Quantcast
Channel: ZAMAN-YAZARLAR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Nuriye Akman - Sessizlik lütfen

$
0
0
Eline sihirli bir değnek geçirip dünyaya çekidüzen verme hayali kurmayan yoktur herhalde. Hepimiz hiç değilse çocukken, anlamlandırmakta zorluk çektiğimiz hayatı değiştirmek istemişizdir. Bu, insanı o kadar rahatlatan bir iştir ki, bazıları büyüdüklerinde o değneğin yerini tutacak bir gücün peşinde koşmaya devam eder. Politika, bilim, para ve silah kimilerine bu imkânı verir. Yazarlar da hikâyeleriyle büyü yaparlar hayata.Hayal kurmanın temelinde savunma içgüdüsü vardır. Hoşunuza gitmeyen gidişattan kaçıp başka bir dünyaya sığınırsınız. Eğer bu arayış, “aslında her şeyin yerli yerinde olduğu” bilgisiyle yapılırsa, insan kendi hayalleriyle zehirlenmez. Aksi takdirde masum hayaller, hızla otoriterleşir ve sadece bizim değil başkalarının da yıkımına yol açar. Çünkü değiştirdiğimizi zannettiğimiz sayılı verinin, hayatın sayısız verisine nasıl bir katkı yapacağını asla bilemeyiz. Her ne ise, gelelim benim uçuk hayalime: Sihirli değneğimle insanları suskunluğa mâhkum ediyorum. Kırk gün boyunca kimse konuşamıyor! Merak ediyorum, acaba ortalık cennete mi dönerdi cehenneme mi? Neler olabilirdi bir düşünelim:1- Uçaklar, kule ile bağlantı kuramayacağına göre kalkıp inemezdi herhalde. Belki sinyallerle haberleşilir, seferler yine de devam ederdi. Deniz ulaşımı sekteye uğrayabilirdi. Radarlar tek başlarına yeterli olamıyorsa eski usullere dönüp doğanın verdiği işaretlere odaklanılırdı. Kaptanın mürettebatla konuşmadan nasıl anlaşacağını bulması gerekirdi.2- Kimse kimseyi telefonla arayamayacağı için bu yolla yapılan tacizler de biterdi. İnternet üzerinden iletişim patlardı. Bu imkânı bulamayanlar mektubu yeniden keşfeder, haliyle postacıların işi artardı.3- Radyolar sadece sözsüz müzik yayını yapabilirdi. TV yayınları alt yazı marifetiyle halledilir, tartışma programları iptal olurdu. Yorumcuların işi kalemlerine kalırdı.4- Polisler ve ajanlar telsiz ve telefon dinlemelerinden medet umamayacaklarına göre suçlu takibi nasıl yapılırdı acaba? Diplomaside istihbarat açığı olacağı kesin. Bu kimler için olumlu, kimler için olumsuz sonuçlar doğururdu, düşünmek lazım.5- Mitingler, protesto gösterileri, konferanslar düzenlenemezdi. Öyle ya bağırıp çağırmadıkça ne tadı çıkar toplanmanın? Herhalde maçlara da kimse gitmezdi. Küfür etmeyecekse ne işi var orada? Yeni jest ve mimikler çıkardı belki de ortaya.6- Ağız marifetiyle kavga edilemezdi. Kışkırtıcı kelimelerin kullanılamaması acaba silahla veya yumruklarla yapılan kavgaları azaltır mıydı, çoğaltır mıydı? Hem imdat çağrısının hem teskin edici güzel sözlerin sarf edilemeyecek olmasını hesaba katmalı. 7- Okullarda ders anlatılamazdı. Öğretmenler diyeceklerini notlar halinde vereceğinden daha az yorulurdu. Öğrencilerin tahtaya kalkma korkusu biterdi.8- Tiyatrolar ya perde açamazdı veya oyunlar işaret diliyle sergilenirdi. Alkış sesi, o sessizliğin ortasında büyüyeceği için sanatçılar oyundan daha doygun çıkardı.9- Eski sinema filmlerine altyazılar eklenirdi. Efekt sesleri kalacağından seyrin tadı bambaşka olurdu. Belki ağız okuma konusunda uzmanlaşılırdı. Yeni filmlerde bütün oyuncular işaret dilini öğrenir veya sinemanın ilk günlerine dönülüp filmler sessiz çekilirdi.10- Çeneler durunca eller daha mı çok çalışırdı, daha mı az? İnsanlar konuşamayınca acaba kendilerini okumaya ve tefekküre verir miydi? Konuşmaktan başka bir marifeti olmayıp can sıkıntısından ölecekleri veya öfkeden kuduracakları unutmamak lazım. 11- Konuşmanın yitimi, insanın diğer güçlerini büyütebilirdi. Mesela iki göz, dört göz kapasitesine çıkabilirdi. Keza işitme duygusu artardı, böylece doğa daha güzel algılanırdı. Rüzgâr, deniz, yağmur, ağaçlar, hayvanlar hem görsellikleriyle hem de sesleriyle öne çıkardı... Dokunma ve koku alma organlarımız hassasiyetlerini artırırdı. Hayatın kaçırdığımız yönleri daha bir parlardı.12- Böyle bir fantezinin beni cezbetme sebebini herhalde tahmin ettiniz. İnsanlar sizce de gereğinden fazla konuşuyorlar mı? Sadece muktedirler değil, hepimiz dilimizle havanda su dövüyoruz. Kırk gün konuşmasak, çenemiz açıldıktan sonra onu daha tasarruflu kullanmaz mıydık acaba? Maalesef sihirli bir değneğim yok. Başkalarını susturamayacaksam yapabileceğim iki şey var: Kulaklarımı gevezeliğin her türlüsüne kapamak ve bu kakafoniden kendi sesimi çekmek. Ne zaman bir şeyi protesto etmek amacıyla ağzını bantlayan birini görsem, ah o bantı protesto ettiğiniz insanların ağzına yapıştırabilseniz ve siz de hiç çıkarmasanız keşke derim. Tiyatroya veya sinemaya gittiğimizde konuşabiliyor muyuz? Bırakalım başkaları nefeslerini tüketsinler, biz hayat oyununu bir süre sadece seyredelim...

Viewing all articles
Browse latest Browse all 11844

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue