Image may be NSFW.
Clik here to view.
Soru yanlış bir soru; zira orucun bozulması için niyeti yapılmış ve fiilen başlamış olan bir orucun var olması lazım.Tokluk hapları ise –ki aşağıda uzmanlarından aldığımız malumatı intikal ettirerek mahiyetine ve insan vücudundan yapmış olduğu fonksiyonuna dikkat çekeceğim- oruç başlamadan önce sahurda alınan harici bir şeydir ve henüz oruç bilfiil başlamamış olduğu için orucun bozulma zemini tahakkuk etmiş değildir. Onun için yanlış soru dedim.Uzmanlarının verdiği bilgiler ışığında önce tokluk hapları nedir ve vücuttaki fonksiyonları nelerdir ona bakalım. Çünkü bu soruya cevap vermek için öncelikle bu bilgilere sahip olmamız lazım. Bu bilgilere sahip olmazsak, “sahur vaktinde yenilen yemekten farkı yoktur” deriz ki bazı hocalarımız geçen yıllarda maalesef bu hataya düştüler. Sadece hapların kullanılma zamanını esas alarak “kullanılabilir” dediler.Halbuki uzmanlar diyor ki: “Tokluk hapları etken maddesi “sibutramin” olarak adlandırılan ve geçmişte obezite ve şişman hastalara reçete edilen bir ilaçtır. Sibutramin bünyede tokluk hissi veren ve iştahı kesen etken bir maddedir. Bunun asıl fonksiyonel olduğu yer beyindir. Zira bu etken madde iştah kesme işlevini sinirsel bağlantılar üzerinde bazı hormonların emilimini engelleyerek yapıyor, kişide tokluk hissi oluşturuyor ve metabolizmayı etkileyerek yağ yakımını artırıyor. Sibutraminin dozu 5, 10 ve 15 mg arasında değişir. Özellikle kalp ve tansiyon hastalığı olan veya riski taşıyan hastalar için çok tehlikelidir. Doktor tavsiyesi olmadan kullanılması doğru değil. Kaldı ki Amerika’da ölüm riski çok yüksek olan bu ve benzeri yan etkileri dolayısıyla tokluk hapları yasaklanmıştır.”Bu tıbbi bilgiler ışığında bakalım, beyinde sinir merkezlerinde yaptığı etki ile iştah kesen ve tokluk hissi veren bu haplar orucun mahiyet-i nefsi’l emriyyesine, orucun vaz’ ediliş gerekçesine, İlahi iradenin muradına muvafık mıdır? Haricen alınan bu haplar ekmeğinden zeytinine, peynirinden balına, çorbasından pilavına yemiş olduğumuz yemeklerden farklı bir mahiyet taşıdığı ve insan vücudunda farklı fonksiyon icra ettiği için buna evet demek mümkün değildir. Onun içindir ki bu tıbbi bilgileri sunan uzmanlar tabii yollarla beslenmeyi ve daha uzun süreli tokluk hissi veren peynir, haşlanmış patates, yumurta, yoğurt, süt, kepekli ekmek, et suyu kullanılmış çorbalar, mercimek, fasulye, nohut, ıspanak, hurma, muz, kiraz, elma, şeftali ve portakal gibi besin kaynaklarının alınmasını tavsiye ediyorlar.Başka bir zaviyeden; “dinimiz kolaylıklar dinidir” türünden sloganik bir yaklaşım değil, -ki ben bu yaklaşımın doğru olmadığını düşünüyorum; zira her dinde, o dinin emir ve yasaklarında müntesiplerine, müntesiplerinin imani seviyelerine göre kolay veya zor gelen şeyler vardır ve bu imtihan sırrıdır- İslam dini azimetler-ruhsatlar dengesi içinde değerlendirildiğinde zorluklar karşısında suistimal etmemek şartıyla her zaman ruhsatlara kapıyı açık bırakmıştır. Kimler oruç tutmayabilir sorusuna herhangi bir ilmihalde bulacağınız cevaplar bu düşüncenin delilidir, isbatıdır. Öyle olmasa bile, son tahlilde, kulunu kulundan daha iyi bilen ve her emrinde yüzlerce-binlerce maslahat gözeten Cenab-ı Hak bunu böyle emrediyorsa, biz bilmesek de, anlamasak da, idrak etmesek de, kul olarak bize düşen, orucu Efendimiz’in (sas) tatbikatıyla bizlere emredilen şekliyle tutmaktır.Tam da bu noktada futbolda kullanılan tabirle “topu taca atacak” çıkış kapıları arama, mazeretler üretme doğru olmasa gerek. Eğer ortada mazeret sayılabilecek bir şey varsa, zaten din cevaz kapısını açmıştır. Mesela; kocası huysuz bir kadın. Yemeğin tatsız-tutsuz olmasını bahane ederek evde huzursuzluk çıkartıyorsa ya da çıkartacak karaktere sahipse İslam fukahası yemeği pişiren karısına yemeğin tadına tuzuna bakma izni vermiştir. Aslında üzerinde derinlemesine düşünecek olursanız çok önemli bir örnek bu. Bir tarafta imsaktan iftara ağzınıza hiçbir şey koymayacaksınız diyen Allah, öte tarafta ailevi huzuru öncelemeleri nedeniyle Allah’ın bu emrine istisna getiren müçtehitler. Demem o ki, eğer bir mazeret varsa ve bu mazeret meşru sınırlar içindeyse zaten cevaz kapısı aralı. Ama bahsi geçen tokluk haplarını bu kategoride görmek bana göre mümkün değildir.Sonuç; tokluk hapları sahurda yani orucun henüz başlamadığı bir zaman diliminde alınması nedeniyle orucu bozmaz ama şahsa göre değişse de gerek sağlığa zararlı olma ihtimali gerekse oruçla gözetilen gayelere aykırı olduğu için cevaz verilemez diye düşünüyorum. a.kurucan@zaman.com.tr
Clik here to view.
