Bugünlerde herkesin gözü kulağı ABD Merkez Bankası FED’in ne yapacağında. FED’in ne yapacağını belirleyen en önemli isim de Başkan Ben Bernanke ama görev süresi 5,5 ay sonra doluyor.Keşke 2006 yılından beri başkanlık yapan Bernanke bir dönem daha devam etse. Çünkü parasal iktisat alanında ABD’nin en ünlü iktisatçılarından biri olan ve şahsım dahil birçok iktisatçıya bu alandaki makaleleriyle rehberlik yapan Princeton Üniversitesi Profesörü, FED başkanları içinde belki de bugüne kadarki en doğru seçim. Geçmişte bizlere bu tür ağır ekonomik krizlerde merkez bankalarının nasıl davranması gerektiğini anlatan Bernanke’nin başkanlık döneminin ABD’den başlayan global krize tesadüf etmesi tüm dünya ekonomisi için çok faydalı oldu. 1930 depresyonunda FED’in yeteri kadar radikal olmadığını savunan Bernanke, yıllarca resesyonda kıvranan Japonya’ya da sıfır faizin yanında tahvil alımları yoluyla piyasalara para vermesini tavsiye etmiş ve bu nedenle adı (havadan karşılıksız para dağıtan anlamında) ‘Helikopter Ben’e çıkmıştı. Yıllar sonra FED başkanı olduğunda ekonominin hızla bir depresyona doğru gittiğini görünce tereddüt etmeden bu tavsiyelerini ABD ekonomisine uyguladı. Hızla faizleri sıfıra yaklaştırdı. Sonrasında da tahvil alımlarıyla piyasalara para verdi. Dozajını giderek artırarak sonuç almaya başlayana kadar ısrar etti. ABD ekonomisi bugün ayağa kalkabildiyse bu sayede oldu. Elbette çekinmeden radikal uygulamalarla parasal destek vermek kadar para politikasını ‘normalleştirmek’, yani bu destekleri zamanında azaltmak da çok önemli. Ama 3 ay kadar önce piyasalara verdiği likidite desteğini azaltacağı mesajı Bernanke’nin piyasaları ne kadar iyi okuduğunun ve geri dönüş tarafında da gayet başarılı olacağının göstergesi oldu. Nasılsa mal ve hizmet fiyat artışı çok düşük diye ekonomideki düzelmenin daha da hız kazanmasını ve politikacıların sırtını sıvazlamasını bekleyebilirdi. Ondan daha büyük sorun olan varlık fiyat artışındaki hızlanmayı (yani risk iştahındaki abartıyı) doğru tespit edip piyasaları hafif bir tokatla kendine getirdi.Yerine kim geçecek?Piyasalarda konuşulan 3-4 aday içerisinde ön plana çıkan iki isim 13 yıllık FED geçmişinde halen başkan yardımcılığı görevindeki Janet Yellen ile ABD Hazinesi ve Dünya Bankası görevleriyle bürokratlığın içinden gelen Lawrence Summers. İlginç olan, Summers’ın 1976 yılında Profesör Yellen’dan Harvard’da yüksek lisans dersi almış olması. Bugün 66 yaşındaki öğretmen ile 58 yaşındaki öğrencisi yıllar sonra dünyanın belki de en prestijli iktisatçı pozisyonu için birbirlerine rakip oldular. İki aday ilk bakışta farklı değiller. İkisi de çok başarılı ve saygın akademisyen, Demokrat Partili, makroekonomi ve finans uzmanı ve eski başkan danışmanı olup politikayı iyi bilen iktisatçılar. Yellen, Bernanke’ye felsefe ve vizyon açısından çok yakın olduğu için görevi devralması beklenen en doğal isim. Bugüne kadar Bernanke’nin kararlarını en çok destekleyen FED Yönetim Kurulu üyesi. Ekonomideki iniş-çıkışları istikrarlı bir şekilde en doğru tahmin eden üye. 2005 yılı sonunda ABD’de gayrimenkul sektöründeki sıkıntıları ve türev enstrümanlar üzerinden alınan finansal riskleri tespit ederek piyasaları uyaran bir vizyoner. Bernanke kadar inovatif ve radikal. Tespitlerinin doğruluğuna rağmen gösterişten uzak kalan, kendisinden farklı görüşleri olanların neden öyle düşündüğünü anlamaya çalışacak kadar liberal bir iktisatçı. FED içinde genele karşı görüşe sahip olduğunda bunu medeni bir şekilde savunacak, ama sonuçta ekibin ve başkanın görüşüne saygı gösterecek görgü ve terbiyede bir bürokrat. Obama’ya kendini kabul ettirebilirse FED’in ilk kadın başkanı olup tarihe geçecek. Summers ise Yellen’dan çok farklı bir kişilik. İktisat tarihine damga vurmuş bir aileden geliyor. Amcası (P. Samuelson) ve dayısı (K. Arrow), Nobelli iktisatçılar. Harvard’dan doktorasını aldıktan iki yıl sonra 28 yaşında üniversite tarihinin en genç profesörü olan, sayısız ödüllü çok parlak bir iktisatçı. Sermaye piyasaları ve bütçe politikaları gibi oldukça farklı alanlarda çalışmaları var. Kendine olan aşırı güveni sayesinde kolaylıkla klasik yaklaşımların dışına çıkabilen ve inovatif düşünceler ortaya koyabilen bir akademisyen. (Ama bu özelliğinin Harvard rektörlüğünden ayrılmak zorunda kalmak gibi bedelleri de oldu.) Her iki adayın ters düştüğü en önemli konu FED’in tahvil alım programları. Summers, özellikle faiz sıfıra indiğinde, FED’in parasal genişleme politikalarının bir yararı olmayacağı ve hatta uzun süre ısrar edildiğinde risk iştahını körükleyeceği ve finansal balonlara neden olup yeni krizlere sebebiyet vereceği yönünde uyarıyor, desteğin ancak kamu harcamalarından gelebileceğini söylüyordu. Dolayısıyla, Summers’ın FED’i Yellen’dan ‘daha tutucu’ yönetmesi riski var. Yellen, FED’in ekonomiye destek vermesine inandığı için hem politikacıların hem de piyasaların açık şekilde desteklediği isim. Ama görülen o ki, bir şekilde Obama, Summers’ı sürekli potada tutuyor. Summers sürpriz yaparsa piyasalar karışmaz. Ama karakterine uygun bir şekilde FED’e damga vurma ve Summers ismini ayrıştırma amaçlı (ve daha tutucu) uygulama değişikliği olasılığına karşı savunmaya geçmek isteyebilirler.
↧