Londra’da kaldığım otelde bizim televizyonlardan bazılarını izleme imkanı var. Ancak bunun pek sevinilecek birşey olduğu kanısında değilim. Memleketin gerek spor gündemi gerekse öteki olupbitenler insanın içine sıkıntı vermekten başka birşeye yaramıyor... Hele transfer, aylarca gündemin 1 numaralı konusu! Kulüplerin ilgilendiği oyuncuların yanında en küçük bir temasın bile sözkonusu olmadığı yığınla adamın adı gazete ve televizyonlarda hergün anılıyor. Galatasaray’ın hiç de yabana atılmayacak bir kupa kazanması sonrasında bile gündem, takıma alınması gereken solbek üzerinden değerlendiriliyor. Belli bir yere kadar bunu anlamak mümkün. O nedenle kimseyi eleştirmiyorum. Ben de bir gazete ya da tv spor sorumlusu olsam benzer işleri yapmak zorunda kalacağımı biliyorum. Gelgelelim bu konuda bir çıkmaz içinde olduğumuzu da görmemiz gerekiyor. İşte kanıtlar ortada: Aylardır Cim Bom’un solbek transferiyle Fenerbahçe’nin Cardozo konusunu yazıp çiziyoruz ama ortada hiçbirşey yok. Buradan hareketle çok uzun bir süre toplumu boş işlerle meşgul ettiğimiz özeleştirisini yapabiliriz. Birileri çıkıp şunu söyleyebilmeli: Galatasaray solbek almadan da hedeflerine ulaşabilir. Daha doğrusu şu anda ortada Sarı Kırmızılı takımı 1 adım ileri götürebilecek bir solbek yok. Üstelik ‘idare eder’ diyebileceğiniz adamın maliyetinin 20 milyon eurodan az olması mümkün değil ve o da Şampiyonlar Ligi gelirinin buna gitmesi anlamına gelir. Aynı şekilde Fenerbahçe geçen sezon tarihinin en büyük Avrupa başarısını kazandı. Yani bunu yapabilmiş bir kadrosu var. Buna karşın neredeyse cinnet sayılabilecek transferler yapılıyor. Üstelik daha fazlası da isteniyor. Bu kadar oyuncunun nerede, ne zaman ve nasıl oynatılacağını kimse düşünmüyor. Sadece çılgın bir mirasyedi gibi ‘onu da alın, bunu da’ diye davranılması isteniyor. Beşiktaş ve Trabzonspor’da da durumun çok farklı olmadığı söylenebilir. Yeryüzünde en akıllıca transfer yapan kulüplerin başında Porto geliyor. İşte yine 20 Yaşaltının Kolombiyalı yıldızı Quintero’yu kapmışlar bile! 7 milyon euro saymışlar ama birkaç yıl içinde bunun katbekat üzerinde bir paraya satacakları çok açık. Onlar şampiyon da oluyor, Avrupa’da başarı da kazanıyor. Peki, bizim memlekette ‘Porto bu işi nasıl beceriyor?’ diye merak eden bir Allah’ın kulu var mı? Ondan sonra da yok kurumsallaşmaymış yok bilmem neymiş masalları dinliyoruz. Galatasaray’ın Emirates Kupası kadrosunda tam 29 oyuncu vardı. Bunlardan Sercan Yıldırım’la birlikte kaleciler Aykut ve Ufuk’u da düşsek 26 adam kalıyor. Bunların hepsi Sarı Kırmızılı formayı giyebilecek çapta görüldükleri için burada. Cim Bom gerekli transferi son iki sezonda yaptı ve Hakan Balta ile Sabri Sarıoğlu dışında tüm takım yenilendi. Bu durumda hala transfer tamtamları çalmak anlamsız. Dolayısıyla sadece 2 transfer yapılmış olması çok doğru bir iş. Futbolun en önemli gerçekleri, iyi yönetim ve elinizdeki değerlerden en iyi biçimde yararlanmak. Bizdeyse bunun tam tersi benimsetilmeye çalışılıyor, transfer her derdin çaresi gibi gösteriliyor. Sonuçta varabildiğimiz yer de ortada. Aklınız hep transferde olunca Salzburg gibi zayıf bir rakip karşısında büyük sıkıntılar çekip adı sanı bilinmeyen Voyvodina’lara elenebiliyorsunuz... Yine de enseyi karartmayalım, mübarek bayramı gerektiği gibi yaşayalım, ondan sonra tartışmayı sürdürürüz. a.cakir@zaman.com.tr
↧