Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

İbrahim Öztürk - Türkiye'nin acil gündem ve ihtiyacı

$
0
0
Ramazan programlarına katılan değerli din adamları bu sene sabır, empati, yumuşak lisan, kucaklayıcılık, adalet gibi kavramları her seneye nazaran çok daha yoğun kullanıyorlar.Şeyh Edebali, Osman Gazi’ye ‘Ayrıştırmak bize, birleştirmek sana düşer’ diyor. Bektaşi geleneğinin ‘birlik olalım, iri olalım, diri olalım’ sözünü siyasi arenada en çok da Başbakan Erdoğan’dan duyarız. Ramazan ikliminde her akşam bir iftara katılan Başbakan’ın söyleminde hasretle bu ruhu arıyoruz. Şunu ifade edelim ki; tepelerden yuvarlanan küçük bir kartopu, vadinin dibine inene kadar devasa bir büyüklüğe ulaşıp üzerine düştüğü her şeyi ezip tarumar eder. Yani tepelerdeki büyüklerimizin kullandığı söylemlerin toplum üzerinde ürettiği yıkıcı etkilerin farkında olarak tabana mesajını ona göre vermesi gerekir. Şu an herhangi bir konuda tahammül, empati, algılama, anlama, dinleme kabiliyeti dibe vurmuş durumda. Adeta birbirimizin yüzüne bakamaz hale geldik. Böyle bir toplumla her türlü şer odağı kolaylıkla oynayabilir. Böyle bir ülke ile bu bölgemizde hiçbir hedefi kovalayamaz ve kotaramayız. Anahtar kavramlar barış, güven ve istikrardır. Aslında burada bahsettiğimiz konu gidip sosyal sermaye gibi kritik bir alana dayanıyor. Bu söylemin iktisat teorisinde ve kalkınma süreçlerindeki karşılığı son derece önemli. Bir ülkede doğal kaynakların çokluğu, nüfusun büyüklüğü ve dinamik oluşu gibi faktörlerin kalkınma için tek başına pek bir şey ifade etmediği biliniyor. Maddi varlıklar gerekli ancak yeterli değil. Yeterlilik koşulu ise siyasi, örgütsel, çevresel, entelektüel, kültürel, beşeri, bilimsel, teknolojik ve sosyal unsurların üretken bir şekilde harekete geçirilmesi ve böylece kalkınmanın tetiklenmesidir. Bunun sağlanmadığı bir vasatta iktisadi mübadelenin birim maliyeti çok artacak ve o ülkede ekonomi, küresel rekabetin alıp başını gittiği bir ortamda ayakta kalamayacaktır. Ülkeler rekabetçi üstünlüklerini artırmak için birçok yapısal reform yaparak her tür kalemden bir maliyet tasarrufuna gitmeye çalışırken, en önemli rekabetçiliğin, bahsettiğimiz sosyal sermayenin tahkimi alanında olduğunu gözden kaçırırlar. Çünkü bu, kısa vadede görünür değildir. Sosyal sermaye, kişiler ve toplum arasındaki güven ilişkisini yansıtır. Güven varsa toplumu oluşturan fertler, STK’lar ve kamu kurumları arasındaki iletişim, koordinasyon, işbirliği etkinlikle sağlanabilir ve toplumsal ve iktisadi verimlilik artar. Bunun için bize kurumlar ve kurallar lazım. Burada konu gelip yönetişim kalitesine dayanmaktadır. Türkiye’nin belini doğrultacağı ya da çöküp kalacağı alan; yönetişim devrimi ve sosyal sermayenin tahkimini kapsar. Türkiye’nin petrolü de, aslında teknolojisi de burada saklı. Bir toplumu iktisadi ve siyasi olarak yönetebilmemin şartı ‘etki-tepki’ mekanizmasının çalışmasıdır. Yasalarla tanımlanan cezalar ve ödüller ancak bu tepki mekanizmasının, yani iletişimin hatlarının çalışmasıyla sonuç verir. Koyduğumuz ödüller insanları beklentilere göre harekete geçmeye, cezalar da bazı hareketleri yapmaktan alıkoymaya yetmiyorsa orada büyük bir sorun vardır ve bu alana yatırım yapılmalıdır. Bu noktada aramızdaki güvenin, toplumsal aidiyetin geliştirilmesi gerekir. Toplumlar ne yenerek ne de intikam duygusuyla yönetilebilir. Bunu en iyi mevcut siyasi kadrolar biliyor olmalı. Üç seçimin olduğu, çevre ve bölgemizin alev alev yandığı korkunç belirsizlik, provokasyon ve küresel emrivakiler ortamında inanın bu toplum, Başbakan’a çok lazım. Başbakan’dan altını dolduracağı, reformlarla süsleyeceği acil bir ‘Balkon konuşması’ beklemek hakkımız.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue