Düşünceyi özgür bırakan, yenilikçi yönetim yaklaşımları çalışanı da şirketi de başarılı kılıyor.Bu yaklaşıma iyi bir örnek, Unilever’in “Kirlenmek güzeldir” kampanyasını bir yönetim pozisyonuna dönüştürmesi. İşin başına da kampanyanın başından beri beyin takımında yer alan ve uygulanışındaki başarısıyla global başkan yardımcılığı unvanıyla Türkiye Unilever’den Zeynep Yalım Uzun’u geçirmesi. Yaklaşık bir yıldır yeni pozisyonunda görev yapan Uzun ile bu ilginç makamı ve sorumluluklarını konuştuk. “Markaların inovasyon projelerinden sorumluyum. Coğrafi sınırları ve tanımı belli olmayan bir işi yapıyor olmak önce ürkütüyorsa da kişiliğime uygun olduğu için çok keyifliyim.” diyor Zeynep Yalım Uzun. 7 ülkeden sorumlu ve ekibinde dünyanın değişik yerlerinde görev yapan 40 kişi bulunuyor. “İş global olunca tüketiciler de alışkanlıklar da farklılık gösteriyor. Dünyada çamaşır yıkama açısından iki temel farklılık var. Kültürel farklılıklar ve çamaşır yıkama alışkanlıkları. ‘Kirlenmek güzeldir’ konsept olarak kültürle ilintili. Çocuk eğitimi de doğrudan bu kültürden etkileniyor. Dünyanın yüzde 70’i ise çamaşırlarını hâlâ elinde yıkıyor. İletişim çalışmalarımız ülkelere göre farklılık gösteriyor.” diyen Uzun işini şöyle tanımlıyor: “İnovasyon gerektiren projelerden, stratejilerinin oluşturulmasından ve yönetilmesinden sorumluyum. Mesela elle yıkamadan makineye geçen ülkelerde ‘matik’ ürünlerin pazarlama stratejileri benim sorumluluğumda. İşin temelinde, tüketiciye hangi yeniliklerle nasıl yaklaşacağımız konusunda sıfırdan fikir geliştiriyoruz. Üzerinde sürekli düşündüğümüz bir işimiz var.” Zeynep Yalım Uzun’dan düşünceden ürüne nasıl geçtiklerine dair bir örnek vermesini istiyorum. Uzun, “Bu iletişimden ambalaja kadar değişik alanlarda olabilir. Örneğin şu an İngiltere’de Persil’in konsantre deterjan lansmanını yapıyoruz. Lasmanın her aşamasını ekibim tasarladı. Kampanya İngiltere’de en beğenilen reklam oldu. Yaptığımız çalışmaların sonuçlarını mutlaka ölçüyoruz. Dünya çapında pazar payımızın arttığını söyleyebilirim.” diyor.İnovasyon nerede, var mı adresi?“Bence cevap tüketicide. İşin teknolojik yanında inovasyon sınırlı. Önemli olan ihtiyaçları, alışkanlıkları anlamak ve eğilimleri doğru okumak. Günümüzde dijital çağın gereği olarak küresel anlamda kolektif bir düşünce gelişiyor, tüketici her yerde aynı şeyi istiyor. En basit örneği dünyada çalışan kadın nüfusu artıyor, çalışmaya başladıkları anda da çamaşır yıkama alışkanlıkları değişiyor. Makineler devreye giriyor. Günlük yaşamdaki her değişim peşinde birçok yeniliği getiriyor. Bu nedenle tüketicilerle zaman geçirmek çok önemli. Ben onları dinlerken ilham alıyorum.”Seçilen kariyerle şekillenen HAYATLARFarklı saat dilimlerinde çalışanlarla iş yapmak ve diğer yandan kendi hayatını sorunsuz yürütmek sahiden maharet. Bakın iki çocuk annesi Uzun işi nasıl çözmüş: “Kendimi dünya vatandaşı gibi hissediyorum ve biliyorum ki Unilever bana çok güzel bir fırsat sundu. Bu pozisyon Londra’ya taşınabilecek bir başkasına da verilebilirdi. Bir kadınının hem kariyerini hem de özel hayatını yönetebilmesi, Unilever’in önemle üzerinde durduğu çeşitlilik mesajını vermesi açısından da önemli. Haftanın 3 günü Londra’da çalışan bir anne olarak zamanı yönetmeyi çok iyi öğrendim. Elbette eşim en büyük desteğim. Hayatımdaki diğer önemli kişi ise annem. Onlarsız hayat çok zor olurdu.” Unilever, Zeynep Yalım Uzun’a sunduğu fırsatları daha pek çok kadına sunmayı planlıyor. Çünkü ırk, dil, din, kadın, erkek gibi tüm olguları kapsayan ‘çeşitlilik’ olgusu Unilever’in önem verdiği konulardan. Şirketin yöneticileri arasında kadın-erkek dengesini sağlamak en önemli öncelikleri. Çünkü cinsiyet dengesi bulunan bir