Trabzonspor, son yıllar dikkate alındığında büyük bir başarıya imza attı ve UEFA Avrupa Ligi’nde gruplara kalarak önemli bir iş başardı.Bundan sonra ne yapar, bugün belli olacak grubundan çıkma şansı nedir bunu bilemiyorum. Fakat bildiğim bir şey var ki o da bugünkü Trabzonspor’un gruptaki averaj ve moral takımı olacağı yönünde. Bunu dile getirirken içimin acıdığını, aklımdan geçtiği gibi kâğıda dökerken de elimin titrediğini söylemeliyim. Tamam Trabzonspor yeni bir anlayışla sezona giriyor. Yeni ve bambaşka bir duruşu olan, farklı bir kişiliğe sahip Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, 1. Lig’de fırtınalar estiren ama hem Avrupa hem de Süper Lig tecrübesi olmayan bir teknik adam ve bazılarının ilk kez Süper Lig tecrübesi yaşayacağı, Avrupa arenasına ise tamamen yabancı bir futbolcu grubu. Tabii ki Adrian, Malouda gibi klas isimler var, bunu inkâr etmiyoruz ama diğer unsurları düşündüğümüz zaman UEFA Avrupa Ligi’nde 3 turda 6 maç yapıp 3 takımı elerken yenilgi yüzü görmeden gruplara kalmak önemli bir başarı. Hele 2. ön elemede veda etmeye Türkiye’yi alıştıran ve artık başarısızlığı kanıksanan Trabzonspor’un Derry City ve Dinamo Minsk maçlarındaki başarısı ve geçtiği turlar önemli bir iş. Bu başarı tabii ki yadsınamaz. Namağlup gruplara girmek önemli bir moral. Fakat bu Kukesi maçlarını pek anlayamadım. İlk maçta deplasmanda elde edilen 2-0’lık bir galibiyet ve önemli bir avantaj var. Ancak rövanş maçında Trabzonspor adeta acemiler mangası gibiydi. Daha maçın hemen başında kendi kalende golü görmek, rakibe umut aşılamak neyin nesi? Allah’tan beraberlik golü çabuk geldi. Fakat oyun anlayışı, boşvermişlik ve iştahsızlık bir türlü gitmiyor. Defansta önemli hatalar yaptılar. Orta saha topa sahip olup oyunu yönlendiremiyor. Biraz Olcan, şık golünden sonra Malouda ve gecenin önemli ismi Adrian dışında futbol adına bir isim yoktu. Gecenin akılda kalan öznesi ise Malouda’nın yarım volesi başta olmak üzere atılan 3 golün güzelliğiydi. Tabii ki Henrique’yi unutmuyoruz ama Trabzon bu 3. Bölge krizini çabuk çözmeli. Deplasmanda alınan 2-0’lık galibiyetin verdiği rehavete rağmen oynanan kötü futbolu unutturan güzel goller en az geçilen tur kadar önemliydi. Adrian ve Malouda’nın performansı, Henrique’nin golleri Trabzon adına hem UEFA Avrupa Ligi grup maçları hem de Süper Lig maçları için umut ışığı.
Trabzonspor, son yıllar dikkate alındığında büyük bir başarıya imza attı ve UEFA Avrupa Ligi’nde gruplara kalarak önemli bir iş başardı.Bundan sonra ne yapar, bugün belli olacak grubundan çıkma şansı nedir bunu bilemiyorum. Fakat bildiğim bir şey var ki o da bugünkü Trabzonspor’un gruptaki averaj ve moral takımı olacağı yönünde. Bunu dile getirirken içimin acıdığını, aklımdan geçtiği gibi kâğıda dökerken de elimin titrediğini söylemeliyim. Tamam Trabzonspor yeni bir anlayışla sezona giriyor. Yeni ve bambaşka bir duruşu olan, farklı bir kişiliğe sahip Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, 1. Lig’de fırtınalar estiren ama hem Avrupa hem de Süper Lig tecrübesi olmayan bir teknik adam ve bazılarının ilk kez Süper Lig tecrübesi yaşayacağı, Avrupa arenasına ise tamamen yabancı bir futbolcu grubu. Tabii ki Adrian, Malouda gibi klas isimler var, bunu inkâr etmiyoruz ama diğer unsurları düşündüğümüz zaman UEFA Avrupa Ligi’nde 3 turda 6 maç yapıp 3 takımı elerken yenilgi yüzü görmeden gruplara kalmak önemli bir başarı. Hele 2. ön elemede veda etmeye Türkiye’yi alıştıran ve artık başarısızlığı kanıksanan Trabzonspor’un Derry City ve Dinamo Minsk maçlarındaki başarısı ve geçtiği turlar önemli bir iş. Bu başarı tabii ki yadsınamaz. Namağlup gruplara girmek önemli bir moral. Fakat bu Kukesi maçlarını pek anlayamadım. İlk maçta deplasmanda elde edilen 2-0’lık bir galibiyet ve önemli bir avantaj var. Ancak rövanş maçında Trabzonspor adeta acemiler mangası gibiydi. Daha maçın hemen başında kendi kalende golü görmek, rakibe umut aşılamak neyin nesi? Allah’tan beraberlik golü çabuk geldi. Fakat oyun anlayışı, boşvermişlik ve iştahsızlık bir türlü gitmiyor. Defansta önemli hatalar yaptılar. Orta saha topa sahip olup oyunu yönlendiremiyor. Biraz Olcan, şık golünden sonra Malouda ve gecenin önemli ismi Adrian dışında futbol adına bir isim yoktu. Gecenin akılda kalan öznesi ise Malouda’nın yarım volesi başta olmak üzere atılan 3 golün güzelliğiydi. Tabii ki Henrique’yi unutmuyoruz ama Trabzon bu 3. Bölge krizini çabuk çözmeli. Deplasmanda alınan 2-0’lık galibiyetin verdiği rehavete rağmen oynanan kötü futbolu unutturan güzel goller en az geçilen tur kadar önemliydi. Adrian ve Malouda’nın performansı, Henrique’nin golleri Trabzon adına hem UEFA Avrupa Ligi grup maçları hem de Süper Lig maçları için umut ışığı.