Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Mehmed Niyazi - Darbeye ne gerek vardı

$
0
0
Adnan Menderes, 17 Eylül 1962’de, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1962’de idam edildi. Son dönemlerde milletçe yaşadığımız en büyük dramlardan biri, demokratik yollarla iş başına gelmiş bu üç vatan evladının, milletin gözlerinin önünde asılmasıydı.Fethinden beri sadece o gece İstanbul’da emniyete tek olay intikal etmemişti. Kadirşinas milletimiz kendisini jandarma dipçiğinden kurtaranı, insan yerine koyanı biliyordu; ama ne yapabilirdi? Kim ne derse desin, siyasî hayatımızdaki çarpıklığın omurgası 1960 darbesiyle oluştu. Celal Bayar’ın “Orduyu kışladan çıkarmak kolaydır; fakat kışlaya sokmak zordur. İsmet Paşa, orduyu tekrar kışlaya döndürebilirse büyük adamdır.” sözleri, o tarihli gazetelerde yer aldı. Bu hareketle Ankara darbelerin girdabına düştü; hükümetler muhtıralara muhatap oldu, darbeler yapıldı. Adlarının önünde koca koca unvanlar taşıyanlar 27 Mayıs’ın yıldönümünde yazdıkları makalelerde “Hatırlamasam bizi aldatacaklar. Vatan Cephesi’ni, Menderes’in diktatörlük hevesini, Tahkikat Komisyonu’nu hiç unutur muyum?” gibi cümleler kullandı. Evet, Vatan Cephesi hata idi; ama durup dururken ortaya çıkmadı. Muhalefetteki partilerin İsmet Paşa’nın önderliğinde oluşturdukları Güç Birliği’ne karşı kuruldu. Bunu görmezden gelenlerde ilim namusu var mıdır? Karakteri ve nezaketi bir yana, Menderes bir sivildi. Bizimki gibi ülkelerde sivil bir insanın diktatör olduğu ne zaman ve nerede görülmüş? Tahkikat Komisyonu, 1924 Anayasa-sı’nın bir kurumuydu. Meclis dilediğinde bir konunun araştırılması için komisyon kurabilirdi. Engizisyon Mahkemeleri’ne taş çıkartacak Yassıada’da rahmetli Ali Fuat Başgil, bu komisyonun Anayasa’ya uygunluğunu uzun uzun anlattı. O halde darbeye ne gerek vardı? O günlerin dünyasını gözlerimizin önüne getirirsek 1960 darbesini daha iyi anlarız. İslam ülkelerinin durumu daha da perişandı. Çaresiz milletler ancak dayanışma içerisine girerek dünya sahnesinde kendilerine bir yer bulabilirdi. Menderes hükümeti Bağdat Paktı’na bunun için önderlik etmişti. Bu pakta imza atan devlet adamlarının hepsi tırpanlandı. Paktın Ankara’daki toplantısına katılmak üzere yola çıkan Kral Faysal’a darbe yapıldı. Faysal, havaalanında yakalandı ve öldürüldü, ailesinin beşikteki çocukları bile kılıçtan geçirildi. Irak adına pakta imza atan Başbakan Nuri Said Paşa’nın soyu kurutuldu. Pakistan’da darbe yapıldı; İskender Mirza yabancı bir ülkeye sığınmak zorunda kaldı. Bunlardan sonra sıra bize gelmişti. Ülkemiz adına pakta Başbakan Menderes, Dışişleri Bakanı Zorlu, Maliye Bakanı Polatkan imza atmıştı; üçü de asıldı. Artık eskisi gibi kapalı bir toplum değiliz. Dünya da çok şeffaflaştı. Türkiye giderek mizansenlerle idare edilen bir ülke olmaktan çıkıyor. Yine de bunları hatırlamakta yarar var. 1960 darbesi ve bütün darbeler aydınlatılıncaya, darbelerle hesaplaşılıncaya kadar, takvimlerimizin 16 ve 17 Eylül yaprakları siyah kalacaktır.

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue