Önce FK Vojvodina’dan biraz kelâm edelim. 1914 yılında Sırp nüfusun yoğun olduğu Vojvodina bölgesinde gençlerin organize toplantılar yapması yasaklandığı için gizli kurulmuş bir kulüp. Bu gizlilik kulübün adeta karakteri. Partizan ve Kızılyıldız’dan sonra Sırbistan Ligi’nin en köklü takımı olduğu halde ses vermez, renk vermez. Genelde zirveye oynar ama şampiyon olmaz. Futbolcu yetiştirir, keyfine bakar. Fenerbahçe’yi 103 golle şampiyonluğa taşıyan Todor Veselonoviç bu takımda yetişti, parladı, defalarca gol kralı oldu. Şu anda Sarı-Lacivertli takımda top koşturan Milos Krasiç, Avrupa pazarına bu takımdan açıldı. Yine Fenerbahçe formasını giyen Nikola Lazetiç, bu takımda Lazetiç oldu. Bir dönem Trabzonspor ve Bursaspor’un başarısı için ter döken Milan Stepanov, bu takımda serpildi. 1980’li yıllarda Beşiktaş’ı çalıştıran Dorde Miliç, kariyerinde ilk basamakları bu takımda tırmandı. Şimdi gelelim sadede… Deplasmanda 2-2 berabere biten ilk maçtan dolayı Bursaspor’un işi kolay görünüyordu. Sahasında oynuyordu ve rakipten çok daha parıltılı bir kadroya sahipti. Ancak karşılaşmanın taze dakikalarında bana çok sevdiğim bir sözü hatırlatan önemli bir hata yaptı. Neydi o söz?: “İlk düğmeyi yanlış iliklemek.” Rakibin kazandığı köşe atışında savunma doğru yerleşemediği için Aboubakar Oumaru Vojvodina’yı öne geçirdi. Bu erken ve Türk takımlarına özgü hata ürünü gol, Bursaspor’un kalan süredeki oyununu bloke etti. Hikmet Karaman, yedek kulübesinde öfke nöbetlerine girdi. 35. dakikada genç Enes’i oyuna sürerek cesur bir hamleyle kötü gidişe dur demek istedi. Ancak Bursaspor takım olarak kilitlenmişti. Batalla, klasından kesitler sunacak, tribünlerin aklını başından alacak enerjiyi, hevesi ve boş alanı bir türlü bulamıyordu. Sestak, hünerlerini konuşturamıyordu. Taiwo’nun tecrübesi, kariyeri bu keyfiyetsiz oyunda hiçbir işe yaramıyordu. Şener’in iyi niyetli gel-gitleri, Pinto’nun zorlamaları gidişatı değiştirmeye yetmiyordu. Devre 2-0 yenik kapatılmıştı ancak ikinci yarıda tribünler de devreye sokularak farklı bir futbol iklimi yakalanabilirdi. Bunu da yapamadı Yeşil-Beyazlı takım. Vojvodina gizemi; inada, kararlılığa dönüşmüştü adeta. Basit olanı yaptılar. Oyunu tuttular, kontra atak fırsatı kolladılar. Bu sayede üçüncüyü de buldular. Turu alıp gittiler. Burspor’un umutlarından, hedeflerinden ve hayallerinden çok şey götürdüler. Yeşil-Beyazlı takım adına unutulması gereken bir geceydi. Son söz: Malum futbol sürprizler oyunu. Ben de sizlere bir sürpriz yaparak Bursaspor maçını yazayım dedim. Ama gördüğünüz gibi kötü bir sürprizle karşılaştım.
↧