Yeni bir travma, yeni bir açmazla karşı karşıya şimdi Fenerbahçe. 3 Temmuz sürecinin başlamasıyla birlikte oluşan kaos, CAS’ın dün açıkladığı onama kararıyla bu defa daha vahim bir boyuta ulaştı.Bu sezon UEFA Avrupa Ligi’ne katılma hakkı engellendi Fenerbahçe’nin. Önümüzdeki sezon da UEFA organizasyonlarında yer alamayacak. Kulüp tarihinin en dramatik, en hazin, en kaygı verici dönemi bu.Bundan sonra yapılacak hiçbir hamle, cezanın kaldırılmasını sağlamayacak. Fenerbahçe, CAS’tan bir sonraki aşama olan İsviçre Federal Mahkemesi’ne başvursa bile sonuç değişmeyecek. Çünkü görevi, konumu, yetkisi itibarıyla İsviçre Federal Mahkemesi davaya esastan bakamayacak. Usul hakkında bir yargılama hatası var mı, yok mu ancak onu tartışabilecek. Fenerbahçe’nin CAS’taki yargılama sürecinde savunma hakkı kısıtlanmadığına ve UEFA yargının hızlandırılması için gerekli kolaylığı gösterdiğine göre, yapılması halinde bu başvurudan da sonuç çıkmayacak.UEFA Disiplin Komitesi’nin verdiği 2+1 kararının Tahkim’de iki yıla düşürülmesinin ardından, hatırlayacaksınız oldukça iyimser bir bekleyiş dönemi başlamıştı Fenerbahçe cephesinde. Cezanın bir yıla indirebileceğinden bile söz edilir olmuştu. O iyimser iklimin aslında ne denli yanıltıcı olduğu dün ortaya çıktı. Ve karar, süreci iyi izleyen, UEFA’daki işleyişi yakından bilen, CAS’ın yapısını tanıyanlar açısından hiç de sürpriz olmadı.Peki bu cezanın oluşması engellenemez miydi? Biraz geriye gider ve Fenerbahçe dosyasının TFF aşamasına bakarsak, pekala engellenebilirdi. Hatırlarsanız, Yıldırım Demirören federasyonu göreve başladığında radikal ve doğru bir hamleyle 58. maddeyi yeniden düzenlemişti. O düzenlemede, UEFA’nın da öngördüğü biçimde 58. madde kapsamına puan silme cezası girmişti.Bu düzenlemenin ardından Fenerbahçe yarım puanının bile silinmesine karşı çıktığını açıkladı. Puan silinmesi demek, şampiyonluğunda Trabzonspor’a verilmesi demekti. Yani yeni bir kaos, yeni bir çatışma, yeni bir kargaşa futbolu bekleyecekti. Disiplin Kurulu puan silme cezasını uygulayamadı. 6 Mayıs 2012’de verdiği kararda, F.Bahçe’yi akladı.Aynı Disiplin Kurulu, enteresandır kulübü suçsuz bulmuş olmasına karşın, Başkan Aziz Yıldırım dışındaki yöneticileri cezalandırmıştı. Bu çelişkili karara UEFA anında tepki gösterdi. Ardından Fenerbahçe dosyası istendi. Şayet TFF Disiplin Kurulu, o aşamada puan silme cezasını uygulayabilse UEFA konuyu bu noktaya getirmeyecek, hatta belki de geçtiğimiz mayıs ayında Londra’da aldığı ve 1 Haziran’da yürürlüğe soktuğu şikede zaman aşımı kaldırılması kararını da vermeyecekti.Daha önce de yazdım. Bu bir şike kararı değil. Fenerbahçe’nin 2011’de gönderdiği, ‘son 5 sezon içinde şikeye bulaşmadık’ yazısının yalan beyan kabul edilmesinden kaynaklı bir karar. Ve UEFA’yı bu noktaya taşıyan da ‘Bizimle dalga mı geçiyorsunuz?’ tepkisini verdiği TFF Disiplin Kurulu’nun geçtiğimiz yıl yaptığı aklama. Şimdi neler olacak boyutuna da bir göz atalım. Trabzonspor yeniden yargılanma yapılmasını istiyor. Şampiyonluğun Fenerbahçe’den alınıp kendisine verilmesini talep ediyor. Bu hukuken olanaklı mı?Yeniden yargılanmanın olmazsa olmaz koşuluna baktığınız zaman, değil. Neden değil? Yeniden yargılanmanın olabilmesi için, yeni kanıtlar gerekli. Peki CAS’ın onadığı ceza yeni bir kanıt mı? Hayır değil. Diyelim Yargıtay da mahkemenin daha önce verdiği kararı onadı. O yeni kanıt olabilir mi? Hayır olamaz.Fenerbahçe açısından UEFA sürecinin bir başka riskli boyutu daha var. Yöneticiler ile ilgili dosya. Yine hatırlayın, UEFA Disiplin Komitesi, disiplin müfettişinden o dosyaların genişletilerek getirilmesini istemişti.Bu noktada bir hukuki tartışmadan söz etmeliyim. Bazı hukukçular, UEFA Disiplin Komitesi’nin yöneticilere ceza verme yetkisinin olmadığı görüşünde. Bu görüşün sahipleri, ‘UEFA yaptığı hatayı fark etti ve dosyayı geri çekti’ tezini savunuyor. Bazı hukukçular ise yakın bir gelecekte o dosyanın da UEFA Disiplin Komitesi’nin önüne geleceğini belirtiyor. Şayet Disiplin Komitesi dosyayı yeniden ele alır ve öngörülen cezaları verirse başta Başkan Aziz Yıldırım olmak üzere birçok yönetici bundan sonra yasaklı duruma düşecek. Ve ömür boyu spor kulüplerinde görev alamayacak.Tabii ki bu daha farklı bir aşama. Ama bugün gelinen nokta bile, F.Bahçe’de yönetimin sorumluluğunda oluşmadı mı? Böylesine köklü ve saygın bir kulübe, tarihinin en ağır cezasını aldıranların şimdi duyarlılık göstermelerinin zamanı. Bedel neyse ödenmeli. Bu aşamadan sonra tersi bir duruş, farklı bir davranış F.Bahçe’ye daha büyük zararlar verecektir.
↧