Boluspor ve Lankaran maçlarında alınan farklı sonuçlar tabii ki keyif vericiydi. Ancak Fenerbahçe’nin ne durumda olduğunu, o maçlardaki oyuna ve skora bakarak anlayabilmek de takdir edersiniz ki söz konusu bile değildi.İlk ciddi sınava dün akşam çıktı Fenerbahçe. İlk yarıdaki onbir, beklentilerin çok gerisinde kaldı. Hücum organizasyonunda yetersiz, savunmada ise kötüydü.PSV’nin attığı gol dışında üç net pozisyon daha üretmesi, Fenerbahçe’nin savunma performansının ne denli sorunlu olduğunu gösterdi. Hücumda yalnızca bir pozisyon üretebilmek ise bir başka etkisizliğini.Önce savunmadan söz edeyim. PSV neredeyse tüm ani çıkışlarda pozisyon üretti. Kadlec ile Bruno Alves’in yeni katıldıkları savunma, ilk müdahalelerde yerleşmede ve kademelerde uyumsuz ve dağınık tablo çizdi. Mesela, 14. dakikada yenilen gol o uyumsuzluğun zirveye çıktığı bir andı. Sağdan yapılan ortada Tim Matavz ilk vuruşu boş durumda yaptı, Volkan çeldi, kafayı vururken yine hiç müdahale yoktu. Oysa Bekir sağdan, Meireles de ortadan o bölgede oluşan boşluğa koşu yapmışlardı. Ama müdahalede bulunamadılar. Yobo’nun bireysel hatasıyla ikram ettiği pozisyon, ya da Georginio ile Zakaria’nın buldukları pozisyonlarda da küçümsenmeyecek savunma hataları vardı. Tabii ki sorunun yalnızca arka alanda oynayan oyunculardan kaynaklandığını söylemek haksızlık olur. Orta alanın savunma oyununa desteği de bu bölümde hissedilir biçimde yetersizdi.Nitekim ikinci yarıda Mehmet Topal ile Alper’in bu bölgeye alınmasıyla Fenerbahçe uzunca bir süre savunmasında sıkıntı yaşamadı. Dahası Stoch’un Caner’le yer değiştirmesinin de katkısıyla hücumda belirgin bir etkiyi yakaladı. Üst üste pozisyonlar geldi. Meireles’in iki vuruşu direkten döndü. Kuyt’ın, Webo’nun vuruşları sonuç getirmedi. Ve Fenerbahçe temposuyla, baskısıyla, etkisiyle 25 dakikalık bir dönemde ilk yarıyla kıyaslanmayacak bir hareketliliği yakaladı.Ancak gelin görün ki, iyi oynamaya yöneldiği bölümde Locadia’nın enfes vuruşuyla ikinci golü yemekten de kurtulamadı.Hazırlık dönemlerinde takımların inişli çıkışlı grafik izlemelerinden doğal bir şey olamaz. Çok sayıda oyuncunun ve oynanmak istenen sistemin denendiği bu tür maçlarda oyun ve takım bütünlüğünden de gerçekçi bir yaklaşımla söz edilemez.Ersun Yanal’ın Fenerbahçe’si hareketli olmak istiyor. Hücum ağırlıklı oynamak istiyor. Orta alanda top çalıyor. Üçüncü bölgede, hatta ikinci bölgenin belli yerlerinde top kaybedildiğinde taktik faullere başvuruyor. Ama henüz hazır değil. PSV yenilgisini bir erken uyarı olarak görmek lazım. Ve özellikle takım savunmasını biraz daha ciddiye almak, hele birinci bölgede çok daha dikkatli ve disiplinli oynamak da lazım. Yoksa Salzburg maçları hiç de kolay geçmez. z.col@zaman.com.tr
↧