PKK/KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, çekilmeyi durdurduklarını açıkladı. Uzun zamandır sürdürdükleri tehdidi hayata geçirmiş oldular.Bayık’ın açıklamasının sebep olabileceği ‘çözüm süreci bitti mi?’ spekülasyonu ve endişesi ise oluşmadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir gün önce “Geri çekilmeyi durdurmak ifadesi gerçekçi değil. Zaten çekilenler, hasta, çocuk ve yaşlılar.” cümlesiyle ön almıştı. Başbakan Erdoğan’ın aynı konuşmadaki “Halk sürecin devam etmesini istiyor, çok ciddi sıkıntı olmaz.” ifadeleri de karamsarlık havasının hakimiyetini önleme amaçlıydı. Başdanışman Yalçın Akdoğan’ın da benzer ifadeleri hükümetin bu çıkışa hazırlıklı olduğunun işareti. KCK’nın ‘çekilme durdu ama ateşkes sürüyor’ deklarasyonu aslında fiilî durumun itirafı anlamına geliyor. Süreç hakkında bir gün öncesinden daha endişeli olmamızı gerektirecek bir durum yok. İnşallah tahminlerimiz haklı çıkar ve PKK’nın şahin kanadı süreci sabote edecek yeni girişimlerde bulunmaz.Başbakan Erdoğan’ın altını çizdiği en önemli nokta halkın talebi. 30 yıldır devam eden kanın durması halkın özlemi. Çocuğunu askere gönderenden tutun, öğretmenlik gibi hizmetleri için bölgeye gidenlere kadar herkes çatışmasızlık ortamının geri döndürülmeyecek şekilde sağlanmasını istiyor. Faturanın en büyüğünü ödeyen bölge halkı zaten bu arzuda. Onun için geri adım atmak ya da süreci sabote etmek çok da kolay değil. Ama PKK/KCK türü örgütlerin son tahlilde halkın beklentisini hiçe sayabileceklerini de akıldan çıkarmamak gerekiyor. Bir ikna aracı olarak silahı bırakmak istemeyişleri bu yüzden.PKK’nın silahı ‘ikna’ aracı olarak kullandığı en önemli kalemlerden biri seçimler. Yaklaşan yerel seçimler siyasi partiler kadar çözüm süreci için de test anlamı taşıyor. Pek çok faktörle birlikte süreç de seçmen tercihinde belirleyici olacak. Şehit cenazesi gelmiyor olması AK Parti’nin en büyük kozu. PKK ise daha önce hayatını kaybetmiş militanlarının cenazesini belli periyotlarla Türkiye’ye getirip törenler yaptırarak kendi tabanını ve öfkeyi diri tutmaya çalışıyor. AK Parti barıştan kârlı çıkacak, PKK ise barışı dayatan savaş kartına oynuyor. Dolayısıyla silahı kolay kolay bırakacak gibi görünmüyor. Ayrıca silahın gölgesi olmadan yapılacak seçimde BDP mevcudu bile korumakta zorlanabilir. Bu da örgüt adına psikolojik yıkıma dönüşebilir. Altındaki zeminin kaymaya başladığı algısı, örgütü zor durumda bırakabilir. Söz konusu açıklama örgütün yerel seçim stratejisinin ana hatlarını ortaya koyuyor. Serhildan (başkaldırı) ilan eden önceki beyanatları dünkü ‘çekilme durdu’ duyurusuyla birlikte okuduğumuzda karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: PKK seçimlere kadar zuladaki silahıyla birlikte tam saha pres uygulayacak. Öncelikli hedefi, bölgenin tek hâkimi olduğu imajını yerleştirmek. En önemli siyasi rakibi ise doğal olarak AK Parti. Silahsız şiddet, sokak gösterileri ve Gezi minyatürlerini Güneydoğu’nun bütününe yayma girişimi ile seçmeni baskılayacak. Aynı şekilde AK Parti adına siyaset yapanları zor durumda bırakacak, çalışmalarını engelleyecek. Son seçimde CHP liderine gösterilen hoşgörünün Başbakan Erdoğan’dan esirgendiğini hatırlamakta yarar var. AK Parti, PKK’nın hakimiyetini tehdit eder konumda olursa, serhildan bütün ülkeye yayılabilir. Bu ise AK Parti’yi zor duruma düşürecek bir hamle olur. Zira “şehit cenazesi gelmiyor ama PKK ilimize ilçemize kadar geldi” tedirginliği, AK Parti’ye yönelik bir öfkeye dönüşebilir. Allah korusun o zaman süreç tehlikeye girebilir.
↧