Image may be NSFW.
Clik here to view.
Üç ay önce 93 bin 300 puan seviyesine kadar yükselen Borsa, içeride ve dışarıda gelişen siyasi ve ekonomik gelişmelerin ardından yüzde 20’lik bir kayıpla 74 bin puanın hemen üstünde hareket ediyor.Genel trend için şimdilik söylenebilecek çok önemli bir şey yok. Eylül ayı yaklaştıkça bilinen senaryoların gündeme gelecek olması, piyasalar üzerinde baskı oluşturabilir. Nedir bu senaryolar? Bunlardan birincisi yurtdışı kaynaklı. ABD Merkez Bankası’nın (FED), 2008 sonunda başlattığı parasal genişleme politikalarını sonlandırması ve tahvil alımlarını yavaş yavaş azaltacağı yönünde karar vermesi sonucu gelişmekte olan piyasalardan para çıkışının hızlanacağı senaryosu. Bu durumda endeks 70 bin puanı aşağı kırabilir. Tahvil fiyatları yükselişini sürdürerek döviz fiyatlarını son 10 yılın en yüksek seviyelerine ulaştırabilir. İkinci senaryo okulların açılması ve futbol liginin başlamasıyla birlikte daha önce Macaristan, Brezilya gibi ülkelerde de uygulanan hükümeti yıpratmaya yönelik olayların çıkabileceği senaryosu. Gezi olayları sırasında piyasalarda yaşanan sıkıntıların ardından faizler hızla yükselmiş, Borsa yüzde 20 değer kaybetmişti. Bu durum, Türkiye’nin normalde dış olumsuz etkiyi kolaylıkla atlatmasına fırsat vermeyen bir gelişme olur. Merkez Bankası’nın Gezi olayları sonrası 135 milyar dolardan 119 milyar dolara kadar gerileyen rezervleri, son haftalarda yeni para girişleri ve altın fiyatlarının artışının etkisiyle artış göstererek 128 milyar dolara kadar yükseldi. Bu da gösteriyor ki Türkiye tahvil fiyatlarının yüzde 9’a yükselmesinin ardından yaşanan yeni para girişleri Merkez Bankası’nın rezervlerini şişirmeye başlamış durumda. Bu durumda tehlike, ABD 10 yıllık tahvil fiyatlarındaki yükselişin devam etmesi ve Gezi olaylarının etkisiyle azalan turizm gelirlerinin Türkiye’nin cari açık verilerini olumsuz etkilemesi olur. Önümüzdeki hafta Merkez Bankası’nın alacağı kararlar piyasalar tarafından dikkatle izlenecek ve dünyanın önde gelen yatırım bankalarının raporlarında etkili olacaktır. Her şeye rağmen Türkiye piyasaları yabancı fonlar tarafından dikkatle takip ediliyor. Eylül ve ekimde yaşanması muhtemel siyasi gelişmeler konusunda onların da bazı tereddütleri söz konusu. Borsa, döviz ve tahvil piyasalarında yabancıların tavırlarını belirleyecek dış ve iç gelişmeler eylül ayında belirginleşecek. Borsa için kritik direnç noktaları 76 bin 200-77 bin seviyeleri, kritik destek noktaları ise 73 bin 800 ve 72 bin puanda bulunuyor. 70 bin puanın ana destek olduğu Borsa’da yukarı trendin 77 bin puanın kırılmasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Bir şekilde bu nokta aşılacak olursa 80 bin puana kadar ataklar şaşırtıcı olmasa bile, ana trendi yukarı döndürmeye yetmeyebilir. Dövizde ise Euro’daki yükseliş korkutmasa da doların eylül ayında hızlı bir yükseliş yaşama ihtimali, FED’in alacağı hamlelere ve eylül-ekim senaryolarına bağlı. Tahvil fiyatları ise yüzde 9’u aşmış durumda ve yükseliş eğilimini koruyor. Hem enflasyondaki sürpriz yükselişler, hem de gelişmekte olan piyasalarda para çıkışları endişesiyle yüzde 10’u zorlamaya devam ediyor. Sonuç olarak bilanço beklentilerinin sona ermek üzere olduğu bu günlerde Borsa’da biraz daha dikkatli olmak ve hisse bazında düşünerek hareket etmek önemli. Yükselişleri satış fırsatı olarak görecek yabancı yatırımcıların hisse satışları, endeksi baskıda tutmaya devam edecektir. Geçen hafta endeksin 76 bine çıkması açıkçası spekülatif bir yükseliş gibi gözüküyor. Endeksin bir anda hızlı bir şekilde geri gelmesi, kırılganlığın devam ettiğini ve seyrin kararsız olduğunu gösteriyor. ABD’den gelecek veri akışı takip edilerek pozisyonlar sürdürülebilir. Ümit ederim ki hemen herkesin diline doladığı eylül ekim senaryoları