Açılan bir defterdir hayat.Bir kere açıldı mı bir daha kapatılmayacak olan, bir sayfası çevrildiğinde bir daha dönülemeyecek olan.Dinmeyecek denilen susuzlukların, açlığa doymuş günlerin hitamıdır hayat.İki mezar taşı arasında, birinden başlayıp diğerine koşar adım hasıl olan vuslattır.Bazen bayramdır hayat, gönül evinin senede iki kere kapısını çalan.Bazen de hıçkırıkla yankılı dolu bir ölü evidir.Bazen, ziyaretçisi bol, güneşli bir avlunun güvercini.Bazen de yalnızlığın kara kedisi, yalnızlığın bizatihi kendisi.Yeryüzüne rüzgârların savurduğu tozlu arzuların arkasındaki koşudur.Arayıp da bulamamak, bulup da kaybetmektir.Kaybedip de kaygı kuyusunun başında yakılan ağıttır.Dönüp dönüp akşamın karanlığına-sonsuz acizlik ve fakirliğine- varmandır hayat.Aç ve susuzluğun içinden geçerek yorgun argın kavuştuğun tokluktur.Hayat, hayatın seninle başlayıp sende bitmediğini idrak ettiğin andır.Kalbinden uzanan bir köprüden karşıya geçmendir.Karşıda, bir kalbin içinde ağırlanmandır hayat.Bayramlara bile kabristanda başlamanın adıdır.Önce ölülerle, sonra dirilerle selamlaşmandır.Dünyayla ahiret arasında kurulan bağın başka bir adıdır hayat.Gözlerini karanlığın denizine kapatıp, sabahın aydınlığında açmandır.İyiyken hastalanmak, hastayken de iyi olmaktır hayat.Dünyanın avlusunda durup bir sağa bir sola bakmaktır.Bir geleceğe, bir geçmişe.Elindeki anın kıymetini bilmeye verilen isimdir.Yaşamın tadına varmaktır bazen.Bazense, gönlün ebediyetten başkasına razı olmadığında şaşırıp kalmaktır.Kavuşmaktır bazen.Çoğu zamansa ayrılıktır.Bir hanede doğum, bir diğerinde sırası gelenin ölümüdür.Şehri sarmış olan rüzgârdır kimi zaman.Kimi zaman boğucu nemli bir havadır.Büyümektir hayat, büyüyemeden ölmektir.Hayat, şöyle bir uğramaktır yeryüzüne.Şöyle bir uğramak.Sonra, sahil-i selamete çıkabilmek, sonra..Sonrası ebediyettir, yoksa bir hiçtir elinde kalakalan. Bazen derin bir idraktir, bazen koyu bir gaflet.Kalbin derin bir hüzne saplandığı an da hayattır.Kalbin derin bir sevinçle havalandığı an daİki uç arasında gidip gelen sarkaçtır.Sarkacın aniden durmasıdır.İşin tamamdır.Ama işin tamamı değildir.Hayat pul pul ışıldayan gökyüzüdür.Kara bulutların gözyaşı gibi aktığı andır.Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpmektir.Mutlu ederek mutlu olmaktır.Sağ elin verdiğinden sol elin haberdar olmamasına meleklerin ettiği şahitliktir. Uzun uzun konuşmaktır hayat.Suratına kapanan bir telefondur beri yandan. Bazen bir vadinin serinliğine yaslanmaktır.Bazen de kızgın güneşin altında ateşten giyilen gömlektir.Aslında bir yolculuktur hayat.Soluk bir çizginin üzerinde, ürkek ürkek, seke seke yürümektir.Bazen koşmaktır.Bazen ansızın düşmektir.Ağır ağır kalkmaktır ayağa.Dura kalka gitmektir azgın dalgalarla boğuşan bir gemide.Bir sıla-i rahim yapar gibi, kısa bir ziyarettir yeryüzüne hayat.Dostuna, ahbabına bir selam verip, O’ndan gelip O’na dönmektir...Hayat, böyle bir şey işte, bazen öyle bazen böyle.Not: Ramazan Bayramı’nızı kutlar, kalbinizde huzurun eksik olmamasını dilerim.Mesnevi-i Nuriye’de bir medya eleştirisiMesnevi-i Nuriye’de (İttihad Yayınları) karşıma çıkan aşağıya alıntıladığım metin, bir açıdan, 1920’li yıllarda yapılmış sıkı bir medya eleştirisi gibi geldi bana.“Ey Kardeş bil ki! Şu medeniyet-i sefihe, küre-i arzı bir tek şehir hükmüne getirdiği için; ahalisi birbiriyle tanışmakta, her sabah ve her akşam gazetelerle günahları ve malayaniyatı birbirine nakledip öğretmektedirler. İşte bu sefih medeniyet sebebiyle, gaflet perdesi o kadar kalınlaşmış ve onun süs ve fantazileriyle hicab edip kesafet peyda etmiştir ki; adeta yırtılmaz bir hale gelmiş de, çok büyük bir himmetin sarfı lazımdır, tâ yırtılsın..’’Bir seyyahın gerçeğiGülce Başer’in “Bir Delinin Güncesi’’ isimli şiir kitabındaki (Yasakmeyve yay.) “Kaptanın Ölümü’’ adlı şiirin 1. bölümü, hayattan bir parça koparıp, sıcak bir ekmek misali ağza atmak gibi. Hem yakıcı hem keyifli:.“Ayak izleridir belki bir seyyahın gerçeğiBir gemi kıyıya yanaştığı gibi ayrılır vakti gelince,savurduğu sulariskelenin yanaklarından yine sulara karışır...Kadın sevdiğini uğurlarken sonbahara diklenen son ağaçtır...İskele çekilene kadar... bütün izler artık kadının.’’
↧