Şimdi de sokaklarda demokrasi yanlıları. Mursi’nin görevine dönmesini isteyen kitleler meydanlarda. Sadece başkent Kahire’de değil, diğer şehirlerde de darbeye direnenler ayakta. Ölümü göze almış durumdalar. Namluya karşı, tankın paletlerine karşı duruyorlar.Darbeciler acımasız, her yerde olduğu gibi. Silahlarını halka doğrultmaktan, tetiğe dokunmaktan çekinmiyor. Alçaktan uçan askerî helikopterlerle, savaş uçaklarıyla kitlelere gözdağı veriyorlar. Darbeciler şaşkın. İlk kez karşılarında direnen halk var. Cumhurbaşkanlarını geri istiyorlar. Sandığın hazzını, demokrasinin tadını alan bir halkı dünyanın neresinde olursa olsun darbeyle, baskıyla yönetmek zordur. Yıllarca demokrasiden uzak, tek adamlı baskı idaresinde yaşayan Mısır halkı, çok adaylı seçimi gördü, az da olsa demokratik havayı teneffüs etti.Geriye dönüşü kabullenmeyecek, daha ilerisini isteyecek. Bugün olmazsa yarın. Hedefine ulaşacak da. Halkın önünde durulmaz. Talepleri bir süre ertelenebilir. O kadar. Zor kullanarak baskılanan kitleler ilk fırsatta yanardağ gibi patlar. Türkiye, bunun örneği. Askeri darbelerin hedefi olan bütün siyasi hareketler büyüyerek yoluna devam etti. AK Parti’nin macerası ortada. Asker vurdukça büyüdü. Mısır çıkmazda... Darbeciler çaresiz. Geri dönmek de zor, ileriye gitmek de... Ölümü göze alan demokrasi taraftarları sokaklarda. Eğer Amerika’sıyla, Avrupa’sıyla Batı dünyası darbeye tavır koyabilseydi, karşısında direnen halkı gören tanklar yüz geri kışlasına geri dönerdi. Mısır nereye? Net cevabı yok. Seçenekler belli... İç savaş, darbenin karanlığı ya da demokrasinin aydınlığı. Mursi’nin kaldığı yerden devam etmesi kolay değil elbette. Çıkış sandıkta. Darbecilerin yönetime getirdiği isimlerin de aday olacağı erken seçimde. Hem Mısır hem dünya bu kâbus günlerini en az hasarla atlatmış olur.Türkiye’nin Mısır’dan çıkaracağı dersler yok mu? Hem de çok. AK Parti, demokrasi konusunda uyanık olması gerektiğini anlamış olmalı. Rehavet, felakete davetiye demek. ‘Tahrir’in provası Taksim’de yapıldı’ dense yeri. Pes ettiklerini de sanmıyorum. Eğer eski hüküm sürüyor olsaydı, durumdan vazife çıkarılır, Türkiye maceralara sürüklenirdi.Demokrasi için tehlike oluşturan dinamiklere hoşgörüyle bakmak, ‘celladına gülümsemekten’ farksız. AK Parti iktidarı Mısır’ın Türkiye’nin çok uzağında olmadığını yaşayarak daha yeni gördü. Uluslararası sisteme güven de bir yere kadar. Türkiye, Mısır değil elbette. Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakereleri yapan bir ülke. ABD’nin vazgeçilmez, stratejik ortağı. Mısır, siyasi çıkarlar söz konusu olduğunda demokrasinin de, özgürlüklerin de, insan haklarının da kolayca öteleneceğini gösterdi. Uluslararası sistem pekâlâ darbeye arka çıkabilir. Türkiye’nin kaşınacak yarası çok. AK Parti, demokrasi yanlısı iç dinamikleri sağlam tutmalı. Rehavetin bedeli ağır. Darbeye yardım ve yataklık edecek o kadar çok çevre var ki... Allah’tan kendilerini kolay ele veriyorlar. Sandıkla işi olmayan İşçi Partisi gibi marjinal grupları anlamak mümkün. Ya CHP’ye ne demeli. Anamuhalefet partisi iktidar adayı demek. Darbeler konusunda seleflerine göre daha net duran Kılıçdaroğlu bile ‘ama’sız konuşamadı. Mısır üzerinden AK Parti’ye ayar vermeye kalktı.Önceki gün Parti Meclisi’nde açıkça darbeyi savunanlar çıktı. Ulusalcı çizginin önemli ismi İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler ‘Mursi darbeyle geldi, kimsenin sesi çıkmadı. Mısır’da yaşananlara bildiğimiz darbeler gibi bakmayalım.’ dedi. Bu sözleri taraftar bulmadı. Partililer ‘Darbenin iyisi kötüsü olmaz’ diyerek tepki gösterdi. Bir ara genel başkan yardımcılığı da yapan bir milletvekilinin askeri darbeye sempatiyle bakması manidar. Aslında Ayman gibi düşünenlerin sayısı az değil. Diğerlerinin niyeti, sözlerinin satır aralarında gizli. Mısır’ın akıbetinden kaygı duymamak mümkün mü? Üç gündür yaşananların Türkiye’ye bakan çok dersleri var.
Şimdi de sokaklarda demokrasi yanlıları. Mursi’nin görevine dönmesini isteyen kitleler meydanlarda. Sadece başkent Kahire’de değil, diğer şehirlerde de darbeye direnenler ayakta. Ölümü göze almış durumdalar. Namluya karşı, tankın paletlerine karşı duruyorlar.Darbeciler acımasız, her yerde olduğu gibi. Silahlarını halka doğrultmaktan, tetiğe dokunmaktan çekinmiyor. Alçaktan uçan askerî helikopterlerle, savaş uçaklarıyla kitlelere gözdağı veriyorlar. Darbeciler şaşkın. İlk kez karşılarında direnen halk var. Cumhurbaşkanlarını geri istiyorlar. Sandığın hazzını, demokrasinin tadını alan bir halkı dünyanın neresinde olursa olsun darbeyle, baskıyla yönetmek zordur. Yıllarca demokrasiden uzak, tek adamlı baskı idaresinde yaşayan Mısır halkı, çok adaylı seçimi gördü, az da olsa demokratik havayı teneffüs etti.Geriye dönüşü kabullenmeyecek, daha ilerisini isteyecek. Bugün olmazsa yarın. Hedefine ulaşacak da. Halkın önünde durulmaz. Talepleri bir süre ertelenebilir. O kadar. Zor kullanarak baskılanan kitleler ilk fırsatta yanardağ gibi patlar. Türkiye, bunun örneği. Askeri darbelerin hedefi olan bütün siyasi hareketler büyüyerek yoluna devam etti. AK Parti’nin macerası ortada. Asker vurdukça büyüdü. Mısır çıkmazda... Darbeciler çaresiz. Geri dönmek de zor, ileriye gitmek de... Ölümü göze alan demokrasi taraftarları sokaklarda. Eğer Amerika’sıyla, Avrupa’sıyla Batı dünyası darbeye tavır koyabilseydi, karşısında direnen halkı gören tanklar yüz geri kışlasına geri dönerdi. Mısır nereye? Net cevabı yok. Seçenekler belli... İç savaş, darbenin karanlığı ya da demokrasinin aydınlığı. Mursi’nin kaldığı yerden devam etmesi kolay değil elbette. Çıkış sandıkta. Darbecilerin yönetime getirdiği isimlerin de aday olacağı erken seçimde. Hem Mısır hem dünya bu kâbus günlerini en az hasarla atlatmış olur.Türkiye’nin Mısır’dan çıkaracağı dersler yok mu? Hem de çok. AK Parti, demokrasi konusunda uyanık olması gerektiğini anlamış olmalı. Rehavet, felakete davetiye demek. ‘Tahrir’in provası Taksim’de yapıldı’ dense yeri. Pes ettiklerini de sanmıyorum. Eğer eski hüküm sürüyor olsaydı, durumdan vazife çıkarılır, Türkiye maceralara sürüklenirdi.Demokrasi için tehlike oluşturan dinamiklere hoşgörüyle bakmak, ‘celladına gülümsemekten’ farksız. AK Parti iktidarı Mısır’ın Türkiye’nin çok uzağında olmadığını yaşayarak daha yeni gördü. Uluslararası sisteme güven de bir yere kadar. Türkiye, Mısır değil elbette. Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakereleri yapan bir ülke. ABD’nin vazgeçilmez, stratejik ortağı. Mısır, siyasi çıkarlar söz konusu olduğunda demokrasinin de, özgürlüklerin de, insan haklarının da kolayca öteleneceğini gösterdi. Uluslararası sistem pekâlâ darbeye arka çıkabilir. Türkiye’nin kaşınacak yarası çok. AK Parti, demokrasi yanlısı iç dinamikleri sağlam tutmalı. Rehavetin bedeli ağır. Darbeye yardım ve yataklık edecek o kadar çok çevre var ki... Allah’tan kendilerini kolay ele veriyorlar. Sandıkla işi olmayan İşçi Partisi gibi marjinal grupları anlamak mümkün. Ya CHP’ye ne demeli. Anamuhalefet partisi iktidar adayı demek. Darbeler konusunda seleflerine göre daha net duran Kılıçdaroğlu bile ‘ama’sız konuşamadı. Mısır üzerinden AK Parti’ye ayar vermeye kalktı.Önceki gün Parti Meclisi’nde açıkça darbeyi savunanlar çıktı. Ulusalcı çizginin önemli ismi İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler ‘Mursi darbeyle geldi, kimsenin sesi çıkmadı. Mısır’da yaşananlara bildiğimiz darbeler gibi bakmayalım.’ dedi. Bu sözleri taraftar bulmadı. Partililer ‘Darbenin iyisi kötüsü olmaz’ diyerek tepki gösterdi. Bir ara genel başkan yardımcılığı da yapan bir milletvekilinin askeri darbeye sempatiyle bakması manidar. Aslında Ayman gibi düşünenlerin sayısı az değil. Diğerlerinin niyeti, sözlerinin satır aralarında gizli. Mısır’ın akıbetinden kaygı duymamak mümkün mü? Üç gündür yaşananların Türkiye’ye bakan çok dersleri var.