gerçekleşmez. Türkiye’nin şu sıralarda makroekonomik şartların bozulmaması için en fazla ihtiyacı olduğu şey demokrasinin hiçbir şekilde yara almaması. Yaklaşan seçim atmosferi, siyasi risklerin yaklaşmakta olduğunu gösteriyor. Bu sebeple piyasalar bir süre daha ana yön arayışını sürdürerek hareket edecektir. Piyasalarda ne olup ne biteceği ile ilgili üç şey takip edilmeli. ABD istihdam piyasasındaki gelişmeler, FED kararları ve çözüm süreci ile ilgili haberler.Altında yükseliş nereye kadar?Altın fiyatları kısa vadeli bir ralliye girerek 1.370 doları aştı. Hafta içinde merakla beklenen ABD temmuz ayı TÜFE verileri, beklentiler doğrultusunda binde 2’lik bir artışla altın fiyatlarındaki yükselişi destekledi. Altın böylelikle yine haftanın son iki günü yüksek bir marj içinde hareket ederek yükseliş eğilimini sürdürdü. Ons fiyatlarındaki bu yükselişin devamı, hafta içinde açıklanacak işsizlik sigortası başvuruları ve FED tutanaklarındaki açıklamalarına bağlı. Ayrıca Jackson Hole toplantılarında FED yetkililerinin tahvil alımlarını azaltma yönündeki tavırlarında bir değişiklik olup olmadığı dikkatle takip edilecek. Bu konuda yetkililerin tahvil alımlarını azaltma tarihi konusunda daha net bir söylem içinde olması beklenilebilir. Eğer hafta içinde ABD 10 yıllık tahvil fiyatlarında 2.82 seviyesi görüldüyse bu, ‘piyasada tahvil fiyatlarında yükselişe oynayanların da bir bildiği var’ şeklinde değerlendirilebilir. Daha açık söyleyecek olursak ABD Merkez Bankası tahvil alımlarını eylülde azaltmaya başlarsa piyasalar ve ons fiyatları bu gelişmelere duyarsız kalmaz. Ons olumsuz açıklamalarda hızla gerileyecektir. Teknik analiz verileri ışığında ise ons fiyatlarının 1.391 dolar ve 1.420 dolara kadar bir atak yapma ihtimali güçlü. Bu noktaların aşılması ve 1.500 dolara kadar bir yükselişin yaşanması için hafta boyunca açıklanacak verilerin ve görüşlerin ılımlı çıkması önemli.
Clik here to view.
Üç ay önce 93 bin 300 puan seviyesine kadar yükselen Borsa, içeride ve dışarıda gelişen siyasi ve ekonomik gelişmelerin ardından yüzde 20’lik bir kayıpla 74 bin puanın hemen üstünde hareket ediyor.Genel trend için şimdilik söylenebilecek çok önemli bir şey yok. Eylül ayı yaklaştıkça bilinen senaryoların gündeme gelecek olması, piyasalar üzerinde baskı oluşturabilir. Nedir bu senaryolar? Bunlardan birincisi yurtdışı kaynaklı. ABD Merkez Bankası’nın (FED), 2008 sonunda başlattığı parasal genişleme politikalarını sonlandırması ve tahvil alımlarını yavaş yavaş azaltacağı yönünde karar vermesi sonucu gelişmekte olan piyasalardan para çıkışının hızlanacağı senaryosu. Bu durumda endeks 70 bin puanı aşağı kırabilir. Tahvil fiyatları yükselişini sürdürerek döviz fiyatlarını son 10 yılın en yüksek seviyelerine ulaştırabilir. İkinci senaryo okulların açılması ve futbol liginin başlamasıyla birlikte daha önce Macaristan, Brezilya gibi ülkelerde de uygulanan hükümeti yıpratmaya yönelik olayların çıkabileceği senaryosu. Gezi olayları sırasında piyasalarda yaşanan sıkıntıların ardından faizler hızla yükselmiş, Borsa yüzde 20 değer kaybetmişti. Bu durum, Türkiye’nin normalde dış olumsuz etkiyi kolaylıkla atlatmasına fırsat vermeyen bir gelişme olur. Merkez Bankası’nın Gezi olayları sonrası 135 milyar dolardan 119 milyar dolara kadar gerileyen rezervleri, son haftalarda yeni para girişleri ve altın fiyatlarının artışının etkisiyle artış göstererek 128 milyar dolara kadar yükseldi. Bu da gösteriyor ki Türkiye tahvil fiyatlarının yüzde 9’a yükselmesinin ardından yaşanan yeni para girişleri Merkez Bankası’nın rezervlerini şişirmeye başlamış durumda. Bu durumda tehlike, ABD 10 yıllık tahvil fiyatlarındaki yükselişin devam etmesi ve Gezi olaylarının etkisiyle azalan turizm gelirlerinin Türkiye’nin cari açık verilerini olumsuz etkilemesi