Kendisi de futbol dünyasının ulular katında yer alan bir dostum biraz da kendisiyle dalga geçerek, “Toplantılara bir gelsen sanki bu ülkenin futbol ve futbolcudan başka derdi yokmuş gibiyiz. Sanırsın ki futbolda sözü geçenler ülkeyi yönetiyor.” demişti. İspanya’yı uzun yıllar yöneten Franco’ya bakınca belli ki öyle diye aklımdan geçirmiştim.Futbolu sever, izlerim ama daha çok endüstri tarafı ilgi alanıma girer. Bırakın illegal yanını legal ekonomisi bile görünenden çok daha derin olan bu alanın duygusal boyutta insanlar üzerinde pek de akılla açıklanmayan sihirli bir etkisi var. Bunu oluşturan sadece takımın renkleri değil elbette. Bir anda hayatları değişen genç futbolcuların öykünülen yaşamları, futbol etrafında oluşan ekonominin büyüklüğü ve akşamüstü teknik direktörlüğü sona erdirilen Fatih Terim’i ise denklem içinde başlı başına farklı bir yerde değerlendirmeli. Seveni kadar sevmeyeninin de olduğu bir aşk-nefret ilişkisinin ürünü Fatih Terim. İddialı vaatleri olan, dolayısıyla risk alan bir kişilik. Fatih Terim’in o sarsılmaz algısıyla ilgili haberler de ufaktan yayınlanmaya başladığında, “Rahatsızlık var galiba düğmeye basıldı.” demiştim.Bir de son dakika haberi vereyim: Galatasaray’ın yeni hocası büyük bir ihtimalle Dick Advocaat ve ben yazarken Fatih Terim de bir basın toplantısı yapmak için hazırlanıyor.Ünlülerin en ünlüsünden daha fazla basın yansıması almışHaberin içeriği kadar sayısı da değerli bir veridir. Ajans Press, bize 15 Ağustos-15 Eylül tarihleri arasında Fatih Terim-Galatasaray ve Fatih Terim-Milli Takım haberlerini taradı. Rakamlar uçmuş. Fatih Terim ve Galatasaray ile ilgili 2 bin 937 adet haber yapılmış. Haberlerin 275’i ilk sayfadan verilmiş. Milli Takım ile ilgili ise 4 bin 123 adet haber yapılmış. Fatih Terim ve Milli Takım’ın bir arada yer aldığı haber adedi ise 2 bin 269. En ünlüden daha çok basın yansıması alan hoca, taraftarın çoğunluğunun da Galatasaray başında görmek istediği teknik adam olarak epey güçlenmişti. Aslında Başkan Ünal Aysal ile Fatih Terim arasındaki ipler 3 ay önce Elazığspor maçı sonrasında kopmuştu. Galatasaray’ın gelenekçi yapısı yönetimin yönetim kurulunda olmasını isterken başarılarda da anılmak ister. Oysaki Terim, tüm başarıları kendine yazacaktır. Süper Lig’deki üst üste gelen başarısızlık ve nihayet Beşiktaş maçındaki olaylar yönetimin elini güçlendirdi. Uzun zamandır düşünülen karar uygulanmaya başlandı.Fatih Terim, kim ne derse desin güçlü bir kişilik ve Başbakan Erdoğan tarafından milli başarılara ihtiyacımız olduğu bir dönemde takımın başına çağrıldı. Kişisel kariyerine bakıldığında inişli çıkışlı bir süreç yaşadığı görülen teknik hoca, hem bu kendi sürecini hem de Milli Takım’ın hal ve gidişini başarıya dönüştürmesi dileğimdir. Kim bilir bu durum hayırlı bile olmuş olabilir.Program genel izleyiciye, reklam yetişkinlereRTÜK, önüne arkasına program, tanıtım, sundu-sunar girişleri yaparak reklam sürelerini her defasında bir yolunu bulup sündüren televizyon kanallarına yeni düzenlemeler yapıp cezalar keserken reklamın içeriğine ne kadar dikkat ediyor diye soruyor Erhan Cıstır. “7 yaşında bir kız babasıyım. Aile büyüklerimiz ve güzel kızımla genel izleyici kodlu bir aile programı seyrederken acaba kanal mı değişti diyeceğim bir sakız reklamı yayınlanmaya başladı. Genel izleyici programları arasında cinsel içerikli reklam olur mu?”Özellikle yabancı markaların adaptasyon reklamlarında bizim topluma uymaz pek çok şey bulunabiliyor. Okurumuzun söylediği türden görseller de bunlardan biri. Peki, RTÜK uygulamalarında bunun bir yaptırımı var mı? Sanırım hayır. Bu noktada sadece sorumluluk hissedilebilir. Kimler hissetmeli? Elbette reklamları kanallara servis eden medya ajanslarıyla genel izleyiciye program yapan prodüksiyon şirketleri.Reklam cezbetmiyor, aksine itici geliyorDedim ya çekildiği ülkede hiç de sorun olmayan bazı reklamlar bize hiç uymuyor. Okurlarımızdan Ömer Barutçu’nun yazmasına neden olan, bir şampuan reklamı. “Reklamda bir erkeğin yakın çekim kıllı koltuk altını görmek istemiyorum, rahatsız oluyorum. Ürüne tepki duyuyorum. Bedava verseler almam.” diyor. Kendileri de öyle olmasa bile Türkiye’yi Taksim-Maslak hattında oturan, her sabah kahvaltıya Boğaz’a inenler olarak tanımlayanlar reklam seçiminde ve çekiminde böylesine tercih koyabiliyor. Zamanla öğrenilir diye düşünmüştüm yanılmışım. Görüyorum ki hâlâ değişen hiçbir şey yok!
↧