Bu başlığı Aksiyon Dergisi’nden ödünç alıyorum. Karakutu’nun yazarı Emin Akdağ, her zamanki gibi tam 12’den vurmuş. Adalet Binici, Silopili bir ortaokul öğrencisi.Bu seneki Seviye Belirleme Sınavı’nda bütün soruları doğru cevaplayarak dikkatleri üzerine topladı. Okul puanlarındaki nispi bir düşüklük sebebiyle tam puan alıp birinciler arasına giremedi. Bu basit bir prosedürü de kayıtlara geçirdikten sonra asıl meseleye geçelim.Adalet’in hikâyesi, gündemimizi meşgul eden pek çok olayla ilgili umutlarımızı tazeledi. O, adı hâlâ duymak istemeyeceğimiz haberlerle gündeme gelen bir ilçede yaşıyor. Şırnak’ın Silopi ilçesi, hem derin devletin hem de terör örgütünün icraat alanlarından. Ama ne derin devlet infazlarının ne de PKK eylemlerinin ufkumuzu karartmasına izin vermeden güzel haberin tadını çıkaralım. Böyle bir ortamda hayata tutunmak, ders çalışmak, derece yapacak kadar iyi sonuçlar yakalamak her babayiğidin harcı değil. Hele de 5 çocuklu fakir bir ailenin kız çocuğu iseniz… Kızların okutulmadığı, erkeklerin ise okuyamadığı bir coğrafyada büyümüş. Aslında bütün şartlar Adalet’in aleyhine oluşmuş gibi. Bir şey ‘başarı’ olarak nitelenecekse bunu en çok Adalet’in hikâyesi hak ediyor. Önce o şartlar altında kızını okutma azminden dolayı aileyi takdir etmeliyiz. Aksini yapsalar kimsenin kınayamayacağı gerekçelere sahipler. Ardından Atatürk İlköğretim Okulu’ndaki eğitim kadrosunu tebrik etmek gerekiyor. Adalet, bilâ-bedel kendisine ders çalıştıran öğretmenlerini anmayı, teşekkür etmeyi unutmamış. Okul notlarındaki düşüklük sebebiyle birinciliği kaçırması da bence iyi olmuş. Öğretmenlerin, işini sıkı tuttuğunu gösteriyor. Zira toplumumuzda 16 yaşındaki bir çocuğun emeğine bile çamur atabilecek zihniyet sahipleri var. Toplum, o prosedürü fark etmeyecek ve belki de SBS tarihinin en çok hatırlanan ‘birincisi’ Adalet olacak.Başarıda önemli bir payı hiç şüphesiz FEM Dershanesi’ne ayırmalıyız. Dershanenin başarısındaki payını teslim eden Adalet, haftada beş gün orada ders çalışarak hazırlandığını vurguluyor. FEM, büyük şehirlerde talebi karşılamakta zorlanan bir kurum. Silopi yerine İstanbul’da bir şube daha açmayı düşünebilirlerdi pekâlâ. Bizzat oradakileri bilmiyorum ama genelde Türkiye’nin dört bir yanından öğretmenler bu dershanelerde görev yapıyor. On yıllara dayanan bir kardeşlik projesi olarak fedakâr öğretmenler bölgedeki eğitim kurumlarını ayakta tutmaya çalışıyor.Dershaneleri kapatma hazırlıklarına karşı çıkanların temel gerekçesi fırsat eşitliği ve adil bir yarış. Bırakın şehirleri, aynı ilçede bile okullar arasında seviye farkı olan bir ülkeyiz. Dershaneler söz konusu farkları telafi etme imkânı sunan kurumlar. Yani herhangi bir şeyin sebebi değil, eğitim sistemindeki çarpıklığın sonucu dershaneler. Çarpıklığı ortadan kaldırmadan dershaneleri kapatmak sadece başını kuma sokmak olmayacak; aynı zamanda eşitsizliği iyice büyütecek ve Adalet gibi çocukları belli okullara mahkûm edecek. Türkiye’de kurulmaya çabalanan kast sistemine vurulmuş en önemli darbelerden biri dershaneler. Fırsat eşitliğini sağlayacak mekanizmaları kurmadan atılacak adımlara en fazla çarpıklıktan kârlı çıkanlar sevinecek. Ankara Fen Lisesi’nin eğitimini Silopi’ye, Sefaköy’e taşımadıktan sonra dershaneleri kapatamazsınız. Yoksa Adalet’lere hesap veremezsiniz, Büyük Divan’da.
↧