organizasyon iş konusunda iyi bir algı oluşturuyor. Kaldı ki cinsiyet ayrımı gözetmeden herkesin potansiyelini tam anlamıyla ulaşabileceği bir ortam sağlamak da hedefler arasında. Peki, çeşitlilik konusu neden bu kadar önemli? Çünkü Dünya Bankası’na göre, 2014’e kadar kadınların global ekonomik gücü 18 trilyon dolara ulaşacak, yani kadınlar bir sonraki global yükselen pazar. Kadınlar alıcıların yüzde 80’ini oluşturuyor. İlginçtir ki kadın-erkek dengesine sahip organizasyonlar daha kârlı ve verimli. Ayrıca 2025’te üniversite mezunu kadınlar yüzde 63’e çıkarken gelecek işgücünü de oluşturacak. Unilever, kadının gelecekteki önemini gören şirketlerden. Elbette bu normal, çünkü ürünlerin ekseriyeti kadına yönelik. Zeynep Yalım Uzun’a gelince, bir kadın olarak önemli bir konumda ve başarısının geriden gelen hemcinslerinin önünü açacağının da farkında.‘Kirlenmek güzeldir’ bir devrim‘Kirlenmek güzeldir’ Omo’nun 2004 yılında küresel boyutta başlattığı bir felsefe. Bu hem Unilever’in tarihinde hem de deterjan sektöründe devrim oluşturacak kadar cesur ve farklı. Peki, neden kirlenmek güzel dediler? Küresel Araştırma Bulguları Rapo-ru’na göre; annelerin yüzde 63’ü çocuklarının çocukluklarından mahrum bırakıldığına inanıyor, yüzde 79’u ise deneyimsel öğrenmenin unutulduğunu düşünüyor. Buna rağmen Türkiye’de annelerin yüzde 83’ü kendi kaygıları nedeniyle, yüzde 65’i çocuklarının yaralanmasından, yüzde 48’i hastalanmasından korktukları için dışarıda oynamasına ve deneyerek oynamasına engel oluyor. Sonuç olarak ise günümüzde çocukların sadece yüzde 28’i dışarıda ve oyun parkında zaman geçirebiliyor. Rakamlara bakınca Unilever’in, internetin çocukları ekrana mıhlayacağını epey önceden gördüğünü düşünüyorum. Kirlenmek güzeldir felsefesi ise küresel şirketlerin geleceğe ilişkin nasıl ayrıntılı ve stratejik baktığına iyi bir örnek.
Düşünceyi özgür bırakan, yenilikçi yönetim yaklaşımları çalışanı da şirketi de başarılı kılıyor.Bu yaklaşıma iyi bir örnek, Unilever’in “Kirlenmek güzeldir” kampanyasını bir yönetim pozisyonuna dönüştürmesi. İşin başına da kampanyanın başından beri beyin takımında yer alan ve uygulanışındaki başarısıyla global başkan yardımcılığı unvanıyla Türkiye Unilever’den Zeynep Yalım Uzun’u geçirmesi. Yaklaşık bir yıldır yeni pozisyonunda görev yapan Uzun ile bu ilginç makamı ve sorumluluklarını konuştuk. “Markaların inovasyon projelerinden sorumluyum. Coğrafi sınırları ve tanımı belli olmayan bir işi yapıyor olmak önce ürkütüyorsa da kişiliğime uygun olduğu için çok keyifliyim.” diyor Zeynep Yalım Uzun. 7 ülkeden sorumlu ve ekibinde dünyanın değişik yerlerinde görev yapan 40 kişi bulunuyor. “İş global olunca tüketiciler de alışkanlıklar da farklılık gösteriyor. Dünyada çamaşır yıkama açısından iki temel farklılık var. Kültürel farklılıklar ve çamaşır yıkama alışkanlıkları. ‘Kirlenmek güzeldir’ konsept olarak kültürle ilintili. Çocuk eğitimi de doğrudan bu kültürden etkileniyor. Dünyanın yüzde 70’i ise çamaşırlarını hâlâ elinde yıkıyor. İletişim çalışmalarımız ülkelere göre farklılık gösteriyor.” diyen Uzun işini şöyle tanımlıyor: “İnovasyon gerektiren projelerden, stratejilerinin oluşturulmasından ve yönetilmesinden sorumluyum. Mesela elle yıkamadan makineye geçen ülkelerde ‘matik’ ürünlerin pazarlama stratejileri benim sorumluluğumda. İşin temelinde, tüketiciye hangi yeniliklerle nasıl yaklaşacağımız konusunda sıfırdan fikir geliştiriyoruz. Üzerinde sürekli düşündüğümüz bir işimiz var.” Zeynep Yalım Uzun’dan düşünceden ürüne nasıl geçtiklerine dair bir örnek vermesini istiyorum. Uzun, “Bu iletişimden ambalaja kadar değişik alanlarda olabilir. Örneğin şu an İngiltere’de Persil’in konsantre deterjan lansmanını yapıyoruz. Lasmanın her aşamasını ekibim tasarladı. Kampanya İngiltere’de en beğenilen reklam oldu. Yaptığımız çalışmaların sonuçlarını mutlaka ölçüyoruz. Dünya çapında pazar payımızın arttığını söyleyebilirim.” diyor.İnovasyon nerede, var mı adresi?“Bence cevap tüketicide. İşin teknolojik yanında inovasyon sınırlı. Önemli olan ihtiyaçları, alışkanlıkları anlamak ve eğilimleri doğru okumak. Günümüzde dijital çağın gereği olarak küresel anlamda kolektif bir düşünce gelişiyor, tüketici her yerde aynı şeyi istiyor. En basit örneği dünyada çalışan kadın nüfusu artıyor, çalışmaya başladıkları anda da çamaşır yıkama alışkanlıkları değişiyor. Makineler devreye giriyor. Günlük yaşamdaki her değişim peşinde birçok yeniliği getiriyor. Bu nedenle tüketicilerle zaman geçirmek çok önemli. Ben onları dinlerken ilham alıyorum.”Seçilen kariyerle şekillenen HAYATLARFarklı saat dilimlerinde çalışanlarla iş yapmak ve diğer yandan kendi hayatını sorunsuz yürütmek sahiden maharet. Bakın iki çocuk annesi Uzun işi nasıl çözmüş: “Kendimi dünya vatandaşı gibi hissediyorum ve biliyorum ki Unilever bana çok güzel bir fırsat sundu. Bu pozisyon Londra’ya taşınabilecek bir başkasına da verilebilirdi. Bir kadınının hem kariyerini hem de özel hayatını yönetebilmesi, Unilever’in önemle üzerinde durduğu çeşitlilik mesajını vermesi açısından da önemli. Haftanın 3 günü Londra’da çalışan bir anne olarak zamanı yönetmeyi çok iyi öğrendim. Elbette eşim en büyük desteğim. Hayatımdaki diğer önemli kişi ise annem. Onlarsız hayat çok zor olurdu.” Unilever, Zeynep Yalım Uzun’a sunduğu fırsatları daha pek çok kadına sunmayı planlıyor. Çünkü ırk, dil, din, kadın, erkek gibi tüm olguları kapsayan ‘çeşitlilik’ olgusu Unilever’in önem verdiği konulardan. Şirketin yöneticileri arasında kadın-erkek dengesini sağlamak en önemli öncelikleri. Çünkü cinsiyet dengesi bulunan bir organizasyon iş konusunda iyi bir algı oluşturuyor. Kaldı ki cinsiyet ayrımı gözetmeden herkesin potansiyelini tam anlamıyla ulaşabileceği bir ortam sağlamak da hedefler arasında. Peki, çeşitlilik konusu neden bu kadar önemli? Çünkü Dünya Bankası’na göre, 2014’e kadar kadınların global ekonomik gücü 18 trilyon dolara ulaşacak, yani kadınlar bir sonraki global yükselen pazar. Kadınlar alıcıların yüzde 80’ini oluşturuyor. İlginçtir ki kadın-erkek dengesine sahip organizasyonlar daha kârlı ve verimli. Ayrıca 2025’te üniversite mezunu kadınlar yüzde 63’e çıkarken gelecek işgücünü de oluşturacak. Unilever, kadının gelecekteki önemini gören şirketlerden. Elbette bu normal, çünkü ürünlerin ekseriyeti kadına yönelik. Zeynep Yalım Uzun’a gelince, bir kadın olarak önemli bir konumda ve başarısının geriden gelen hemcinslerinin önünü açacağının da farkında.‘Kirlenmek güzeldir’ bir devrim‘Kirlenmek güzeldir’ Omo’nun 2004 yılında küresel boyutta başlattığı bir felsefe. Bu hem Unilever’in tarihinde hem de deterjan sektöründe devrim oluşturacak kadar cesur ve farklı. Peki, neden kirlenmek güzel dediler? Küresel Araştırma Bulguları Rapo-ru’na göre; annelerin yüzde 63’ü çocuklarının çocukluklarından mahrum bırakıldığına inanıyor, yüzde 79’u ise deneyimsel öğrenmenin unutulduğunu düşünüyor. Buna rağmen Türkiye’de annelerin yüzde 83’ü kendi kaygıları nedeniyle, yüzde 65’i çocuklarının yaralanmasından, yüzde 48’i hastalanmasından korktukları için dışarıda oynamasına ve deneyerek oynamasına engel oluyor. Sonuç olarak ise günümüzde çocukların sadece yüzde 28’i dışarıda ve oyun parkında zaman geçirebiliyor. Rakamlara bakınca Unilever’in, internetin çocukları ekrana mıhlayacağını epey önceden gördüğünü düşünüyorum. Kirlenmek güzeldir felsefesi ise küresel şirketlerin geleceğe ilişkin nasıl ayrıntılı ve stratejik baktığına iyi bir örnek.