olur. Önümüzdeki hafta Merkez Bankası’nın alacağı kararlar piyasalar tarafından dikkatle izlenecek ve dünyanın önde gelen yatırım bankalarının raporlarında etkili olacaktır. Her şeye rağmen Türkiye piyasaları yabancı fonlar tarafından dikkatle takip ediliyor. Eylül ve ekimde yaşanması muhtemel siyasi gelişmeler konusunda onların da bazı tereddütleri söz konusu. Borsa, döviz ve tahvil piyasalarında yabancıların tavırlarını belirleyecek dış ve iç gelişmeler eylül ayında belirginleşecek. Borsa için kritik direnç noktaları 76 bin 200-77 bin seviyeleri, kritik destek noktaları ise 73 bin 800 ve 72 bin puanda bulunuyor. 70 bin puanın ana destek olduğu Borsa’da yukarı trendin 77 bin puanın kırılmasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Bir şekilde bu nokta aşılacak olursa 80 bin puana kadar ataklar şaşırtıcı olmasa bile, ana trendi yukarı döndürmeye yetmeyebilir. Dövizde ise Euro’daki yükseliş korkutmasa da doların eylül ayında hızlı bir yükseliş yaşama ihtimali, FED’in alacağı hamlelere ve eylül-ekim senaryolarına bağlı. Tahvil fiyatları ise yüzde 9’u aşmış durumda ve yükseliş eğilimini koruyor. Hem enflasyondaki sürpriz yükselişler, hem de gelişmekte olan piyasalarda para çıkışları endişesiyle yüzde 10’u zorlamaya devam ediyor. Sonuç olarak bilanço beklentilerinin sona ermek üzere olduğu bu günlerde Borsa’da biraz daha dikkatli olmak ve hisse bazında düşünerek hareket etmek önemli. Yükselişleri satış fırsatı olarak görecek yabancı yatırımcıların hisse satışları, endeksi baskıda tutmaya devam edecektir. Geçen hafta endeksin 76 bine çıkması açıkçası spekülatif bir yükseliş gibi gözüküyor. Endeksin bir anda hızlı bir şekilde geri gelmesi, kırılganlığın devam ettiğini ve seyrin kararsız olduğunu gösteriyor. ABD’den gelecek veri akışı takip edilerek pozisyonlar sürdürülebilir. Ümit ederim ki hemen herkesin diline doladığı eylül ekim senaryoları gerçekleşmez. Türkiye’nin şu sıralarda makroekonomik şartların bozulmaması için en fazla ihtiyacı olduğu şey demokrasinin hiçbir şekilde yara almaması. Yaklaşan seçim atmosferi, siyasi risklerin yaklaşmakta olduğunu gösteriyor. Bu sebeple piyasalar bir süre daha ana yön arayışını sürdürerek hareket edecektir. Piyasalarda ne olup ne biteceği ile ilgili üç şey takip edilmeli. ABD istihdam piyasasındaki gelişmeler, FED kararları ve çözüm süreci ile ilgili haberler.Altında yükseliş nereye kadar?Altın fiyatları kısa vadeli bir ralliye girerek 1.370 doları aştı. Hafta içinde merakla beklenen ABD temmuz ayı TÜFE verileri, beklentiler doğrultusunda binde 2’lik bir artışla altın fiyatlarındaki yükselişi destekledi. Altın böylelikle yine haftanın son iki günü yüksek bir marj içinde hareket ederek yükseliş eğilimini sürdürdü. Ons fiyatlarındaki bu yükselişin devamı, hafta içinde açıklanacak işsizlik sigortası başvuruları ve FED tutanaklarındaki açıklamalarına bağlı. Ayrıca Jackson Hole toplantılarında FED yetkililerinin tahvil alımlarını azaltma yönündeki tavırlarında bir değişiklik olup olmadığı dikkatle takip edilecek. Bu konuda yetkililerin tahvil alımlarını azaltma tarihi konusunda daha net bir söylem içinde olması beklenilebilir. Eğer hafta içinde ABD 10 yıllık tahvil fiyatlarında 2.82 seviyesi görüldüyse bu, ‘piyasada tahvil fiyatlarında yükselişe oynayanların da bir bildiği var’ şeklinde değerlendirilebilir. Daha açık söyleyecek olursak ABD Merkez Bankası tahvil alımlarını eylülde azaltmaya başlarsa piyasalar ve ons fiyatları bu gelişmelere duyarsız kalmaz. Ons olumsuz açıklamalarda hızla gerileyecektir. Teknik analiz verileri ışığında ise ons fiyatlarının 1.391 dolar ve 1.420 dolara kadar bir atak yapma ihtimali güçlü. Bu noktaların aşılması ve 1.500 dolara kadar bir yükselişin yaşanması için hafta boyunca açıklanacak verilerin ve görüşlerin ılımlı çıkması önemli.