Bugünlerde futbolun en mutsuz çocukları Beşiktaş yedek kulübesinde maça başlayanlar kuşkusuz.Sahadakilerden birinin çuvallamasını, takım oyununu bozarak Bilic’in gazabına uğramasını beklemek zorundalar. Ya da dün akşam Oğuzhan’ın talihsiz şekilde sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kalması gibi bir şans gelecek ayaklarına..Herkes Necip kadar şanslı (!) olmayabilir.İşin ilginç tarafı Pektemek ile Muhammed’in oyuna alınmaları da Bilic’in oyuncularını maç pratiğinden yoksun bırakmama düşüncesinden ibaret.Saha içinde yardımlaşma, açık kapatma öyle üst düzeydeki herhangi bir oyuncunun performans düşüklüğünü görebilmeniz neredeyse imkânsız. Atiba bu işin ustası. Tüm mevkilerin genel sigortası gibi.Takım oyunu herkesin kendi bölgesi ya da iş tanımından değil tüm sahadan sorumlu olmasıyla makine intizamıyla işliyor. Fernandes’le açıklanacak bir durum bu. Manuel sadece topu adam eksiltmede kullanmıyor, kaybolduğunda gidip alıyor, alamasa da kaçanı kovalıyor. Töre ikinci iyi örnek. Önde top olmayınca gerideki hatların arasına desteğe gelip koşu enerjisini verimli kullanıyor.Fiziksel dayanıklılık üst seviyede ki bunu da Olcay’ın dün gece ile birlikte üst üste 38’inci lig maçına çıkarak gösterdiği devamlılıkla açıklayabiliriz. Bursaspor’un maçın başındaki önde basıp erken gol bulma isteği Daum’un Türkiye’de daha önce hiç görmediğimiz denemelerinden biriydi. Seyircinin de elektriğiyle ekstra motivasyonla başlayan Bursaspor, son iki yılın en kötü oyununu oynarken 10 dakikada çözülüp sahayı tamamen Beşiktaş’a teslim etti. Bizim bildiğimiz Daum’un takımları itinalı hazırlık pasları yaparak sindire sindire öne çıkmayı denerdi. Kendini ve rakibini ölçerek oynardı. Dün Bursaspor, Beşiktaş’ı analiz etmeden sezon başı oyunlarının tesadüf olduğu varsayımıyla sahaya çıkmış gibiydi. Belluschi olmayınca sıradanlaşan orta sahadan söz edebiliriz ama dün akşam Bursaspor tüm hatlarıyla Vojvodina kafasındaydı.Önde baskı kurarken, takımın savunmasını öne çıkarırken topa iyi hükmedebilmelisiniz. Yoksa dün Ramon, Atiba, Töre, Fernandes, Oğuzhan’ın yaptığı gibi uzun boylu isabetli pasları havada süzülürken izlemek zorunda kalırsınız. Beşiktaş geriden, ortadan kanatlara top atabilen, kanat oyuncuları içeri kat edebilen, topun değerini bilip idareli kullanan bir takım. Savunma boşluğu bırakmayan, hücuma çıkarken rakibini şaşkına çeviren bir kalabalık yaratan bir takım.Bu işleri ancak yetenekli oyuncular yapabilir kabul ama hiçbir yetenek çalışmadan tek başına ödül alamaz. Escude’yi bile takımın bankoları arasına sokabilen, ondan gizli golcü yaratan Bilic’in aklına ve emeğine alkış tutuyoruz.Ramon tam aranan adammış. Elini kolunu kullanmadan oynarsa müthiş bir sezon yaşar.Bursaspor çok kötüydü ama Frey kurtardıklarıyla takımını hezimetten kurtardığı için hakkı teslim edilmeli.Son söz; Beşiktaş 2002-2003 sezonunda şampiyon olan İlhan-Tümer-Sergen-Nouma gibi yetenekli, Guinti, Dobra gibi ekstraları cebinde oyuncuları barındıran takımdan sonraki en iyi Beşiktaş.Belki de daha iyisi karar sizin.
↧