Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Murat Yülek - Güney Kore'nin yeni dönüşüm hikâyesi ve TİM

$
0
0
Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, geçen hafta bir köşe yazısında Güney Kore deneyimini ele aldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Güney Kore deneyimini araştırmaya başladığını da yine Güldağ’dan öğrendik.Güzel haber, Güney Kore ve genelde Doğu Asya tecrübesi, Türkiye’de son 25 senede çok ele alındı ve araştırıldı. Bu araştırmaları yapan ve neredeyse yetişkin hayatını bu model üzerine çalışmakla geçiren birisi de bu köşenin yazarı. 1991 yılında Devlet Planlama Teşkilatı’ndan çıkan Singapur isimli kitabımda bu minik ülkenin makro ve yapısal politikalarının bir özeti yer almıştı. Ardından 1998 yılında Alfa Yayınları’ndan çıkan “Asya Kaplanları: Sanayi Politikaları ve Kalkınma” adlı kitabım dört Asya kaplanının (Kore, Tayvan, Singapur Hong Kong) kalkınma politiklarının “sanayi politikası” adlı alt alanına rastlayan kısmını inceledi. Çin’in geleceği ve dört kaplandan önceki ilk kaplan olan Japonya’daki politikalar da bu kitapta özetlendi. Aradan geçen yıllarda, sanayi politikalarının finansmandan kamu satın alım politikaları boyutuna kadar çeşitli yönlerini araştırabildik, bu konuda çalışan az sayıda insanla birlikte. En son Kadir Has Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ali Akkemik’in derlediği, Doğu Asya’nın ekonomi politiğini inceleyen bir kitap hazırlanıyor şu sıralarda. Literatürde Kore de dahil olmak üzere yukarıdaki dört kaplana ‘geç-geç kalkınan’ ekonomiler deniyor. İlk sanayileşen ülkeler İngiltere, Fransa gibilerken geç-kalkınanlar Almanya-Japonya gibi ülkeler. Geç-geç kalkınanlar ise bu dört kaplan. Sonradan hızlanan Doğu Asya ekonomileri (Malezya, Tayland gibi) ayrı bir sınıflamaya tabi tutulmuyor. Bu geç ve geç-geç kalkınan ülkelerin tecrübelerinde benim 25 senelik çalışmalarım sonucunda gördüğüm önemli bazı ortak yönler şunlar:Kaynak zengini değiller.Başlangıç koşulları zayıf. (Fiziksel ve beşeri altyapısı)Gelişmiş ekonomi haline gelmek için kapsamlı kalkınma politikaları geliştirdiler ve yürüttüler.Bu kapsamın içinde sanayi politikaları (Benim sevdiğim tanım: ‘big bang’ politikaları) en önemli yeri tuttu. Ama eğitimden altyapıya çok değişik bir alanı da kapsadı.Mali disipline ve enflasyon kontrolüne çok önem verdiler.Aşamalı kalkındılar. (Bu ayrı bir yazı konusu)Yüksek tasarruf oranlarına sahip oldular. Dış yatırımları sihirli çözüm gibi görmediler; dış yatırımlara bağlı kalmadılar. Hatta Japonya yabancı yatırımları engellemeye bile çalıştı.Dışa açık büyüdüler.Dışa açık büyümeRahmetli Özal döneminde Türk ekonomisi dışa açıldı. O dönemde ‘dışa açık büyüme’ sihirli kelimeydi. Doğu Asya tecrübesi ‘dışa açık’ büyüme tecrübesi olarak tanımlanırdı Türkiye’de (ve dünyada). Bu bakış açısının yanlış veya en azından ‘sınırlı’ olduğunu biliyoruz bugün. Kore tecrübesinin sistemik olarak can alıcı noktası ‘dışa açıklık’ değil ‘sanayi politikalarıydı.’ Dışa açıklık sanayi politikalarının önemli ve temel bir unsuruydu. Ancak tek unsuru değildi. Bununla birlikte, Türkiye’nin 1960-1980’li yıllardaki ithal ikameci (ve plancı) dönemindeki en önemli eksikliğin dışa açıklık olduğunu güvenle söyleyebiliriz. Örneğin o yıllarda hem Türkiye, hem Kore otomobil üretimi yapmaya başladı. Bugüne gelindiğinde iki ülkenin otomobil üretimi konusunda aralarında ciddi gelişmişlik farkı olduğunu görüyoruz. Türkiye’de bu sektör büyük ölçüde dışa bağımlı, özgün tasarım kabiliyeti sınırlı, kendi sertifikasyonları olmayan ve net ihracatı (yan sanayiyi dışarıda bırakıyorum) sıfıra yakın veya sıfırın altında iken Kore’de durum tam tersi. Otomobil sektörü özelinde ‘neden böyle oldu?’ sorusunun cevaplarından birisi Güney Kore’nin Pony’i imal etmesinden itibaren neredeyse ertesi gün ihracata yönelmesi, yani dışa açıklık olsa gerek. Türkiye’deki üreticiler 1970’li yıllarda lisans altında ürettikleri otomobilleri koruma duvarları arasında iç pazarda satarken, Koreli üreticiler dünya pazarlarını arşınlıyordu. Bu sayede bir taraftan rekabet güçlerini yükseltirken, diğer taraftan da dış pazarlardaki dağıtım ağlarını geliştirdiler. Ancak export orientation/dışa açıklık, Kore ‘harikasının’ tek ve bağımsız açıklayıcısı değil; kapsamlı bir kamu sanayi politikası ve özel sektör gayretinin tümleyicisiydi. Dışa açıklık politikası altında dış pazarları ele geçirmeye çalışırken, içeride de tasarımdan Ar-Ge’ye kamunun uyguladığı sanayi politikaları altında otomobil tasarım ve üretim yeteneğini geliştirdi Güney Kore.TİM’in Kore çalışmasıHakan Güldağ’ın bahsettiği üzere TİM’in Güney Kore’yi incelemesi iyi haber. Türkiye’de uzun süredir yapılan Doğu Asya çalışmalarının tekrar edilmeyeceğine eminim. Bunun yerine Kore’nin bu köşede daha önce üzerinde durulan ve bazı ayrıntıları verilen 2000’li yıllardaki ‘dönüşümüne’ yoğunlaşılır herhalde. Kore’nin 2000’li yıllardan sonraki dönüşümü ise bir ihracat hikâyesi değil yeni nesil sanayi politikası ve teknoloji yönetimi; daha doğrusu bir ‘yeni nesil dönüşüm’ hikâyesidir.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue