![]()
Başbakan Erdoğan, günübirlik Türkmenistan seyahatine Ankara gazetecilerini son dakikada davet edince gündeme ilişkin çarpıcı mesajlar vereceği anlaşıldı. Hem giderken konuştu, hem dönerken...Havaalanını değil uçağın içini kastediyorum. Sağlığı üzerine öteden beri çok komplo teorileri üretiliyor. CHP’ye yakın bir gazete hiçbir bilgi ve kulise dayanmaksızın ‘Erdoğan’ın bayramı hastanede geçirdiğini’ yazdı. Haberin aslı astarı olmadığını espriyle karışık cevapladı.Bayram tatilinde tebdili kıyafet başında şapka, üzerinde bermuda şortla Bodrum’un kıyılarında ‘yapı denetimi’ yaptığını anlattı. Tek başına değil. Yanında Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar ve ekibiyle birlikte. “Durum felaket” dedi. Hükümetin sahillerde denetim seferberliği başlatacağını açıkladı. Kaçak ve çarpık yapılara göz yuman belediyeler de cezasız kalmayacak.Büyük yıkımlar yolda... Sadece Bodrum değil bütün deniz kenarları betondan kurtulacak. Doğrusu bu. Geç kalındığı bile söylenebilir. Dünyanın en güzel sahilleri beton işgalinden kurtulmalı. Evet ama yetmez, kıyıdan başlayan temizliğin şehirlere kadar uzanması şart. Büyükşehirlerin nefes aldığı yeşil sahalar yok olmak üzere. Asıl çarpıcı mesajlar dönüşteydi. Erdoğan çözüm sürecinde havanın bozulmakta olduğunu anlatan açıklamalar yaptı. Örgütün Türkiye’yi terk etme konusunda verdiği sözleri yerine getirmediğini söyledi. Oysa ilk çıkışlar büyük umutlarla başlamıştı. Ağustos ayı içinde çekilme tamamlanacak, eylülde ikinci aşamaya geçilecekti. “Çıkanlar yüzde 20’lerde... Onlar da çocuk, yaşlı kadın.” dedi. Başlayalı aylar oldu. Oran çok düşük.Geri çekilme, sürecin en önemli aşamasıydı. Oradaki ilerleme diğer adımları doğuracaktı. ‘Demokratikleşme paketinin’ niye Meclis’e gönderilmediğinin de cevabı burada saklı. Bir Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç tarih vermişti. Çekilme sözünün yerine getirilmemesi süreci yavaşlattı. Erdoğan, örgütün tarih vererek ‘silaha sarılırız’ diye tehdit etmesine de sert tepki gösterdi. “Zaten silahı bırakmış değiller.” dedi. “Saldırı karşısında güvenlik güçleri hoşgeldin demez.” diye de ekledi. Demokratikleşme paketi, sürecin ivmesini belirleyecekti. Beklenti çıtası çok yüksekti. Anadilde eğitimden yüzde 10’luk ülke barajına kadar... Başbakan, “Anadilde eğitimle ilgili düzenleme yok.” dedi. Özel okullarda da olmayacak. Erdoğan ‘anadilin şu anda ele alınacak konu olmadığını’ söyledi. An itibarıyla bir ters yüz olma durumu yok ama bu sözler karşısında sürecin sağlıklı ilerlediğini söylemek zor. Sonbahar zaten sıkıntılara gebe. Çözüm süreci de buna dahil. Görünen o ki hava bozmakta. Başbakan’ın Ergenekon mesajı da önemliydi. Cezalar açıklandıktan sonra ‘İlker Başbuğ nasıl kurtulur?’ arayışları başladı. PKK’yı da kapsayacak şekilde genel affın yolda olduğunu iddia edenler oldu. Af hem Balyoz’dan hem Ergenekon’dan çıkışın tek yolu olarak görünüyordu. Oysa her iki dava için yargı süreci tamamlanmış değil. Balyoz Yargıtay’da. Nihai karar 9 Ekim’de. Ergenekon’un henüz gerekçesi bile açıklanmadı. Daha Yargıtay safhası var.Erdoğan affın kapısını kapattı. Açılmamak üzere. Konjonktürel olarak değil, iktidarı boyunca. “Asla genel af söz konusu değildir.” dedi. Hem PKK’ya hem de ETÖ’ye... Bugün olmadığı gibi yarının gündeminde de yok. Başbuğ’un yargıyı eleştiren açıklamalarına da tepki gösterdi. “Süreç daha bitmedi. Bu tür açıklamalar yargıyı olumsuz istikamette tahrik edebilir.” dedi. Başbakan, Başbuğ’un ithamlarına maruz kalan Genelkurmay Başkanı Özel’in rahatsızlık içinde olduğuna şahitlik etti. Son mesajlar seçim üzerine. AK Parti, 81 ilde anket yapmış. Partinin oy oranı yüzde 51,9 çıkmış. Asıl merak konusu adaylar... Anketler onları da kapsıyor. Mevcut başkanlardan memnuniyet ve yeni isim arayışları. Üzerinde ittifak olan adaylar eylül ayı içinde duyurulacak. Başörtülü adaylar da gündemde...