahçe ile yaşayabilir.Bu ülkenin önde gelen teknik adamlarından biri… Uzun yıllar sonra yakaladığı bu fırsatı kullanabilecek ölçüde de zeki ve birikimli.
Fenerbahçe şu an bir labirentin içerisinde. Belirsizliklerin kıskacına girmiş, çıkış yolu arıyor.Birbirine bağlı iki kritik süreç var. İlki UEFA Disiplin Komitesi’nin verdiği cezanın, önce Tahkim, sonra CAS aşamaları. İkincisi ise yöneticilere verilecek ceza.Tahkim, Disiplin Komitesi’nin verdiği cezayı onaylar, CAS’tan da sonuç alınamazsa, bilindiği gibi önümüzdeki iki sezon Avrupa kupalarında yer alamayacak. Yöneticilere ceza verildiği takdirde ise olağanüstü genel kurula gidilip, yeni bir yönetim seçilecek.Mevcut durum, Fenerbahçe açısından hiç de iç açıcı değil.Görülen o ki, şimdiden kongre rüzgârlarının estirilmeye başlandığı Fenerbahçe’de, büyük olasılık yapısal değişimler de olacak. Yani bir dönem kapanacak, yeni bir dönem başlayacak.Böylesine kritik, sıkıntılı ve “tarihinin en sancılı günleri” denilebilecek ölçüde açmazlarla karşı karşıya olduğu bir eşikte şu sıralar Fenerbahçe.Ancak yaşamda olduğu gibi, bir felaketi bile yaşadığınızda hayat devam ediyor. Üzüntüleriniz, endişeleriniz, kayıplarınız, çaresizlikleriniz olsa da ödevleriniz, sorumluluklarınız sizi bekliyor.Fenerbahçe, belirsizliklerle dolu bu dönemde yeni teknik patronuyla, yeni sezon hazırlıklarına başladı.UEFA organizasyonuna, şu anki hukuki durum nedeniyle katılamayacağını varsayarsak, yeni sezonda üç temel hedefi olacak; Süper Kupa, lig ve Türkiye Kupası şampiyonlukları.Bu üç kupa da özellikle içerisinde bulunulan durum nedeniyle Fenerbahçe açısından bu sezon her zamankinden daha önemli.Peki Ersun Yanal yönetimindeki Fenerbahçe, bu hedeflerine ulaşabilecek mi?Başta kendi camiası olmak üzere, futbol kamuoyunu meraklandıran sorulardan biri bu.Ersun Yanal’ın göreve getiriliş sürecini Fenerbahçe iyi yönetemedi. Yanal 30 Mayıs’ta görüşmeye çağrıldı. 28 Haziran’da sözleşme imzaladı. 1 aya yakın bir sürede, başka teknik adamlarla da görüşüldüğü belirtilerek, gereksiz yere tartıştırıldı. Artı 1 yıllık sözleşme imzalandı. Önümüzdeki sezon başka bir teknik adamla anlaşılacağı izlenimi yaratıldı. Almanya Milli Takımı Teknik Direktörü Joachim Löw ile 2014 Dünya Kupası sonrası için ön anlaşma yapıldığı söylentileriyle soru işaretleri içeren kafalar, biraz daha karıştırıldı. Aykut Kocaman’ın yardımcıları İsmail Kartal ve Murat Öztürk’le çalışmasını sağlamak bir başka kafa karışıklığına yol açtı.Fenerbahçe gibi büyük ve derin maziye sahip kulüpte, hele de yerli bir teknik adamın, süreç içerisinde törpülenerek değil de güçlendirilerek işe başlatılması, kuşkusuz daha olumlu bir iklimin oluşmasını sağlayacaktı. Bu, belki de Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle yapılamadı.Ersun Yanal, kariyerinde Milli Takım ve Trabzonspor deneyimlerini de yaşamanın getirdiği birikimleri olan bir teknik adam. Bilime inanıyor. Bilimi oyuncu ve takım performanslarının artırılmasında kullanmayı seviyor. Onun takımlarında, adale sakatlıklarının asgari oranda yaşanması, antrenmanlarının ne denli verimli ve yararlı olduğunu yansıtıyor.Oyun felsefesi tutuculuktan uzak. Pozitif oynatmayı, oynayana zevk aldırmayı, izleyene keyif vermeyi hedefliyor. Bu yaklaşımı Fenerbahçe taraftarının son dönemde özlemini çektiği oyun coşkusuyla yeniden buluşacağı anlamına geliyor.Uzunca bir süredir ligin havasını koklamış, heyecanını solumuş, belli bir olgunluğa erişmiş, ancak bugüne dek sportif başarılara, mesela şampiyonluk düzeyinde ulaşamamış bir teknik adam. Bu açıdan bakıldığında da başarıya aç. Yani kariyerini daha yukarıya taşımak için motivasyonu ve hedefleri var.Bütün bunlar, Fenerbahçe açısından bakıldığında önemsenmesi gereken avantajlar.Peki handikapları yok mu?Tabii ki var.Bu düzeyde bir takımla, bu volümdeki bir camiada, başarı için tek ölçütün şampiyonluk olarak algılandığı bir ortamda, bu ağır yükü sırtlamak…Fenerbahçe, yeni sezonda yaşanılan süreç nedeniyle şampiyon olmak zorunda. Bu yaklaşım elbette sportif değil, kişisel görüşüm hiç değil. Ama maalesef algı bu yönde.Geçen sezon 64 resmi maç oynamış, UEFA Avrupa Ligi’nde yarı finale yükselmiş, ligi ikinci bitirmiş, Türkiye Kupası’nda şampiyon olmuş ve önemli takviyeler yapılmış takım teslim edildi Yanal’a.Avrupa’yı bir yana bırakırsak, lig, Türkiye Kupası ve Süper Kupa’da oynayacağı azami resmi maç sayısı yeni sezonda 48 olacak. Yani geçen sezondan 14 eksik maça çıkacak.Bu da sorumluluğunu artıran bir diğer etken.Çünkü Avrupa Kupası maçlarının getireceği yıpranmışlık, bu defa yaşanmayacak.O zaman, hele de lig şampiyonluğu için beklenti bir kat daha artacak.Ersun Yanal’ın ilişki kurmakta sorunu yok. Ama zaman ilerledikçe ilişki yönetmekte sıkıntıları olduğu, bazen duygusal gelgitlerin etkisinde kaldığını da handikapları arasına eklemekte yarar var. Fenerbahçe gibi rüzgârın ne zaman nereden eseceğini hesaplamanın son derece güç olduğu bir camiada başarılı ve kalıcı olması için bu sorunu çözmesi şart.Fenerbahçe’de Yanal döneminin kötü geçeceğini düşünmüyorum.Biraz sabır, biraz anlayış ve camia desteğiyle Ersun Yanal, kariyerinin en verimli günlerini Fenerbahçe ile yaşayabilir.Bu ülkenin önde gelen teknik adamlarından biri… Uzun yıllar sonra yakaladığı bu fırsatı kullanabilecek ölçüde de zeki ve birikimli.